Yok arkadaş yok!..
Olmuyor
Gelişemiyoruz
Gelişmek ruhumuza aykırı
Genlerimize ters
Hoşgörülü, modern bir sonraki yılı değil, bir sonraki çağı düşünen toplum olamıyoruz
Bir sonraki çağı düşünen nesiller yetiştiremiyoruz
Komünizm parayı bulana kadar derlerdi, inanmazdım.
Vallahi billahi öyle!..
Her şey para olmuş.
Her şey madde.
Her şey eşya olmuş
Para, sabah söylenen bir -günaydın- kelimesinin de, -iyi günler- kelimesinin de yerine geçmiş..
Para, her ideolojinin yerine vekalet ediyor. Hem de süresiz vekalet.
Mevzu bahis dünya görüşü olunca herkesin gözünde çizdiği tablo pembe renk.
Fakat işin içine para girince, bırak rengi, tablo bile yok oluyor!..
Hayatında paradan başka hiç bir şey için kafa yormamış insanlar var bu ülkede.
Edebiyat nedir?
Şiir nedir?
Kaside, roman, hikaye, deneme
Köşe yazısı nedir bilmeyen var.
Bilen yok mu?
Elbette var
Ama onlar da aralarında ideolojik olarak ayrılmış.
Kimisi Nazım Hikmet RAN sevdalısı, kimisi Necip Fazıl..
Tam da bu konudan konuşurken, söz sırası bana geldi. Birisi Nazım dedi, birisi Fazıl, ben ise ATSIZ dedim.
Evet, Hüseyin Nihal ATSIZ
Ama öyle bir aşk adamı ki, ne Nazım’dan, ne Necip Fazıl’dan bir eksiği yok
Buyurun;
Sesleniş
Her gece orda bir yaslanan mı var?
Sessizce kirpiği ıslanan mı var?
Uzaktan bana bir seslenen mi var?
Ne diyor? Sesini alamıyorum.
Acaba yaşlı mı kara gözlerin?
İçimde bir derin yara gözlerin...
Daldı mı uzak bir yere gözlerin?
Görmüyor, bilmiyor, bilemiyorum...
Günleri sayarım, geceler iner,
Beklerim geceyi, yıldızlar söner,
Gizli bir yaram var, durmayıp kanar;
Neresi? Bulup da silemiyorum.
Ulaşsa da sana yolların ucu,
Varmaya yetmiyor Atsız'ın gücü.
İçimde dururken bu kadar acı,
Hala yaşıyorum, ölemiyorum.
Hüseyin Nihal ATSIZ