Veliler arasında kurulan WhatsApp grupları, hem öğrenciyi hem de öğretmeni olumsuz anlamda hedef alabiliyor. Gruplarda zaman zaman cepheleşmeler olurken, çocukların okul değişimine dahi yol açan sohbetler oluşabiliyor. Uzmanlar, bu tür grupların kuruluş amaçlarına dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, velilere bilinçli olmaları yönünde sesleniyor
Samsunlu uzmanlar ve eğitimciler, okullarda veliler arasında oluşturulan WhatsApp grupları hakkında Gazete Gerçek’e konuştu. Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzmanı Uzm. Dr. Melih Nuri Karakurt, Eğitim ve Bilim İş Görenleri Sendikası (Eğitim-İş) Samsun Şube Başkanı Rüstem Kara ve Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Derneği (PDR) Samsun Şube Başkanı Aile Uzmanı Terapist Oğuz Özat, velilere bu gruplarda çocukların ve öğretmenlerin sorunlarının konuşulmaması yönünde uyarılarda bulundu.
KARAKURT: DIŞLANMA ARACI
Gazete Gerçek’e konuşan Çocuk ve Ergen Psikiyatri uzmanı Uzm. Dr. Melih Nuri Karakurt, “Son dönemlerde okullarda velilerin oluşturduğu WhatsApp gruplarını görmekteyiz. Bu ilk bakışta, öğretmen ve velilerin iletişimi için faydalı bir yöntem gibi görünse de özellikle bir takım sorunları olan çocuklarımızın velileri ve kendileri için bir dışlanma aracı olarak kullanılmaktadır. Hele hele öğretmenin bulunduğu ve bulunmadığı iki ayrı grup olması sınıf içinde cepheleşmeyi artırmaktadır. Öğrenci, veli ve öğretmen arasında kalması gereken konular tüm veliler tarafından duyulmakta ve biraz önce dediğim gibi sorunları olan çocuklarımıza karşı bir cepheleşme meydana gelmektedir. Daha da vahimi çocuğun kendisine ait sorunların konuşulduğu WhatsApp sohbetlerinde çocuğun bu konuşmaları görmesidir. Bu çocukta psikolojik olarak baskı unsuru yaratacak, utanma, ötekileştirme ve hatta okul reddine varan neticeler doğuracaktır. Bu gruplar sadece toplu haberleşme için kullanılmalı ve yönetici mümkünse sınıf öğretmeni olmalıdır. Çocuklarla ilgili hususi meseleler birebir yüz yüze görüşülmeli ve ancak iki tarafın onayı verilmesi halinde üçüncü şahıslara bildirilmelidir” dedi.
KARA: ZARAR VERİYOR
Rüstem Kara ise, “Veliler arasında kurulan tüm WhatsApp gruplarında veliler öğrencilerle ilgili sorunları daha iyi bir eğitimi tartışırken, öğretmenle yaşadıkları sorunları da tartışabiliyorlar. Dolayısıyla öğretmen hakkında hiç bilgisi olmayan veli, bu WhatsApp gruplarında olumlu veya olumsuz olarak yönlendirilmiş oluyor. Bu grupların en büyük sıkıntısı eğitim-öğretim ortamında öğretmene olan güveni azaltıcı etkisi olmasıdır. Öğretmenin, öğretmenliği ile ilgili velinin ön görüşlü olmasını sağlıyor. Resmi bir program olmadığı için bu tür grupların denetlenmesi mümkün değil. Ancak WhatsApp gruplarında bilgilendirme yapıldığı gibi öğretmen ve okul hakkında olumlu ve olumsuz her türlü sıkıntıyı beraberinde getiriyor. Veliler, aslında iletişim için kurmuş oldukları bu grupları amacı dışında kullandıklarında hem öğretmene hem de öğrenciye zarar verebiliyor. Okul Ö
