Röportaj: Tolga BİRGÜCÜ
BAŞLIK:
KAFAKABİN KENDİNİ ANLATTI patlak: SAMSUNLU GRUP ALTERNATİF MÜZİĞİN LİDERİ OLMAYA ADAY SPOT: Ülkeye mal olan pek çok ünlü sanatçıyı yetiştiren Samsun, alternatif müziği de besliyor. Türkiye’de alternatif müziğin öne çıkan başarılı Rock-Cover gruplarından KafaKabin ile müzik tarzları, etkilendikleri sanatçılar ve ileriye dönük planları üzerine konuştuk Türkiye’nin alternatif müzik sahnesi, son dönemde daha önce hiç olmadığı kadar hareketli. Neredeyse her ay yeni bir grubu sahnelerde görmek mümkün. Üretimin fazla olduğu atmosferde, yeni isimler ya kayboluyor ya da dinleyicilerin dikkatini çekmeyi başararak sahneye tutunuyor. Bu başarılı gruplardan biri de, geçtiğimiz mayıs ayında Samsun’daki bir Alışveriş ve Yaşam Merkezi (AVYM)’de gerçekleşen müzik yarışmasında finale kalarak birincilik elde eden KafaKabin. Grup üyeleri: Can Memişoğlu (Davul), Yiğitcan Çakır (Gitar-Vokal), Tuğberk İnce (Basgitar), Batu Akyol (Solo Gitarist) Öncelikle merak ettiğim ilk soruyu hemen sorayım. Neden Kafa Kabin? Grup isminin bir hikâyesi var mıdır dinleyebileceğimiz? BATU: Kafakabin söylemesi hoş duran bir kelime aslında. Anlamı sadece bakıldığında üst üste koyulan bir müzik ekipmanı olarak geçse de aslında kafakabin güç demek. Kafakabin bir amfiniz varsa elinizin altı kalındır, güçlüdür. Bu grupta öyle, güçlü kendinden emin ve kendi ahlaki değerleri var. Grupta olan üyeler grup oluşmadan önce zaten arkadaştı. Bu grubun önceliği Can ve Yiğit’in birlikte müzik yapmasına dayalı, daha sonra Tuğberk ve en son gruba ben eklendim. Benim eklenmemse bir konser öncesi gitaristsiz kalmaları ve bana bu konserlik teklifte bulunmalarıyla oldu. Daha sonra sen çıkma böyle iyi dediler. Çok isim değiştik ama Kafakabin bize yakıştığını düşündüğümüz tek ve son ismimiz. Fatih Balkış abimizin, destekçi ve kahrımızı çok çeken müzik direktörümüzün koyduğu bir isim. Bu dört kafadar nasıl bir araya geldi? Kimlerden oluşuyor, tanışmanızın sebebi ‘müzik’ miydi yoksa belli bir ortak geçmişiniz var mıydı? CAN: Gruptan öncesinde de arkadaştık ama bizi asıl bir araya getiren şey müzikti. YİĞİTCAN: Halihazırda hepimiz yakın arkadaştık beraber müzik yapmasakta daha sonrasında bi okul organizasyonu için bir grup oluşturduk o gün bugündür beraberiz. BATU: En eski Tuğberkle geçmişim var, bu bizim birlikte çalıştığımız ilk grup değil, Yiğitle’de değil. Sadece Can ile birlikte ilk defa çalıştık. Hepimiz eskiden bu yana arkadaşız, birlikte farklı gruplardada çalıştık fakat en güzeli sanırım bu. Burada özgürüz. Hali hazırda kayıtlarınız var mıdır? Yani, söz yazıp şarkı yapıyor musunuz? Neler yapıyorsunuz? YİĞİTCAN: Yani şöyle hali hazırda üstünde çalıştığımız kayıtlarımız var biriktirme aşamasındayız. Söz yazmak, şarkı yapmak kısmında da çalışmalarımız var tabi ki fakat öncelikle aceleci olmuyoruz ince eleyip sık dokuyoruz diyebiliriz. Alternatif müzik yapan ve severek takip ettiğiniz sanatçılar kimlerdir? Müzik anlayışınızı, tarzınızı etkileyen bir isim veya şarkı var mı? CAN: Sevdiğimiz ve takip ettiğim sanatçılar sayısızdır. Örneğin; Limp Bizkit, Linkin Park, Metallica, Rammstein, Slipknot. YİĞİTCAN: Duman, Mor ve Ötesi, TNK, Orhan Gencebay, Müslüm Gürses. Aslında dördümüzde hemen hemen farklı müzik kafalarına sahibiz bu sebepten ortak harmanlayıp öyle cover yapmaya çalışıyoruz kulağa iyi gelen hoşumuza giden bütün