Cumhuriyet tarihinden beri en kaliteli ve butik müzik aletlerinin üretildiği yer olan Samsun, akademik olarak da müzik aletleri üretmeye ve adından söz ettirmeye devam ediyor
Bafra Musiki Cemiyeti kurucularından olan Türkay Gündoğdu’nun oğlu, 19 Mayıs Üniversitesi Konservatuar Öğretim Üyesi olan Arif Gündoğdu, ürettiği el emeği müzik aletleriyle dikkat çekiyor. Ürettiği müzik aletleriyle Samsun ismini tüm Türkiye’ye duyurma gayreti içerisinde ola Arif Gündoğdu, el işçiliğiyle ürettiği sazların üretim sürecini Gazete Gerçek’e anlattı.
‘ÜRETİMDEN ÇOK SEVDADANDIR’
Bir müzik aletinin üretilme sürecini anlatan Gündoğdu, aylar süreç serüvenin sadece üretim değil, büyük bir sevda ve tutku olduğunu belirterek şöyle dedi: 'İş bir müzik aletini en baştan, ham ağacı yontarak, işleyerek üretmek değil esasında. Bu tam anlamıyla başlı başına bir sevda. Ağaca verdiğiniz şekil, yaptığınız her dokunuş bir sevdadır. Öte yandan bu zaten günümüz teknolojisinde el değmeden üretilmektedir. Ama buradaki esas, bu ağaca dokunarak, aylarınızı vererek şekil vermektir. Ben ağacın, işlediğim her noktasına ne kadar önem verir, ruhla yaparsam, o ağaç sonunda beni bile şaşırtan bir ton yakalıyor. Bu anlamda ağacın ruhunun, ortaya çıkan sazın ruhuyla bütünleştiğini hissediyorum.’
‘AĞAÇ DEYİP GEÇMEMELİ’ Doğanın ağaçları farklı özellilerde yarattığını ve tüm canlıların bir şekilde hizmetine buyur ettiğini söyleyen Gündoğdu şöyle devam etti: 'Efendim, ağaç diyerek geçemezsiniz. Doğadaki yüzlerce, binlerce tür ağacın canlıların hizmetine farklı amaçları var. Yaptığımız sazlar için de bu çok önemli. Ben, müzik aleti yapmak için ağaçları özel seçiyorum. Örnek vermek gerekirse ladin ağacı bu konuda en özellikli ağaçtır. Özel bir dokusu vardır. Bunların arasından bile seçtiğimiz türler var. Bu seçtiğimiz türlerin uzun bir süre kuruma, kurutma süreci var. Eğer seçilen bu ağaç, fabrikasyon değil de doğal şartlarda kurursa daha da kıymete biniyor. Çünkü doğanın sahip olduğu ağaç, kururken bile doğayla özdeşleşiyor. Örneğin, Avrupa’da piyano fabrikalarının bahçesinde tonlarca kuruyan ağaçlar vardır. Bu sistem doldur boşalt olarak çalışır. Piyanolar üretmek için harcanan ağaçların yerine hemen başka yaş ağaçlar konularak kurumaya terk edilir. Elbette bir konu daha var. Ağaçlar yetiştiği yerlere, yörelere göre de farklıdır. Kıymetleri buna göre de değişir. Mesela en kaliteli ladin, Borçka’da 2000 metre üzeri rakımda yetişir. İşte bu ladin çok kıymetlidir. Bir örnek daha vereyim, Borçka ladini bir yana, onun da iyisi aslında Almanya’da yetişir. Bu ağaçlar, sıradan ladinlere göre daha iyi tonlama daha iyi tınlama yapar. Bu ağaçlar en çok yaylı sazlarda kullanılır. Keman gibi. Yaylı sazların üretimi ciddi nazlıdır. Bağlama mesela böyle değildir. Meyve ağacından bile bağlama üretiyoruz. Keman 6 ayda üretilirken bağlama 1-2 ay içerisinde üretilebilir.’ ‘GENÇLERİMİZİN İSTEĞİ BÜYÜK’ Osmanlı döneminde Rum ve Ermenilerin saz ürettiğini kaydeden Gündoğdu, Cumhuriyetle birlikte Türklerin de üretime başladığını ve dünya standartlarında müzik aletleri ürettiğini belirtti. Son dönemde yoğun olarak gençlerin yöneldiğini kaydeden Gündoğdu şöyle dedi: 'Osmanlı döneminde saz üretimi çoğunlukla yabancıların elindedir. Fakat Cumhuriyet ile birlikte biz de çok kıymetli sazlar üretmeye başladık. Zaten şuan konservatuar bölümlerimizin saz yapım kısmı yoğun gayretle çalışıyor. Gençlerimizin de hevesi ve isteği yüksek. Bu da bizi en çok sevindiren durum. Benim de amacım bunu yaşatmak. Yani bu emeği yaşatmak. Samsun’un saz üretimiyle adının anılmasını sağlamak.’ Serhat TÜRK
‘AĞAÇ DEYİP GEÇMEMELİ’ Doğanın ağaçları farklı özellilerde yarattığını ve tüm canlıların bir şekilde hizmetine buyur ettiğini söyleyen Gündoğdu şöyle devam etti: 'Efendim, ağaç diyerek geçemezsiniz. Doğadaki yüzlerce, binlerce tür ağacın canlıların hizmetine farklı amaçları var. Yaptığımız sazlar için de bu çok önemli. Ben, müzik aleti yapmak için ağaçları özel seçiyorum. Örnek vermek gerekirse ladin ağacı bu konuda en özellikli ağaçtır. Özel bir dokusu vardır. Bunların arasından bile seçtiğimiz türler var. Bu seçtiğimiz türlerin uzun bir süre kuruma, kurutma süreci var. Eğer seçilen bu ağaç, fabrikasyon değil de doğal şartlarda kurursa daha da kıymete biniyor. Çünkü doğanın sahip olduğu ağaç, kururken bile doğayla özdeşleşiyor. Örneğin, Avrupa’da piyano fabrikalarının bahçesinde tonlarca kuruyan ağaçlar vardır. Bu sistem doldur boşalt olarak çalışır. Piyanolar üretmek için harcanan ağaçların yerine hemen başka yaş ağaçlar konularak kurumaya terk edilir. Elbette bir konu daha var. Ağaçlar yetiştiği yerlere, yörelere göre de farklıdır. Kıymetleri buna göre de değişir. Mesela en kaliteli ladin, Borçka’da 2000 metre üzeri rakımda yetişir. İşte bu ladin çok kıymetlidir. Bir örnek daha vereyim, Borçka ladini bir yana, onun da iyisi aslında Almanya’da yetişir. Bu ağaçlar, sıradan ladinlere göre daha iyi tonlama daha iyi tınlama yapar. Bu ağaçlar en çok yaylı sazlarda kullanılır. Keman gibi. Yaylı sazların üretimi ciddi nazlıdır. Bağlama mesela böyle değildir. Meyve ağacından bile bağlama üretiyoruz. Keman 6 ayda üretilirken bağlama 1-2 ay içerisinde üretilebilir.’ ‘GENÇLERİMİZİN İSTEĞİ BÜYÜK’ Osmanlı döneminde Rum ve Ermenilerin saz ürettiğini kaydeden Gündoğdu, Cumhuriyetle birlikte Türklerin de üretime başladığını ve dünya standartlarında müzik aletleri ürettiğini belirtti. Son dönemde yoğun olarak gençlerin yöneldiğini kaydeden Gündoğdu şöyle dedi: 'Osmanlı döneminde saz üretimi çoğunlukla yabancıların elindedir. Fakat Cumhuriyet ile birlikte biz de çok kıymetli sazlar üretmeye başladık. Zaten şuan konservatuar bölümlerimizin saz yapım kısmı yoğun gayretle çalışıyor. Gençlerimizin de hevesi ve isteği yüksek. Bu da bizi en çok sevindiren durum. Benim de amacım bunu yaşatmak. Yani bu emeği yaşatmak. Samsun’un saz üretimiyle adının anılmasını sağlamak.’ Serhat TÜRK
Merhaba ben ağaçtan keman fiyatını öğrenebilirmiyim