Samsun ili Çarşamba ilçesi Eğercili Mahallesi sınırları içerisinde bulunan sahada Oltan ve Köleoğlu Elektrik ve Enerji Üretimi Tic. AŞ. tarafından yapılması planlanan ve inşa çalışmaları süren Samsun-Çarşamba Biyokütle Enerji Santrali (BES) projesi hakkında Samsun Valiliği’nin (Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünce) ‘Çevresel Etki Değerlendirilmesi (ÇED) gerekli değildir’ kararı üzerine Samsun İdare Mahkemesi’ne işlemin iptaline ve yürütmenin durdurulmasına dair karar verilmesi için başvuru yapan söz konusu alanda taşınmazları bulunan Seyfettin Batcı ve Yaşar Bektaş’ın avukatlarından Yaşar Altürk, mahkeme heyetinin talebi üzerine hazırlanan bilirkişi raporuna ilişkin konuştu. Av. Yaşar Altürk, Samsun Çevre Platformu’nun (SAMÇEP) ciddi tepki göstererek ‘bilim cinayeti’ olarak tanımladığı ve bilirkişi heyetine dava açacağını duyurmasıyla tekrar gündeme gelen bilirkişi raporuyla ilgili ‘Ben umutsuz değilim’ dedi.
SAMÇEP’İN AÇIKLAMALARINI OKUDUM ANCAK…
Altürk, “Samsun ili Çarşamba ilçesi Eğercili mahallesindeki biyokütle enerji santrali ile ilgili davada keşif yapılmış ve bilirkişi raporu yazılmıştır. Samsun Çevre Platformu’nda görevli arkadaşlarımızın basında yankılanan açıklamalarını sonradan okudum. Ancak ben bu rapordan o kadar da umutsuz değilim. Çeşitli yönleriyle eleştirmeme rağmen bu raporun da dikkat çektiği tehlikeler var” diye konuştu.
‘BİLİRKİŞİ RAPORU HER ŞEY DEĞİLDİR’
Av. Yaşar Altürk, şöyle devam etti: “Örneğin, “(…) ormansızlaştırma riski taşıdığı ve çok fazla su gerektirdiği” ve “öngörülen önlemler çok titiz bir şekilde alınsa dahi geçici etkilerin ve sınır değerlerine yakın olumsuzlukların olabileceği” ifade edilmektedir. Valilik işleminin sadece bir yönüyle tehlikeye neden olması ve kamu yararına aykırı sonuçlar yaratması, işlemin iptali için yeterlidir. Yargılama süreci devam ettiği için burada her şeyi yazmam mümkün değil. Ancak dosyadaki bilirkişi raporu, her şeyin üzerinde yer alan kutsal bir metin değildir. Toprak Koruma ve Arazilerin Kullanılması Hakkında Kanun uyarınca; a) mutlak tarım arazileri tarım dışı bir amaçla kullanılamaz; b) mutlak tarım arazilerinin tarım dışına çıkarılabilmesi için mutlaka alternatif araştırması yapılması şarttır. Bu valilik işlemi yapılırken hiçbir alternatif araştırması yapılmamıştır. Sadece bu husus dahi, valilik işleminin iptali için yeterlidir. Zaten aynı taşınmazla ilgili olarak İdare Mahkemesinin bu yönde, çevre lehinde verdiği karar var. Bu delil durumu karşısında bilirkişi raporu her şey değildir, tek belirleyici değildir. İşte bu nedenle, ben o kadar da umutsuz değilim.”
‘BİLİM DIŞI OLDUĞU İÇİN BELİRLEYİCİ DEĞİL’
Av. Yaşar Altürk, “Kaldı ki, Bakanlar Kurulu, yüksek tarımsal potansiyeli nedeniyle, Çarşamba ilçesini, köy ve mahalleleriyle birlikte “büyük ova koruma alanı” saymıştır. Valilik işleminin gücü, Bakanlar Kurulu kararını ortadan kaldıramaz veya etkisiz kılamaz. Yıllardır avukatlık yapıyorum. Avukat olarak takip ettiğim hiçbir davayı sosyal medyada tartışmadım. Ancak bu dava, sadece benim davam değil, binlerce, milyonlarca insanın ilgiyle izlediği bir dava. Sadece Çarşamba ve Samsun’u değil; Amasya, Çorum, Tokat ormanlarını ilgilendirdiği gibi, bütün Karadeniz Bölgesini etkilemektedir. Hatta o çok eleştirdiğimiz bilirkişi raporu dahi, bu santralın bölgede ‘ormansızlaştırmaya neden olabileceğini’ açık açık ifade etmektedir. Çünkü firmanın hazırlattığı Proje Tanıtım Dosyasında ‘Amasya, Tokat, Çorum ve Samsun illerindeki ormanlardan ağaç kabuğu ve sair orman ürünlerinin santralde değerlendirileceği’ ifade edildiği ve her gün tonlarca maddeye ihtiyaç duyulduğu dikkate alındığında, bu projenin orman katliamına neden olacağı görülmektedir. Üç kuruşluk oksijenimiz kaldı; onu da bitirme amacındaki santral çok ağır kimyasal ve tıbbi zararlara neden olacağı; saçtığı zehirle KOAH ve diğer solunum yolu hastalıkları ile kansere yol açacağına dair çok sayıda bilimsel rapor var. Bölgenin çok verimli tarım arazisi olduğunu bilirkişi raporu da söylüyor. Ancak, ‘yoğun tarım nedeniyle doğal hayatın tamamen sıfırlandığı; tarımsal verimlilik nedeniyle bitki ve hayvan türlerinin kaybolduğu’ iddiası aldatıcı, yanıltıcı, akla aykırı ve bilim dışı olduğu için belirleyici değildir” şeklinde konuştu.
'KARARDAN SONRA İSTİNAF AŞAMASI DA VAR’
“Lafı uzatmak istemiyorum” diyen Av. Yaşar Altürk, son olarak ise “Bu davaya ilgi duyan binlerce, milyonlarca insanın hukuka güvenmesini istiyorum. Her koşulda, çözüm yollarının hukuk içinde olduğunu belirtmek istiyorum. Mahkeme kararından sonra istinaf aşaması da var. O aşamada da haklı görüleceğimizi umut ediyorum. Çünkü haklı bir zeminde duruyoruz; Anayasa ve yasalara uygun düşen sağlam delillere dayanıyoruz. Yargılama devam ettiği için daha detaylı bir değerlendirme yapmamın doğru olmayacağı kanaatiyle herkese selamlar” ifadelerini kullandı.
Tolga BİRGÜCÜ
Güncel
24 Şubat 2020 - 12:08
Ben o kadar umutsuz değilim
Samsun Valiliği’nin ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararının ‘yürütmesinin durdurulması’ talebi ile 3. İdare Mahkemesi’nde dava açan arazi sahiplerinin avukatlarından Av. Yaşar Altürk, mahkeme heyetinin talebi üzerine hazırlanan bilirkişi raporuna SAMÇEP’ten tepki gelmesine rağmen, ‘Ben o kadar umutsuz değilim’ diyerek açıklama yaptı
Güncel
24 Şubat 2020 - 12:08