şarkıları ayrım yapmadan seviyoruz. Aslında geçmişteki efsanelerin Orhan Baba’dan Cem Karaca’ya, Barış Manço’ya, Neşet Ertaş’a daha sayarak bitiremeyeceğimiz bu büyük insanların hepsiden kendimize bir pay çıkartmaya çalışıyoruz, ilham kaynağımız bu güzel topraklar ve içindeki değerler aslında. BATU: Benim müziğin içine giriş yapmam 10-11 yaşlarında babamın vefat eden bir arkadaşının gitarını bana getirmesiyle oldu. Kendi başıma bir şeyler tırtıklayarak ve özellikle dinlediğim birbirinden uç tarzların bana kattıklarıyla hala devam ediyorum. Etkilendiğim birçok sanatçı veya müzik grubu var. Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Schubert, Vivaldi, Mozart, Tool, A perfect Circle, Limp Bizkit, Handel, Portishead Massive Attack ve daha binlercesi. Ama ahlaki değerler olarak hep Zeki Mürenciyimdir. Geçtiğimiz aylarda Samsun’da yapılan müzik yarışmasında birincilik elde ettiniz. Bu süreç nasıl geçti ve size gelen yorumlar nasıldı? CAN: Açıkçası bu süreç bizi çok yormadı. Repertuarımızdan bir parça seçtik. Birkaç kez provaya girdik ve sonrasında yarışmada çaldık. Gelen yorumlar gayet mutlu etti bizi. YİĞİTCAN: Eğlenceli bir deneyim oldu yarışma formatında da bulunmak istedik. Bu süreçte zaten stüdyo çalışmalarımız da sürüyordu, ‘bir cover parçayla katılalım’ dedik (Athena - Serseri Mayın) hem yarışma ortamında bulunduk ortak ambiyansı soluduk, gelen tepkiler yorumlar güzeldi her şey! BATU: Haliyle birkaç tebrik, helal olsunlar geliyor tabi ama genel olarak yarışmadan sonra tepkiler iyiydi. Yani en azından tipik 'bunlar hak etmedi' durumu olmadığı için mutluyuz insanlar birinciliği bize yakıştırdı. Bakın bu önemli, bir yarışmada insanlar sizi oraya yakıştırmayabilir, hak yendiğini düşünebilirler ama bizde olmadı. Bu yüzden ben kendi adıma mutluyum. Müzik şu anda yaşamınızda ne ifade ediyor? CAN: Müzik hayatımda birinci sıradadır. BATU: Benim üzerine saatlerce günlerce konuşabileceğim bir şey aslında bu. Yani kısaca bahsetmek gerekirse müzik benim için hep büyük bir karanlık. Her mevsimin ayrı hatta her anın her günün ayrı şarkıları müzik tarzları vardır bende. Mesela kış mevsimindeyiz ve kesinlikle klasik müzik dönemlerim benim. Müziksiz hasta gibiyim, sanki ilaç gibi günde belli bir doz almak zorundayım. Rahat edemiyorum bir sorun varmış gibi hissediyorum. En mutlu anlarım veya en acı dolu anlarımda en sadık dostumdu müzik. Ne ben onu bırakırım nede onun beni bırakmaya niyeti var gibi ölene kadar. İçinde kayboluyorsunuz git gide sizi dolduruyor berraklaşıyorsunuz veya kararıyorsunuz bu sizin seçiminiz. Son olarak, Kafa Kabin’in ileriye dönük planları nelerdir mesela yakın zamanda nerede sahne alacaktır ve dinlemek isteyenler grubu nerelerden takip edebilir? YİĞİTCAN: Kafakabin olarak yakın gelecek için öncelikle Türkiye’ye açılmak adına ülkemizin çeşitli bölgelerinde yapılan festivallerde bulunmak istiyoruz. Daha ilerisi içinde her şey istediğimiz gibi giderse albüm ve albümler yapmayı düşünüyoruz tabi bunların hepsi bir süreç bu süreçte adımlarımızı iyi ve sağlam atmalıyız. Yakın bir tarihte İlkadım ilçesinde bir sosyal sorumluluk projesi içerisinde yer alarak bir konser vereceğiz, düşünen arkadaşlar için mutlaka bekleriz. Bizi takip etmek isteyen arkadaşlar konserlerimizden haberdar olmak ve gönderilerimizi görmek için İnstagram'a "KAFAKABİNSOSYAL" yazarak takip edebilirler.
