2 Temmuz 1919 günü Batum yoluyla getirilen 1.200 Gurka Hind askeri Samsun’a ayakbastı. Gurka, Nepal bölgesinden bir halktı. 19.yüzyıl başlarında Hindistan’da İngilizler ile çarpışan Gurkalar cesaret ve savaşçı yetenekleriyle İngilizlerin dikkatini çekmişti. Onlar artık sömürge sürecinde İngilizlerin askerleri arasına girdi. Gurkalar, Anadolu’ya ilk kez Çanakkale Savaşları sırasında getirildi. Hind tugayı bünyesinde 4 taburluk bir kuvvetle savaşa dâhil edildi.
Mustafa Kemal Paşa, Hind askerlerinin Samsun güneyine doğru ilerlememesi için karargâh merkezi Sivas olan 3.Kolorduya 6 Temmuz 1919 günü bir yazı gönderdi.
OSMANLI HÜKÛMETİNDEN SAMSUN’A YAZI: MUSTAFA KEMAL’E UYMAYIN!
Canik Mutasarrıfı Hamit Bey notlarında, Mustafa Kemal’in bu emri karşısında topları daha önceden Kavak’a nakleden 3. Kolordu Komutanı Refet Bey’in (Bele), İngiliz bölüğünün hareketine ve geçişişine seyirci kaldığını ve İngilizlere karşı mağlup vaziyetindeydik diye aktarırken devamında şunları belirtir:
“… Temmuz’un 8.günü merkeze 1.5 saat mesafede olan Kadamut Köyü’nde bulunan Refet Bey ile Vekiller Heyeti namına hareket eden Nafıa Nazırı Ferit Bey arasında hararetli bir muhabere cereyan etti. Ferit Bey, zapt edebildiğimiz ifadesinde:
“Kemal Paşa’nın camilere kadar şumûllendirdiği propagandalarıyla bir takım hareketleri, İngilizlerin şüphesini davet ettiği için, ısrarlarına dayanarak hükûmetçe azlolunduğunu, teşebbüsât-ı hazıra başlangıçta başarılı olsa bile İtilaf kuvvetlerine mukavemet mümkün olmadığı için korkulan işgale yol açılmış ve böylelikle memleketin parçalanmasına sebebiyet verilmiş olacağı, Mustafa Kemal Paşa’nın merkeze davet olunduğu ve kendisine ilişilmeyeceği İngilizler tarafından resmen taahhüt olunduğu ve daveti kabul etmediği takdirde İngiliz kuvvetleri sevk olunarak Paşanın tutuklanmasına çalışılacağı ve memlekette bu vesile ile ufak bir vaka zuhur ederse müdahale edilemeyeceği ve Samsun’a kuvvet gönderilmesinin katiyen işgal mahiyetinde bulunmadığı, bu hususu İngilizler tebliği eyledikleri cihetle bunların hareketlerine karşı konulmaması ve Mustafa Kemal Paşa’dan başka orduyu idare edecek iktidarlı kumandanlarımız bulunduğu, Paşanın malum olan ahvâl ve ahlâkına Refet Bey'in uymasının hayret-i mucib olduğu “ merkezindeydi.
REFET BEY’İN HÜKÛMETE CEVABI
İngiliz Mümessili’nin gelen kuvvet hakkındaki izahatını arz eyledikten sonra: “Müdafaa teşebbüsü hod be hod olmayıp Meclis-i Vükela kararına dayandığını, Mustafa Kemal Paşa ile şahsi veya hususi hiçbir münasebet ve ilişiği olmadığını, çıkartmanın ordusu mıntıkası asayişinden kanunun kendisine düşen vazife mesuliyeti hissine müstenit olup Paşanın esasen bu gibi icraat hakkında emir vermeye salâhiyeti olmadığını, ifadesinin doğruluğuna ve kendisinin Paşaya tâbi olmayacağının, eski hukuka binaen muhatabınca da teslim edileceğine emin bulunduğunu ve bu işgalin İzmir hadiselerinden heyecana kapılan halkı müteessir kıldığını ve mahaza hükûmetin ittihaz ve tebliğ edeceği karara uyacağını, heyecanı teskin ve gerektiğinde sıkıyönetim ilânı tedbirine de başvuracağını” bildirdi.
Canik Mutasarrıfı Hamid Bey’e göre; İngiliz bölüğünün Merzifon’a gelişiyle zaten mesele halledilmiş sayılmak lazım gelirse de bu, meselenin ikinci safhasını teşkil eden İngiliz diplomasisisin karşı taarruzu idi.
MUTASARRIF VE KOMUTANLAR KAVAK’TA BULUŞUYOR
Temmuz’un 12. Sabahı teftiş için Çarşamba Kazası’na gitmiştim. Orada bulunduğum sırada öğle vakti İngiliz “Chark” torpido muhribiyle İstanbul’dan Harbiye Nezareti Harbiye Dairesi Reisi Miralay Çolak Selahaddin Bey Samsun’a gelmiş. Akşam Samsun’a dönüşümde Selahaddin Bey ile o gün Trabzon’dan gelen İngiliz sefaretinin mârup binbaşısı Smith ile görüştük.
Selahaddin Bey, Refet Bey’in yerine kolorduya tayin edilmişti. Amasya’ya dönmüş olan Refet Bey ile muhabere ederek ertesi gün Kavak’ta toplanmaya karar verdik. İstanbul’dan verilen emre nazaran Refet Bey’in aynı torpido ile gitmesi icap ediyormuş. Kavak nahiye merkezinde 13 Temmuz günü birleştiğimiz vakit İngiliz Smith, sıkı sıkı bu emirden bahsetti. Refet’i iknaya çalıştı.
