Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı Tarım ve Ormancılık Hizmet Kolu Kamu Emekçileri Sendikası (Tarım Orkam-Sen) Samsun Şube Sekreteri Şerif Güler, gerek Samsun gerekse Türkiye genelinde meydana gelen birçok orman yangınıyla ilgili açıklamalarda bulundu. Şerif Güler, piknik alanlarında önlemler alınarak dikkatsizliğin önüne geçilmesi gerektiğini ve yanan ormanların imara açılmasına izin verilmeyerek, yanan ormanlarda yenilenme çalışmaları başlatılmadı gerektiğini söyledi.
2020’DE 12 YANGIN MEYDANA GELDİ
Amasya Orman Müdürlüğü’nden alınan bilgilere göre: Samsun genelindeki ormanlık alanların yüze 37’si ikinci derece (Vezirköprü), yüzde 63’ü üçüncü derece (Bafra yüzde 27, Samsun yüzde 36) yangına hassas durumda. Samsun’da 2020 yılı içerisinde şu ana kadar 12 orman yangını meydana geldi. Söz konusu yangınlarda 35,72 hektar alan zarar gördü. Yangınlarda söz konusu alanlar örtü şeklinde tahrip oldu. ‘FAİLİ MEÇHUL YANGINLAR ÇIKARILIYOR’
Şerif Güler, “Son günlerde artış gösteren orman yangınlarında Adana’nın Kozan ve Pozantı ilçeleri, Mersin, Hatay, Osmaniye, Çorum, Ankara, Sinop, Şırnak Cudi Dağı eteklerinde ve Çanakkale Gelibolu’da toplam 6 bin 500 hektar orman alanı kül olmuş ve birçok yangınla mücadele personeli yaralanmıştır. Yetkililerin ‘tahmini’ açıklamalarına göre bu yangınlar ‘dikkatsizlik, ihmal’ ya da ‘belirlenemeyen nedenlerle’ çıkmakta ve bir sorumlusu bulunmamaktadır. Endüstriyel Tarım, Turizm, Maden ve İnşaat sektörleri nereyi sömüreceklerse orada faili meçhul yangınlar çıkarmakta daha sonra etkisini kullanıp yasa düzenlemelerle bu alanları orman vasfından çıkararak kendilerine alan açmaktadırlar. Yakılan ormanların yerlerinde bir zaman sonra otellerin yükselmesi, çok uluslu şirketlerin eliyle endüstriyel tarıma açılması ya da benzer işletmelerin açılması bunun göstergesidir. Temelde yatan diğer önemli neden ise HES’ler, termal santraller gibi ekolojik dengeyi bozan etmenlerin yol açtığı iklim krizi ve küresel ısınmadır. Oysa ki ranta değil ekolojik yaşama dayanan politikalarla orman yangınlarını büyük ölçüde önlemek mümkündür” diye konuştu. ‘YANGINLARA SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ’
Çıkan yangınların, bölge ayrımı yapılmaksızın derhal müdahale edilerek söndürülmesi gerektiğini söyleyen Şube Sekreteri Şerif Güler, “Yangınlardaki sabotaj ihtimali araştırılmalı, görevlerini yerine getirmeyen sorumlu yetkililer görevden alınmalı ve yargılanmalı. Yangınlara hızla müdahale etmek için bölgesel müdahale birimleri oluşturulmalı ve buralarda yangın helikopteri veya uçağı bulundurulmalıdır. Yangın söndürme uçaklarının özel sektörden kiralanmasına son verilmeli THK uçakları devreye sokulmalıdır. Orman çalışanlarının yangın tazminatı sorunu çözüme kavuşturulmalı, piknik alanlarında önlemler alınarak dikkatsizliğin önüne geçilmelidir. Yanan ormanlar imara açılmasına izin verilmemeli ve bir an evvel yanan ormanların yenilenme çalışmaları başlatılmalıdır. 2013 yılından itibaren Endüstriyel Ağaçlandırma Planları ile ormanlar sermayeye açılmış, 2019’da çıkarılan Özel Ağaçlandırma Yönetmeliği ile Orman Genel Müdürlüğü’nde bulunan “Ağaçlandırma Yetkisi” özel işletmelere devredilmiştir. Ağaçlandırma özel işletmelere devretme politikasından derhal vazgeçilmelidir. Devlet eliyle, yanan ormanlar tekrar ağaçlandırma çalışması başlatmalıdır. Ekolojik bir yaşam için koruyucusu ve savunucusu olduğumuz ormanların yanmasına seyirci kalmayacağımızı. Takipçisi olacağımızı bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz” şeklinde konuştu. Tolga BİRGÜCÜ
