Küçük Sanayi Sitesi'ndeki dükkanında zanaatını yaşatan evli ve 2 çocuk babası Düzdemir, gelişen teknolojiye inat ailesinin 100 yılı aşkın sürdürdüğü mesleğini devam ettiriyor. Sabahın ilk ışıklarıyla dükkanını açıp tezgahının başına geçen Düzdemir, ateşin önünde müşterilerin getirdiği mutfak eşyalarını geleneksel yöntemlerle kalaylayarak yeni görünüme kavuşturuyor. Çırak yetişmeyen mesleğinin son temsilcilerinden biri olarak gücü elverdiğince çalışmak isteyen Düzdemir, kalaycılığı ilkokul yıllarında babasının yanında öğrendiğini söyledi.
EKMEK TEKNESİ
Severek yaptığı ve "ekmek teknem" diye tanımladığı işinin zor bir meslek olduğuna dikkati çeken Düzdemir, "Bakırcılık da kalaycılık da zor bir iş. Dumanları yutuyoruz, meslek hastalıklarımız var. İşi sevmesem bu vaziyete kadar getiremezdim. Bizim tarlamız, yan gelirimiz yok. Bundan ekmek yiyoruz. Babamın da aynıydı. Rabb'im'in bana vereceği sıhhat ve ömre kadar işime devam edeceğim" ifadelerini kullandı.
BİZDE TATİL OLMAZ
Bir dönem Merzifon'da 35 kalaycı olduğunu ayrıca onların yanında çalışanlar bulunduğunu dile getiren Düzdemir, şöyle devam etti: "Şimdi kalmadı, Merzifon'da bir ben kaldım. Bu işi tam manasıyla benden sonra yapacak hiç kimse yok. Bizde dükkan hep açıktır, tatil yoktur. Ben hiç tatil yapmadım. Müşteriler memnun olmazsa bu meslekten ekmek yiyemezsin. Sanatkar düzgün iş yapacak, dürüst olacak. Kazanacaksın ama karşındakini kandırmayacaksın. En büyük meziyet dürüstlük zaten. Dürüst olduğun sürece kimse sana bir şey söyleyemez."
AA