KAFAKABİN KENDİNİ ANLATTI patlak: SAMSUNLU GRUP ALTERNATİF MÜZİĞİN LİDERİ OLMAYA ADAY SPOT: Ülkeye mal olan pek çok ünlü sanatçıyı yetiştiren Samsun, alternatif müziği de besliyor. Türkiye’de alternatif müziğin öne çıkan başarılı Rock-Cover gruplarından KafaKabin ile müzik tarzları, etkilendikleri sanatçılar ve ileriye dönük planları üzerine konuştuk Türkiye’nin alternatif müzik sahnesi, son dönemde daha önce hiç olmadığı kadar hareketli. Neredeyse her ay yeni bir grubu sahnelerde görmek mümkün. Üretimin fazla olduğu atmosferde, yeni isimler ya kayboluyor ya da dinleyicilerin dikkatini çekmeyi başararak sahneye tutunuyor. Bu başarılı gruplardan biri de, geçtiğimiz mayıs ayında Samsun’daki bir Alışveriş ve Yaşam Merkezi (AVYM)’de gerçekleşen müzik yarışmasında finale kalarak birincilik elde eden KafaKabin. Grup üyeleri: Can Memişoğlu (Davul), Yiğitcan Çakır (Gitar-Vokal), Tuğberk İnce (Basgitar), Batu Akyol (Solo Gitarist) Öncelikle merak ettiğim ilk soruyu hemen sorayım. Neden Kafa Kabin? Grup isminin bir hikâyesi var mıdır dinleyebileceğimiz? BATU: Kafakabin söylemesi hoş duran bir kelime aslında. Anlamı sadece bakıldığında üst üste koyulan bir müzik ekipmanı olarak geçse de aslında kafakabin güç demek. Kafakabin bir amfiniz varsa elinizin altı kalındır, güçlüdür. Bu grupta öyle, güçlü kendinden emin ve kendi ahlaki değerleri var. Grupta olan üyeler grup oluşmadan önce zaten arkadaştı. Bu grubun önceliği Can ve Yiğit’in birlikte müzik yapmasına dayalı, daha sonra Tuğberk ve en son gruba ben eklendim. Benim eklenmemse bir konser öncesi gitaristsiz kalmaları ve bana bu konserlik teklifte bulunmalarıyla oldu. Daha sonra sen çıkma böyle iyi dediler. Çok isim değiştik ama Kafakabin bize yakıştığını düşündüğümüz tek ve son ismimiz. Fatih Balkış abimizin, destekçi ve kahrımızı çok çeken müzik direktörümüzün koyduğu bir isim. Bu dört kafadar nasıl bir araya geldi? Kimlerden oluşuyor, tanışmanızın sebebi ‘müzik’ miydi yoksa belli bir ortak geçmişiniz var mıydı? CAN: Gruptan öncesinde de arkadaştık ama bizi asıl bir araya getiren şey müzikti. YİĞİTCAN: Halihazırda hepimiz yakın arkadaştık beraber müzik yapmasakta daha sonrasında bi okul organizasyonu için bir grup oluşturduk o gün bugündür beraberiz. BATU: En eski Tuğberkle geçmişim var, bu bizim birlikte çalıştığımız ilk grup değil, Yiğitle’de değil. Sadece Can ile birlikte ilk defa çalıştık. Hepimiz eskiden bu yana arkadaşız, birlikte farklı gruplardada çalıştık fakat en güzeli sanırım bu. Burada özgürüz. Hali hazırda kayıtlarınız var mıdır? Yani, söz yazıp şarkı yapıyor musunuz? Neler yapıyorsunuz? YİĞİTCAN: Yani şöyle hali hazırda üstünde çalıştığımız kayıtlarımız var biriktirme aşamasındayız. Söz yazmak, şarkı yapmak kısmında da çalışmalarımız var tabi ki fakat öncelikle aceleci olmuyoruz ince eleyip sık dokuyoruz diyebiliriz. Alternatif müzik yapan ve severek takip ettiğiniz sanatçılar kimlerdir? Müzik anlayışınızı, tarzınızı etkileyen bir isim veya şarkı var mı? CAN: Sevdiğimiz ve takip ettiğim sanatçılar sayısızdır. Örneğin; Limp Bizkit, Linkin Park, Metallica, Rammstein, Slipknot. YİĞİTCAN: Duman, Mor ve Ötesi, TNK, Orhan Gencebay, Müslüm Gürses. Aslında dördümüzde hemen hemen farklı müzik kafalarına sahibiz bu sebepten ortak harmanlayıp öyle cover yapmaya çalışıyoruz kulağa iyi gelen hoşumuza giden bütün