Başbakan Binali Yıldırım, 109'uncusu düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları toplantısındaki konuşmasına, "Arkadaşlar ben bu kadar sık konuşmaya fazla konuşmaya hazır değilim. Çok kolay olmayacak. Biz, laf üstüne laf değil, baş üstüne baş koyan bir iktidarız. Biz konuşmayalım, eserlerimiz konuşsun. Bizim liderimiz var. Liderimiz ülke, milletimiz gündemiyle verilmesi gereken mesajları en açık, en net şekilde veriyor. Allah ondan razı olsun" diyerek başladı.
Yıldırım, 64. Hükümet ve önceki hükümetlerde görev yapan Davutoğlu'na teşekkürlerini ileterek, "AK Parti'de değişim bir bayrak yarışıdır. AK Parti'de kişiler değişir, hedefler değişmez, millete hizmet yolunda kararlılıkla artarak devam eder. Kadın kolları, kuruculardan delegelere, bütün parti teşkilatımızın birimlerine ve milyonlarca parti üyelerimize huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. Kongrede ortaya konan bu örnek davranıştan dolayı, AK Partimize yakışan bu çalışmadan dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Bir kez daha bu aziz millete hizmet etmenin ne kadar önemli bir iş olduğunu hep beraber gördük" ifadelerini kullandı.
AK Parti'nin kuruluşundan bu yana gelinen süreç hakkında bilgi veren Yıldırım, AK Parti'nin kurucu lideri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti. Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti: "Biz memleketin işlerini yola koyarken, eski alışkanlıkları tekrar edenlere diyorum, milletten yetki almayan, güç almayan, milletin önüne gidip derdini sormayanın artık bu ülke idaresinde yeri yok. Demokrasi de bu. Demokrasi milleti kendine benzetme değil, millet neyse sen de o olacaksın. Milletin evlatlarıyla AK Parti siyaset sahnesine çıktı ve aynı tarzda da çalışmasına devam ediyor. AK Parti'nin milletvekili 380 olsaydı o zaman 381 lazımdı, çünkü bunların kafasında hukuk yok. Cumhurbaşkanları Türkiye'de siyaset oyunlarının hep bir parçası olmuş, kapılar arkasında o emekli paşayı mi seçelim, böyle şey yok, böyle bir dünya yok. Dedik ki eski alışkanlıklar bitti, eski camlar bardak oldu. Madem öyle işte böyle, tekrar millete gidiyoruz dedik. Gittik mi, gittik. Millet dersi verdi mi? Ekonomiyi düzelttik. Somunumuzu büyüttük ama gördük ki eksik birşey var. Vesayet odakları hala, sizin vermediğiniz yetkiyi kullanmaya çalışıyor. Buna ne diyorsunuz? Biz, kime yetkiyi verdiysek ondan hesap sorarız, o da AK Parti'dir. Geldik dedik ki kardeşim 'her Cumhurbaşkanı seçiminde bu tabloyla karşılaşır mıyız?' Yok. Vatandaş kendisi Cumhurunu kendisini seçsin. Anayasa değişikliğini yaptık. Bu değişiklik Türk demokrasi tarihinin dönüm noktası. Milletin Cumhurbaşkanını artık millet kendisi seçiyor. Anayasa'da Cumhurbaşkanı semboliktir diye laf ediyorlar. 21-22 milyon vatandaşın önüne giden Cumhurbaşkanı ben bu işe karışmayayım diyebilir mi? Anayasa ne söylerse söylesin, Cumhurbaşkanımızın fiili olarak siyasi sorumluluğu doğmuştur." "Anayasa, darbe anayasasadır. Anayasadaki filli durumuyla anayasanın şu anda birbiriyle uyumlu hale getirilmesi gerek" diyen Yıldırım, "Milletin yollarını açtık, tünellerle dağları geçtik. Köprülerle vadileri birleştirdik şimdi yeni anayasa ve sistemin yolunu açma zamanıdır. Bu yolu da AK parti teşkilatları olarak milletimizle beraber aşacağız.. Milletimiz bize verdiği yetki kadar yapıyoruz, ilave yetkiye ihtiyacımız olduğunda da yine millete gidiyoruz. Burada Türkiye'nin ihtiyacı olan, işini görmeyen, görmekte yetersiz kalan bu anayasayı mutlaka değiştirmemiz gerekiyor. Anayasa değişikliğine bakıyorsunuz aslında, herkes istiyor. Niye değişmiyor? Herkesin istediği niye olmuyor? Demek ki burada samimiyet sorunu var. Kardeşim, millet kazanacaksa, bizim liderimiz ne diyor, eğer millet kazanacaksa biz kaybedelim, hiç önemi yok. Bizim bakışımız