müdürlerinin veya müdür yardımcılarının bu gruplara dahil edilmesi söz konusu değildir. Resmi bir durum olmadığı için denetleme mekanizması da geliştirmek imkansızdır. Ancak önemli olan bu grupların bir şekilde denetlenmesidir. Gruplar, öğretmenlerin tartışılmayacağı şekilde işlem görmelidir. Her geçen gün gelişmekte olan teknoloji karşısında durmak kesinlikle mümkün değildir. Teknolojiden kaçamayız ancak bu tür durumlarla eğitim-öğretime yansıması olumsuzdur. Bu grupların eğitime bir katkısı yoktur. ‘Benim çocuğun çalışkan…’, ‘Senin çocuğun, tembel’ gibi tartışmalar kesinlikle buralarda yapılmamalıdır. Bu tür tartışmalar, öğrenci açısından daha büyük bir tahribat yaratmaktadır. Aileler kesinlikle durumun farkında olarak bilinçli davranmalı ve grubun kuruluş amacının dışına çıkmamalıdır” diye belirtti. ÖZAT: SALDIRGANLIK ENERJİSİ Oğuz Özat ise “Milli Eğitim Bakanlığı’nın temel amaçlarından biri işlevsellik anlamında okul-veli ilişkileridir. Bu bağlamda ciddi çalışmaları vardır. Bunlardan birisi de, okul aile birlikleri, seçimleri ve toplantılarıdır. Buradaki temel amaç velilerin, okul çalışmalarına, eğitim-öğretim faaliyetlerine destek olmaları ve bunun yanında bu faaliyetlerden haberdar olmalarıdır. Türkiye’nin eğitim sisteminde veli, öğrenci ve öğretmenden oluşan üç sac ayağı vardır. Bunların hepsinin tam olması gerekir. Eğer bu ayaklardan biri dahi eksikse denge bozulur. Bir diğer ilişki ise sınıf-veli toplantıları ve ayrıca bakanlık ‘Sınıf Anneleri’ projesi de yürütmüştür. Yani bakıldığında, velinin okul çalışmalarına direkt girmesi, irdelemesi ve öğretmenlerle ilişki içerisinde olmaları çok doğru bir olay ve yapılması da gerekir. Öğretmenler irdelensin. Ben bunu olumlu görüyorum. Tabii ki okulun öğrenci ve eğitim yapısı veliler arasında irdelenmeli. Ancak okuldan okula, gruplardan gruplara temel amaç nedir? Grubu kuran kişilerin kafalarındaki temel amaç gerçekten eğitimi irdelemekse destekleriz. Ancak çocuklarının ihtiyaçlarına narsistlik ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuşsa yanlıştır. ‘Benim çocuğum, senin çocuğundan daha başarılı’ deniliyorsa burada büyük bir hata vardır. Psikolojide buna ‘Saldırganlık Enerjisi’ diyoruz. Veliler, çocuklarının üzerinde bu doyumu sağlamak için bu gruplarda faaliyet yürütüyorlar ve oluşturuyorsa yanlıştır. Bir de herhangi bir sınıfta olumsuz düşünülen öğrenci veya öğretmenin bilgisinin aktarılması kesinlikle hatadır ve yanlıştır. Veliler bunun farkında olmalıdır. Bunun konuşulacağı yer rehber öğretmenleridir, okul müdürleri ve idarecilerdir. Öğretmenlerle ilgili konular elbette konuşulmalıdır. Bu gruplar elbette kurulmalıdır. Veliler arasındaki bir reaksiyondur ve bu amaçla kurulmalıdır. Okul ve veli ilişkisi kuvvetlendirilmeli ancak amacının dışına çıkmamalıdır. Bu tür gruplarda olumsuz durumları dedikodu mahiyetine konuşmak kesinlikle yanlıştır. Dikkat edilmelidir. Veliler ayrıca bu grupları kuran kişileri irdelemelidir. Hangi amaçla kurulduğunu sorgulamalıdır. Belki de siyasi bir partinin kadın veya gençlik kolları tarafından kurulmuştur. Ya da bir tüketici veya mağaza sahibi, kendi reklamını yapmak için veya farklı bir menfaat için topluluğa ulaşmak istemiştir. Bunlara dikkat edilmelidir. Okulun referans verdiği gruplara üye olunursa daha verimli olunacaktır” şeklinde konuştu. Tolga BİRGÜCÜ
