Saadet Partisi Samsun İl Başkanı Temel Armutçu, “Açı reçete kavramı, ekonomik sorunların aşılmasında çözüm olarak görülen ve belli bir süre herkesçe katlanılması gereken sıkıntı verici uygulamalardır. Daha düne kadar "uçuşa geçen" hatta "pik yaptığı" iddia edilen Türkiye ekonomisi; Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın "göreve devam edememe" kararı vererek Bakanlıktan ayrılması ve ekonomi yönetimindeki değişim sonrasında birdenbire "acı reçete" uygulanacak hâle geldi. Ekonomide "yeni bir seferberlik başlattıklarını" ifade eden Sayın Cumhurbaşkanımız, “Yaşadığımız kritik dönemin ruhuna uygun şekilde, gerekiyorsa devlet ve millet olarak fedakârlık yapmaktan, acı da olsa doğru reçeteleri uygulamaktan kaçınmayacağız” dedi. Sayın Cumhurbaşkanının uygulamaktan çekinmeyeceklerini söylediği "acı reçete" ile hayata geçirileceği iddia edilen ekonomik reformların tamamının, vatandaşımızı sıkıntıya sokacak politikalar olacağı konusunda en küçük bir şüphem yok. Öyle anlaşılıyor ki Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, önümüzdeki dönemde tamamen yerli ve millî karakterli bir IMF programı uygulamak için hazırlık yapıyor. Tabii ki IMF olmadan.
Kemer sıkma politikaları denilince; bütçe açığının kapatılması için tedbirler alınması, başta asgari ücret zammı olmak üzere, tüm ücretlilerin zam oranlarının düşük tutulması, temel tüketim ürünlerine kapsamlı ve peş peşe zamların yapılması, mevcuttaki vergilerin artırılması, hatta yeni vergilerin hayata geçirilmesi ilk aklımıza gelenler. Bu durumun ortaya çıkaracağı üretim ve istihdam kayıplarının işsizliği ve yoksulluğu daha da arttırması ise kaçınılmaz bir gerçek. Vatandaş olarak acı reçeteden; gelirimizin düşeceğini ve daha çok yoksullaşacağımızı anlamamız gerek. 2021 yılında vatandaş olarak az kazanacağız ama yüksek vergiler ile karşı karşıya kalacağız. Kısaca hayat pahalılığı artacak. "Acı reçete” diyenler, halkın ne durumda olduğunu galiba bilmiyorlar. Halk bitmiş, halkın nefes alacak, kemer sıkacak hâli zaten yok. Sıka sıka kemerde delik kalmadı. Halk, sadece bugününü değil, gelecek 5-10 yılını da borçlandığı için yemiş bitirmiş durumda. Biz söylemiyoruz, Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin Eylül sonu yayınladığı verileri söylüyor durumun böyle olduğunu. Devleti yönetenlerin başarısızlığının ve beceriksizliğinin cezasını neden vatandaş çeksin? “Acı reçete uygulayabiliriz” diyenler, “Biz devleti iyi yönetemedik, cezasını siz ödeyeceksiniz” demek istiyorlar. “Acı reçete” sözünün anlamı tam da budur” dedi.
Kemer sıkma politikaları denilince; bütçe açığının kapatılması için tedbirler alınması, başta asgari ücret zammı olmak üzere, tüm ücretlilerin zam oranlarının düşük tutulması, temel tüketim ürünlerine kapsamlı ve peş peşe zamların yapılması, mevcuttaki vergilerin artırılması, hatta yeni vergilerin hayata geçirilmesi ilk aklımıza gelenler. Bu durumun ortaya çıkaracağı üretim ve istihdam kayıplarının işsizliği ve yoksulluğu daha da arttırması ise kaçınılmaz bir gerçek. Vatandaş olarak acı reçeteden; gelirimizin düşeceğini ve daha çok yoksullaşacağımızı anlamamız gerek. 2021 yılında vatandaş olarak az kazanacağız ama yüksek vergiler ile karşı karşıya kalacağız. Kısaca hayat pahalılığı artacak. "Acı reçete” diyenler, halkın ne durumda olduğunu galiba bilmiyorlar. Halk bitmiş, halkın nefes alacak, kemer sıkacak hâli zaten yok. Sıka sıka kemerde delik kalmadı. Halk, sadece bugününü değil, gelecek 5-10 yılını da borçlandığı için yemiş bitirmiş durumda. Biz söylemiyoruz, Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi’nin Eylül sonu yayınladığı verileri söylüyor durumun böyle olduğunu. Devleti yönetenlerin başarısızlığının ve beceriksizliğinin cezasını neden vatandaş çeksin? “Acı reçete uygulayabiliriz” diyenler, “Biz devleti iyi yönetemedik, cezasını siz ödeyeceksiniz” demek istiyorlar. “Acı reçete” sözünün anlamı tam da budur” dedi.