Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla Yassıada Projesi'ni hazırlayan Karaaslan, Yassıada'nın Türk milletinin zihnine 1960 darbesi sonrasında girdiğini, adanın tarih boyunca hep politik sürgünlerin uğrak yeri haline geldiğini söyledi. Yassıada'nın hep sürgünlerin yaşandığı acılı bir ada olduğunu belirten Karaaslan, "İstanbul'da bu adalar 'Hayırsız Adalar' zinciri olarak anılır. Adanın acı tecrübeleri var. 1960 darbesi öncesinde buraya subayların kalması için lojman ve spor tesisleri yapılmış ama bunların 1960 darbesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin en hukuksuz yargılamalarının yapıldığı salonlara ve zindanlara döndüğünü gördük" ifadesini kullandı.
ERDOĞAN TALİMAT VERDİ
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla adanın adının "Demokrasi ve Özgürlükler Adası" olarak değiştirildiğini aktaran Karaaslan, "Bizans zindanlarının bulunduğu, haksız ve hukuksuz yargılamaların gerçekleştiği, 1960 darbesi sonrasında dönemin Başbakanı Adnan Menderes ile bakanları Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun idam sürecinin başladığı Yassıada'nın yeni yapılanması ile tüm dünyaya demokrasi ve özgürlükler konusunda mesaj verilecek" dedi.
Çiğdem Karaaslan, Yassıada'nın proje bittiğinde yeşil bir adaya dönüşeceğine işaret ederek şu değerlendirmeyi yaptı: "İçinde tarihi spor salonunun dönüşeceği 27 Mayıs Müzesi, Adnan Menderes Kongre Merkezi, Demokrasi ve Özgürlükler Merkezi, Demokrasi Meydanı ve Parkı bulunacak. Aynı zamanda adadaki iki şato gibi yapının restorasyonları yapılarak kullanıma kazandırılacak. Adaya 40 bin fidan dikeceğiz ve adayı yeşil hale dönüştüreceğiz. Seyir terasları ile UNICEF ve kongre merkezi, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen devlet adamlarına ya da yabancı misafirlere veya kongrelere ev sahipliği yapacak. Oraya gelenler yine orada bulunan kongre merkezindeki otelde konaklayacak. Bir nevi Yassıada, Davos gibi olacak."