Amasya Orman Müdürlüğü’nden alınan bilgilere göre: Samsun genelindeki ormanlık alanların yüze 37’si ikinci derece (Vezirköprü), yüzde 63’ü üçüncü derece (Bafra yüzde 27, Samsun yüzde 36) yangına hassas durumda. Samsun’da 2020 yılı içerisinde şu ana kadar 12 orman yangını meydana geldi. Söz konusu yangınlarda 35,72 hektar alan zarar gördü. Yangınlarda söz konusu alanlar örtü şeklinde tahrip oldu. ‘FAİLİ MEÇHUL YANGINLAR ÇIKARILIYOR’
Şerif Güler, “Son günlerde artış gösteren orman yangınlarında Adana’nın Kozan ve Pozantı ilçeleri, Mersin, Hatay, Osmaniye, Çorum, Ankara, Sinop, Şırnak Cudi Dağı eteklerinde ve Çanakkale Gelibolu’da toplam 6 bin 500 hektar orman alanı kül olmuş ve birçok yangınla mücadele personeli yaralanmıştır. Yetkililerin ‘tahmini’ açıklamalarına göre bu yangınlar ‘dikkatsizlik, ihmal’ ya da ‘belirlenemeyen nedenlerle’ çıkmakta ve bir sorumlusu bulunmamaktadır. Endüstriyel Tarım, Turizm, Maden ve İnşaat sektörleri nereyi sömüreceklerse orada faili meçhul yangınlar çıkarmakta daha sonra etkisini kullanıp yasa düzenlemelerle bu alanları orman vasfından çıkararak kendilerine alan açmaktadırlar. Yakılan ormanların yerlerinde bir zaman sonra otellerin yükselmesi, çok uluslu şirketlerin eliyle endüstriyel tarıma açılması ya da benzer işletmelerin açılması bunun göstergesidir. Temelde yatan diğer önemli neden ise HES’ler, termal santraller gibi ekolojik dengeyi bozan etmenlerin yol açtığı iklim krizi ve küresel ısınmadır. Oysa ki ranta değil ekolojik yaşama dayanan politikalarla orman yangınlarını büyük ölçüde önlemek mümkündür” diye konuştu. ‘YANGINLARA SEYİRCİ KALMAYACAĞIZ’
Çıkan yangınların, bölge ayrımı yapılmaksızın derhal müdahale edilerek söndürülmesi gerektiğini söyleyen Şube Sekreteri Şerif Güler, “Yangınlardaki sabotaj ihtimali araştırılmalı, görevlerini yerine getirmeyen sorumlu yetkililer görevden alınmalı ve yargılanmalı. Yangınlara hızla müdahale etmek için bölgesel müdahale birimleri oluşturulmalı ve buralarda yangın helikopteri veya uçağı bulundurulmalıdır. Yangın söndürme uçaklarının özel sektörden kiralanmasına son verilmeli THK uçakları devreye sokulmalıdır. Orman çalışanlarının yangın tazminatı sorunu çözüme kavuşturulmalı, piknik alanlarında önlemler alınarak dikkatsizliğin önüne geçilmelidir. Yanan ormanlar imara açılmasına izin verilmemeli ve bir an evvel yanan ormanların yenilenme çalışmaları başlatılmalıdır. 2013 yılından itibaren Endüstriyel Ağaçlandırma Planları ile ormanlar sermayeye açılmış, 2019’da çıkarılan Özel Ağaçlandırma Yönetmeliği ile Orman Genel Müdürlüğü’nde bulunan “Ağaçlandırma Yetkisi” özel işletmelere devredilmiştir. Ağaçlandırma özel işletmelere devretme politikasından derhal vazgeçilmelidir. Devlet eliyle, yanan ormanlar tekrar ağaçlandırma çalışması başlatmalıdır. Ekolojik bir yaşam için koruyucusu ve savunucusu olduğumuz ormanların yanmasına seyirci kalmayacağımızı. Takipçisi olacağımızı bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz” şeklinde konuştu. Tolga BİRGÜCÜ