Denenmiş acı tecrübelerden sonra İngiliz vaadine aldanmak için pek ahmak olmak gerekirdi. Bununla beraber bizler de Refet’i iknaya çalıştık. Refet bittabi dolaba girmedi. Amasya’da eşyasını bıraktığı cihetle onları alıp ve alakasını keserek bir haftaya kadar döneceğinden bahisle Kavak’tan ayrıldı. Smith, bu başarısızlığına pek üzüldü. Samsun’da bir müddet beyhude bekledikten, Selahaddin Bey’i vaki olan kayıtsızlığından dolayı hatalı gördükten ve hükûmeti de asileri teşvik ve tahrikle suçladıktan sonra çıkıp gitti.
3.KOLORDUYA ATANAN SELAHADDİN BEY’İN RAPORU
Refet Bey, 12 Temmuz 1919 tarihi itibariyle 3.Kolordu Komutanlığı’ndan alınarak yerine Albay Selahaddin Bey atandı. Selahaddin Bey, Harbiye Nezareti’ne gönderdiği raporda, Refet Bey ile Kavak’ta buluşup kumandayı devr aldığını, İngiliz Binbaşı Smith ile görüşmek üzere Samsun’a dönmekte olduğunu bildirdi.
Bilindiği üzere 17 Mayıs 1919’da bu göreve atanan Refet Bey, 6 Temmuz 1919 günü Samsun’daki İngiliz birlikleri ilerlerse ateş açacağını ihtar ettiği için İngilizleri kızdırmış, Harbiye Nezareti ise Refet Bey’e İngilizlere engel olmaması emrini vermişti.
8 TEMMUZ GÜNÜ KİM NEREYE NE YAZDI?
İngiliz Karadeniz Orduları Komutanı General Milne’den İngiliz Yüksek Komiser Amiral Calthorpe’a
“3.Kolordu Komutanı Refet Bey Samsun’a çıkan paralı İngiliz askerlerinin memleket içerisine gönderilmesini protesto etti. Askerî Ateşe Deedes aracılığıyla Mustafa Kemal’in geri çağrılmasını istedim.”
Bunun üzerine 9 Temmuz 1919 günü Amiral Calthorpe Osmanlı Hükûmeti’ne verdiği bir nota ile İngiliz askerlerinin Samsun’dan içerilere gönderilmesine karşı gelen 3.Kolordu Komutanı Refet Bey’in derhal İstanbul’a çağrılmasını istedi. Kendisini getirmek üzere bir İngiliz subayının İstanbul’dan yola çıkarıldığını bildirdi. Calthorpe, bu direnme olayında Mustafa Kemal’in parmağı bulunduğunun muhtemel olduğunu bildirerek ona karşı da gereken tedbirlerin alınmasını istedi.
3.Kolordu Komutanı Refet Bey’den Harbiye Nezareti’ne
“Samsun’daki Hind askerlere karşı aldığım tedbirin Mustafa Kemal ile bir ilişiği yoktur. Çıkartmanın ordusu mıntıkası asayişinden kanunun kendisine düşen vazife mesuliyeti hissine müstenit olup Paşanın esasen bu gibi icraat hakkında emir vermeye salâhiyeti yoktur:”
Mustafa Kemal Paşa’dan Harbiye Nezareti’ne
“İngilizler Samsun’a artık tek bir asker dahi çıkarmamaları için gereken tedbirlerin alınmış olup, içerilere tek bir İngiliz askerinin hareketine izin verilmeyeceği eğer teşebbüs ederlerse sorumluluğun kendilerine ait olacağını İngilizlere bildirilmesini arz ederim. “
|
TEĞMEN MUSULLU ABDÜLHADİ’NİN KAVAK GÜNLÜKLERİ:
İNGİLİZLERE KARŞI KOYABİLİR MİYİZ?
8 Temmuz 1919: Bugün taburca Havza’dan Kavak’a hareket ettik. İngilizler Samsun’a bir müfreze ihraç etmiştir.
9 Temmuz 1919. Bu gece yarısı Dorukhan’dan hareketle şafakla Kavak’a girdik. Bugün burada bir tepede açık ordugâhta kaldık. Bilmem İngilizlere ne suretle mukabele edebiliriz. Allah muvaffak etsin.
10 Temmuz 1919: Bugün burasını keşf için Hacıdağı’na gittik. Muntazam ve tam mevcutlu bir İngiliz bölüğü Merzifon’a hareket etti. Pek çok ağırlık vardı.
11 temmuz 1919: Kavak’ta vaziyette tebeddül yoktur.
12 Temmuz 1919: Bugün eski fırka kumandanı Miralay Selahaddin Bey buraya geldi. 3. Kolordu Kumandanı Refet Bey buradadır.
13 Temmuz 1919: 13. Alay buraya gelecektir. Bir taburca Ladik’e gideceğiz. Bu gece 3 otomobil geçmiştir. İçlerinde İngiliz ve Amerikan vardır.
|
Kaynakça
Halit Eken, Kapancızade Hamit Bey, Yeditepe Yayınları, İstanbul,2008
Dursun Ali Akbulut, “Hamit Bey’in Samsun Mutasarrıflığı Karşısında Karşılaştığı Problemler”, 19 Mayıs ve Milli Mücadele Samsun Sempozyumu, Samsun 16-20 Mayıs 1994, s. 105-113
Bilal N. Şimşir. İngiliz Belgelerinde Atatürk, Cilt 1, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1992.
Esat Arslan, Musullu Abdülhâdi’nin İzinde Bozgundan Zafere, Phoenix Yayınları, Ankara, 2005.
Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü I, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1993