bu. Biz, yarını değil, yeni nesillerin geleceğini düşünüyoruz. Sorunları torunlara bırakarak bugünlere gelen bir parti değil AK Parti. Bu meseleyi çözecekse yine Ak Parti çözecek, başkanlık sistemini de bu ülkeye getireceğiz. İstiyoruz ki bu yapılacak yeni anayasaya siyasi partilerin, rakiplerimizin de bir katkısı olsun. Bu onura onlar da ortak olsun. Başka bir hesabımız yok. Bunun için defalarca çağrı yaptık. Dedik ki herkes eşit olsun, herkes söyleyeceğini söylesin ama günün sonunda baktık ki bunların niyeti başka. Bu millete haksızlık olur. Ne yapacağız? Bir anayasa teklifini mutlaka bu Meclis'in gündemine getireceğiz. İnanıyorum ki bu ülke, Meclis, savaş şartlarında bile Türkiye'nin daha ilerici anayasasını yapan Meclis, bu milletin beklediği yönde değiştirecek. Diyelim ki olmadı, adres belli millet. Kararı millet verecek. Siyasetin çözüm üretemediği yerde çare millettir, sandıktır ama şunu da yapmayacağız. Milletin işi gücü var, sürekli bize destek atacak hali yok, herkes işine gücüne bakacak. Kendimize de şunu dedirtmememiz lazım, kardeşim biz sizi seçtik neden zırt pırt bize geliyorsunuz? Onun için mecbur kalmadıkça milletin önüne sorun götürmememiz lazım. Siyasetin ödevi sorun çözmektir, nasihat değil" şeklinde konuştu. "VAKTİMİZİ DAHA VERİMLİ KULLANACAĞIZ"
Bürokrasi ve siyaset ilişkisine değinen Yıldırım, "Bürokrat yönetmez. Bürokrat sadece yönetene destek olur, onun görevi odur. Türkiye'nin bir devlet bürokrasi görevi var. Bütün o hafızaya sahip olan bürokrasidir. Yoksa, bu karar benim hoşuma gitmedi. Hoşuna gitmeyebilir her zaman. Siyaset çözüm üretme yeridir. Yeni dönemde bürokrasi ile siyaseti, enerjilerini azaltan değil, enerjilerini çoğaltan şekilde çalıştıracağım. Maliye Bakanı bak burada duruyor ama giden vakti geri getiremeyiz. Bir proje yapacağız, arkadaşlarımızı çağırıyoruz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yapalım, bu çok büyük bir ihtiyaç. Konuşuyoruz, konuşuyoruz, Bakanım ne acelemiz var. Konuşuyoruz derken, benim kafamda en az 4 yıl, önümüzdeki seçim var, o arkadaşların kafasında 25 yıl var. Önce bu faz farkını ortadan kaldırmamız lazım. Bürokrasinin de siyasetle aynı zaman planlamasına kendini uydurması lazım. Artık zaman konusuna alışmanız lazım. Ben buraya 9'a 10 kala geldim. Vaktimizi daha verimli kullanacağız. Türkiye'nin her köşesinden geldiniz. Memleketimin renk renk çiçeklerinin kokusunu getirdiniz. Hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz" diye konuştu..
AK Parti'nin kuruluşundan bu yana gelinen süreç hakkında bilgi veren Yıldırım, AK Parti'nin kurucu lideri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkür etti. Yıldırım, konuşmasında şunları kaydetti: "Biz memleketin işlerini yola koyarken, eski alışkanlıkları tekrar edenlere diyorum, milletten yetki almayan, güç almayan, milletin önüne gidip derdini sormayanın artık bu ülke idaresinde yeri yok. Demokrasi de bu. Demokrasi milleti kendine benzetme değil, millet neyse sen de o olacaksın. Milletin evlatlarıyla AK Parti siyaset sahnesine çıktı ve aynı tarzda da çalışmasına devam ediyor. AK Parti'nin milletvekili 380 olsaydı o zaman 381 lazımdı, çünkü bunların kafasında hukuk yok. Cumhurbaşkanları Türkiye'de siyaset oyunlarının hep bir parçası olmuş, kapılar arkasında o emekli paşayı mi seçelim, böyle şey yok, böyle bir dünya yok. Dedik ki eski alışkanlıklar bitti, eski camlar bardak oldu. Madem öyle işte böyle, tekrar millete gidiyoruz dedik. Gittik mi, gittik. Millet dersi verdi mi? Ekonomiyi düzelttik. Somunumuzu büyüttük ama gördük ki eksik birşey var. Vesayet odakları hala, sizin vermediğiniz yetkiyi kullanmaya çalışıyor. Buna ne diyorsunuz? Biz, kime yetkiyi verdiysek ondan hesap sorarız, o da AK Parti'dir. Geldik dedik ki kardeşim 'her Cumhurbaşkanı seçiminde bu tabloyla karşılaşır mıyız?' Yok. Vatandaş kendisi Cumhurunu kendisini seçsin. Anayasa değişikliğini yaptık. Bu değişiklik Türk demokrasi tarihinin dönüm noktası. Milletin Cumhurbaşkanını artık millet kendisi seçiyor. Anayasa'da Cumhurbaşkanı semboliktir diye laf ediyorlar. 