Yaşar, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında fındık üreticilerinin sorunlarına değindi. Türkiye'nin, en büyük fındık üreticisi olduğunu belirten Yaşar, "Dünya genelinde fındık üretiminin yüzde 70'i Türkiye'de. Bu, ülkemiz için büyük bir övünç kaynağıdır. Karadeniz Bölgesi'nde yıllık ortalama 500 bin tonun üzerinde fındık üretimi gerçekleşmektedir. 500 bin aile doğrudan, 2 milyon aile de dolaylı olarak fındık üretiminden geçimini sağlamaktadır. Türkiye 2016-2017 yılında 1.9 milyar, 2017-2018 sezonunda ise 1.8 milyar dolar ekonomik gelir elde etti" dedi.
ÜRETİCİ MAĞDUR EDİLMEMELİ
Fındık üretiminin Türkiye için stratejik bir önemi olduğuna dikkati çeken Yaşar, hükümetin bir an önce fındık taban fiyatını açıklamasını istedi. Fındık fiyatlarının uluslararası firmalar tarafından belirlendiğini ve hükümetin de bu durumu sadece seyrettiğini öne süren Yaşar, "Burada hükümete sesleniyoruz. Bu olayları seyretmeyin. Türkiye'yi, fındığı yabancıların elinde oyuncak etmeyin, bir an önce taban fiyatını açıklayın. Taban fiyat 25 liradan da az olmamalıdır. Uluslararası arenada da 3,5-4 dolar arasında olmalıdır. Üretici mağdur edilmemelidir" diye konuştu. Yaşar, fındığın maliyetinin 20 TL civarında olduğunu, pandemi süreciyle birlikte enflasyon rakamlarının da yükseldiğini bu nedenle de 25 TL'nin altında belirlenen her rakamın üreticiyi mağdur edeceğini dile getirdi.
İYİ PARTİ’DEN 11 ÖNERİ
Yaşar, fındık üreticisinin mağdur olmaması ve ülke ekonomisinin fındıktan maksimum fayda sağlayabilmesi amacıyla, İYİ Parti Fındık Çalışma Grubu olarak kısa ve uzun vadede hükümete sundukları 11 öneriyi de şöyle sıraladı:
1-Fındık, Türkiye ekonomisi için hayatı önemde bir üründür. Dolayısıyla TMO, gecen seneki gibi fındığın pazara ucuz fiyattan düşmesinin önüne geçmeli ve biran önce 'fındık fiyatını' ilan etmelidir. Geç kalınması halinde, geçen yıl olduğu gibi üretici açısından ciddi zarara neden olacaktır. Ayrıca bugünden tezi yok gerekli çalışmalar yapılarak en kısa sürede TMO ya da Fiskobirlik depoları alıma hazır hale getirilmelidir. Lisanslı depoculuk tüm bölgede yaygınlaştırılmalıdır.
2-Yukarıda da ifade edildiği gibi, rekoltenin 660.000 ton olduğu ifade edilmektedir. Rekolte, fiyatı belirlemede ana unsurlardan birisidir. Bu nedenle, rekolte belirlemesinin daha net, daha sabit verilere dayalı, rasyonel ve resmi ağızdan yapılması sağlanarak, üreticilerin zihninde muğlak nokta bırakılmamalıdır. Fiyat belirlenmesi esnasında rekolte bazlı manipülasyonların önüne geçilmelidir.
3-Fındıkçının en fazla yara aldığı konulardan birisi “emanetçiliktir” TMO, ister lisanslı depolamaya yeni bir düzenleme getirerek, isterse de emanete fındık alımı için bir strateji belirleyerek üreticinin bu mağduriyetinin önüne geçmelidir. Yeni bir “emanetçi” sistemi devlet kanalı ile oluşturulmalıdır. Örneğin, başlangıç dönemlerinde üreticinin depo kiraları desteklenmeli, eline verilen ürün teslimat sertifikaları karşılığında (Altı ayı geçmeyen vadelerde) faizsiz bankalardan kredi kullanmaları sağlanmalı gibi alternatif çözümler geliştirilmelidir.
4-Yevmiye fiyatı belli olmuştur. Fakat üreticinin işçilik maliyetinin tek kalemi isçi yevmiyesi değildir.
Özellikle pandemi sonrası isçilerin sağlık durumu, barınma sekli ve yasam alanları, yine salgın sebebi ile tekrar dizayn edilmektedir. Bu politika esnasında devletin fındık üretim alanları arasında hakkaniyete dayalı ve eşitlik prensibi çerçevesinde davranılmalı ve özellikle halk arasında kalacak yer ödeneği olarak bilinen bu tip harcamalar adil ve şeffaf bir şekilde yapılmalıdır.
5-Fındık fiyatının belirlenerek, kamu tarafından, süratle alım yapılacağı ilan edilmelidir. Sürekli taban fiyatı tartışmalarına son verecek bir sitemde taban fiyatı açıklanması yapılmalı ve bu sayede manipülasyonların önüne geçilmelidir. Alım yapılan mahsulün peşin ya da peşine yakın bir zamanda ödeneceğinin açıklanması da üreticinin elini rahatlatacak, piyasada potansiyel fiyat belirsizliğinin önüne geçilecektir.
6-Fındığın hasadı sonrası pazara erken düşmemesi ve fiyatında düşüş yaşanmaması için fındık destekleme paralarının ağustos ayı sonunda ödenmesi gerekmektedir.
7-TMO fındık alım şartlarını biraz üretici lehine daha esnek hale getirmelidir. (Yani fındıkta nem eksik-fazla ya da randımanı yüksek-az gibi bazen gereksiz olan bahanelerle üretici mahsulü geri gönderilmemeli ve üretici mağdur edilmemelidir)
8-Fındığın fiyatı, satışının tamamına yakını ihracat bazlı hesaplanmalıdır. Böylece üreticinin dolar artışı karşısında satın alma gücü kaybı yasamasının önüne geçilmelidir.
9-Tüm bu gerçekler ışığında fındığın taban fiyatı 3,5-4 dolar seviyesinin altında açıklanmamalıdır. Ve 25 TL’den den az olmayacak düzeyde olmalıdır.
10-Uzun vadede fındığa dayalı sanayinin teşvik edilerek fındık bölgelerinde hem fındığın mamul hale getirilip katma değer oluşturulması, hem de yeni iş alanlarının açılması ve özellikle yurt içi kullanım ve tüketimi teşvik edilmelidir.
11-Yine uzun vade de en önemlisi Tarım ve Orman Bakanlığı öncülüğünde Ulusal Fındık Politikası belirlenmelidir.
HABER MERKEZİ
Ekonomi
21 Temmuz 2020 - 09:56
Fındık en az 25 lira olmalı
İYİ Parti Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, fındık taban fiyatının en az 25 lira olması gerektiğini söyledi
Ekonomi
21 Temmuz 2020 - 09:56