müdürlerinin veya müdür yardımcılarının bu gruplara dahil edilmesi söz konusu değildir. Resmi bir durum olmadığı için denetleme mekanizması da geliştirmek imkansızdır. Ancak önemli olan bu grupların bir şekilde denetlenmesidir. Gruplar, öğretmenlerin tartışılmayacağı şekilde işlem görmelidir. Her geçen gün gelişmekte olan teknoloji karşısında durmak kesinlikle mümkün değildir. Teknolojiden kaçamayız ancak bu tür durumlarla eğitim-öğretime yansıması olumsuzdur. Bu grupların eğitime bir katkısı yoktur. ‘Benim çocuğun çalışkan…’, ‘Senin çocuğun, tembel’ gibi tartışmalar kesinlikle buralarda yapılmamalıdır. Bu tür tartışmalar, öğrenci açısından daha büyük bir tahribat yaratmaktadır. Aileler kesinlikle durumun farkında olarak bilinçli davranmalı ve grubun kuruluş amacının dışına çıkmamalıdır” diye belirtti. ÖZAT: SALDIRGANLIK ENERJİSİ Oğuz Özat ise “Milli Eğitim Bakanlığı’nın temel amaçlarından biri işlevsellik anlamında okul-veli ilişkileridir. Bu bağlamda ciddi çalışmaları vardır. Bunlardan birisi de, okul aile birlikleri, seçimleri ve toplantılarıdır. Buradaki temel amaç velilerin, okul çalışmalarına, eğitim-öğretim faaliyetlerine destek olmaları ve bunun yanında bu faaliyetlerden haberdar olmalarıdır. Türkiye’nin eğitim sisteminde veli, öğrenci ve öğretmenden oluşan üç sac ayağı vardır. Bunların hepsinin tam olması gerekir. Eğer bu ayaklardan biri dahi eksikse denge bozulur. Bir diğer ilişki ise sınıf-veli toplantıları ve ayrıca bakanlık ‘Sınıf Anneleri’ projesi de yürütmüştür. Yani bakıldığında, velinin okul çalışmalarına direkt girmesi, irdelemesi ve öğretmenlerle ilişki içerisinde olmaları çok doğru bir olay ve yapılması da gerekir. Öğretmenler irdelensin. Ben bunu olumlu görüyorum. Tabii ki okulun öğrenci ve eğitim yapısı veliler arasında irdelenmeli. Ancak okuldan okula, gruplardan gruplara temel amaç nedir? Grubu kuran kişilerin kafalarındaki temel amaç gerçekten eğitimi irdelemekse destekleriz. Ancak çocuklarının ihtiyaçlarına narsistlik ihtiyaçlarını karşılamak için kurulmuşsa yanlıştır. ‘Benim çocuğum, senin çocuğundan daha başarılı’ deniliyorsa burada büyük bir hata vardır. Psikolojide buna ‘Saldırganlık Enerjisi’ diyoruz. Veliler, çocuklarının üzerinde bu doyumu sağlamak için bu gruplarda faaliyet yürütüyorlar ve oluşturuyorsa yanlıştır. Bir de herhangi bir sınıfta olumsuz düşünülen öğrenci veya öğretmenin bilgisinin aktarılması kesinlikle hatadır ve yanlıştır. Veliler bunun farkında olmalıdır. Bunun konuşulacağı yer rehber öğretmenleridir, okul müdürleri ve idarecilerdir. Öğretmenlerle ilgili konular elbette konuşulmalıdır. Bu gruplar elbette kurulmalıdır. Veliler arasındaki bir reaksiyondur ve bu amaçla kurulmalıdır. Okul ve veli ilişkisi kuvvetlendirilmeli ancak amacının dışına çıkmamalıdır. Bu tür gruplarda olumsuz durumları dedikodu mahiyetine konuşmak kesinlikle yanlıştır. Dikkat edilmelidir. Veliler ayrıca bu grupları kuran kişileri irdelemelidir. Hangi amaçla kurulduğunu sorgulamalıdır. Belki de siyasi bir partinin kadın veya gençlik kolları tarafından kurulmuştur. Ya da bir tüketici veya mağaza sahibi, kendi reklamını yapmak için veya farklı bir menfaat için topluluğa ulaşmak istemiştir. Bunlara dikkat edilmelidir. Okulun referans verdiği gruplara üye olunursa daha verimli olunacaktır” şeklinde konuştu. Tolga BİRGÜCÜ