21-22 milyon vatandaşın önüne giden Cumhurbaşkanı ben bu işe karışmayayım diyebilir mi? Anayasa ne söylerse söylesin, Cumhurbaşkanımızın fiili olarak siyasi sorumluluğu doğmuştur." "Anayasa, darbe anayasasadır. Anayasadaki filli durumuyla anayasanın şu anda birbiriyle uyumlu hale getirilmesi gerek" diyen Yıldırım, "Milletin yollarını açtık, tünellerle dağları geçtik. Köprülerle vadileri birleştirdik şimdi yeni anayasa ve sistemin yolunu açma zamanıdır. Bu yolu da AK parti teşkilatları olarak milletimizle beraber aşacağız.. Milletimiz bize verdiği yetki kadar yapıyoruz, ilave yetkiye ihtiyacımız olduğunda da yine millete gidiyoruz. Burada Türkiye'nin ihtiyacı olan, işini görmeyen, görmekte yetersiz kalan bu anayasayı mutlaka değiştirmemiz gerekiyor. Anayasa değişikliğine bakıyorsunuz aslında, herkes istiyor. Niye değişmiyor? Herkesin istediği niye olmuyor? Demek ki burada samimiyet sorunu var. Kardeşim, millet kazanacaksa, bizim liderimiz ne diyor, eğer millet kazanacaksa biz kaybedelim, hiç önemi yok. Bizim bakışımız bu. Biz, yarını değil, yeni nesillerin geleceğini düşünüyoruz. Sorunları torunlara bırakarak bugünlere gelen bir parti değil AK Parti. Bu meseleyi çözecekse yine Ak Parti çözecek, başkanlık sistemini de bu ülkeye getireceğiz. İstiyoruz ki bu yapılacak yeni anayasaya siyasi partilerin, rakiplerimizin de bir katkısı olsun. Bu onura onlar da ortak olsun. Başka bir hesabımız yok. Bunun için defalarca çağrı yaptık. Dedik ki herkes eşit olsun, herkes söyleyeceğini söylesin ama günün sonunda baktık ki bunların niyeti başka. Bu millete haksızlık olur. Ne yapacağız? Bir anayasa teklifini mutlaka bu Meclis'in gündemine getireceğiz. İnanıyorum ki bu ülke, Meclis, savaş şartlarında bile Türkiye'nin daha ilerici anayasasını yapan Meclis, bu milletin beklediği yönde değiştirecek. Diyelim ki olmadı, adres belli millet. Kararı millet verecek. Siyasetin çözüm üretemediği yerde çare millettir, sandıktır ama şunu da yapmayacağız. Milletin işi gücü var, sürekli bize destek atacak hali yok, herkes işine gücüne bakacak. Kendimize de şunu dedirtmememiz lazım, kardeşim biz sizi seçtik neden zırt pırt bize geliyorsunuz? Onun için mecbur kalmadıkça milletin önüne sorun götürmememiz lazım. Siyasetin ödevi sorun çözmektir, nasihat değil" şeklinde konuştu. "VAKTİMİZİ DAHA VERİMLİ KULLANACAĞIZ"
Bürokrasi ve siyaset ilişkisine değinen Yıldırım, "Bürokrat yönetmez. Bürokrat sadece yönetene destek olur, onun görevi odur. Türkiye'nin bir devlet bürokrasi görevi var. Bütün o hafızaya sahip olan bürokrasidir. Yoksa, bu karar benim hoşuma gitmedi. Hoşuna gitmeyebilir her zaman. Siyaset çözüm üretme yeridir. Yeni dönemde bürokrasi ile siyaseti, enerjilerini azaltan değil, enerjilerini çoğaltan şekilde çalıştıracağım. Maliye Bakanı bak burada duruyor ama giden vakti geri getiremeyiz. Bir proje yapacağız, arkadaşlarımızı çağırıyoruz. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü yapalım, bu çok büyük bir ihtiyaç. Konuşuyoruz, konuşuyoruz, Bakanım ne acelemiz var. Konuşuyoruz derken, benim kafamda en az 4 yıl, önümüzdeki seçim var, o arkadaşların kafasında 25 yıl var. Önce bu faz farkını ortadan kaldırmamız lazım. Bürokrasinin de siyasetle aynı zaman planlamasına kendini uydurması lazım. Artık zaman konusuna alışmanız lazım. Ben buraya 9'a 10 kala geldim. Vaktimizi daha verimli kullanacağız. Türkiye'nin her köşesinden geldiniz. Memleketimin renk renk çiçeklerinin kokusunu getirdiniz. Hoşgeldiniz, sefalar getirdiniz" diye konuştu..