şarkıları ayrım yapmadan seviyoruz. Aslında geçmişteki efsanelerin Orhan Baba’dan Cem Karaca’ya, Barış Manço’ya, Neşet Ertaş’a daha sayarak bitiremeyeceğimiz bu büyük insanların hepsiden kendimize bir pay çıkartmaya çalışıyoruz, ilham kaynağımız bu güzel topraklar ve içindeki değerler aslında. BATU: Benim müziğin içine giriş yapmam 10-11 yaşlarında babamın vefat eden bir arkadaşının gitarını bana getirmesiyle oldu. Kendi başıma bir şeyler tırtıklayarak ve özellikle dinlediğim birbirinden uç tarzların bana kattıklarıyla hala devam ediyorum. Etkilendiğim birçok sanatçı veya müzik grubu var. Müzeyyen Senar, Zeki Müren, Schubert, Vivaldi, Mozart, Tool, A perfect Circle, Limp Bizkit, Handel, Portishead Massive Attack ve daha binlercesi. Ama ahlaki değerler olarak hep Zeki Mürenciyimdir. Geçtiğimiz aylarda Samsun’da yapılan müzik yarışmasında birincilik elde ettiniz. Bu süreç nasıl geçti ve size gelen yorumlar nasıldı? CAN: Açıkçası bu süreç bizi çok yormadı. Repertuarımızdan bir parça seçtik. Birkaç kez provaya girdik ve sonrasında yarışmada çaldık. Gelen yorumlar gayet mutlu etti bizi. YİĞİTCAN: Eğlenceli bir deneyim oldu yarışma formatında da bulunmak istedik. Bu süreçte zaten stüdyo çalışmalarımız da sürüyordu, ‘bir cover parçayla katılalım’ dedik (Athena - Serseri Mayın) hem yarışma ortamında bulunduk ortak ambiyansı soluduk, gelen tepkiler yorumlar güzeldi her şey! BATU: Haliyle birkaç tebrik, helal olsunlar geliyor tabi ama genel olarak yarışmadan sonra tepkiler iyiydi. Yani en azından tipik 'bunlar hak etmedi' durumu olmadığı için mutluyuz insanlar birinciliği bize yakıştırdı. Bakın bu önemli, bir yarışmada insanlar sizi oraya yakıştırmayabilir, hak yendiğini düşünebilirler ama bizde olmadı. Bu yüzden ben kendi adıma mutluyum. Müzik şu anda yaşamınızda ne ifade ediyor? CAN: Müzik hayatımda birinci sıradadır. BATU: Benim üzerine saatlerce günlerce konuşabileceğim bir şey aslında bu. Yani kısaca bahsetmek gerekirse müzik benim için hep büyük bir karanlık. Her mevsimin ayrı hatta her anın her günün ayrı şarkıları müzik tarzları vardır bende. Mesela kış mevsimindeyiz ve kesinlikle klasik müzik dönemlerim benim. Müziksiz hasta gibiyim, sanki ilaç gibi günde belli bir doz almak zorundayım. Rahat edemiyorum bir sorun varmış gibi hissediyorum. En mutlu anlarım veya en acı dolu anlarımda en sadık dostumdu müzik. Ne ben onu bırakırım nede onun beni bırakmaya niyeti var gibi ölene kadar. İçinde kayboluyorsunuz git gide sizi dolduruyor berraklaşıyorsunuz veya kararıyorsunuz bu sizin seçiminiz. Son olarak, Kafa Kabin’in ileriye dönük planları nelerdir mesela yakın zamanda nerede sahne alacaktır ve dinlemek isteyenler grubu nerelerden takip edebilir? YİĞİTCAN: Kafakabin olarak yakın gelecek için öncelikle Türkiye’ye açılmak adına ülkemizin çeşitli bölgelerinde yapılan festivallerde bulunmak istiyoruz. Daha ilerisi içinde her şey istediğimiz gibi giderse albüm ve albümler yapmayı düşünüyoruz tabi bunların hepsi bir süreç bu süreçte adımlarımızı iyi ve sağlam atmalıyız. Yakın bir tarihte İlkadım ilçesinde bir sosyal sorumluluk projesi içerisinde yer alarak bir konser vereceğiz, düşünen arkadaşlar için mutlaka bekleriz. Bizi takip etmek isteyen arkadaşlar konserlerimizden haberdar olmak ve gönderilerimizi görmek için İnstagram'a "KAFAKABİNSOSYAL" yazarak takip edebilirler.