2019’un sonlarına doğru insanlara gelecek yıldan beklentilerini sorduğumda başı sağlık çekmekteydi. Diğer isteklerini ise sıralıyorlardı. Kimi ev, kimi araba, kimi hayırlı bir eş, kimi hayırlı bir evlat istiyordu. İşlerini büyütmek isteyende vardı, yatırım yapmak isteyende. Herkesin merakla, umutla beklediği 2020 hüsranla geldi. İnsanlık adına kötü geçti. Seni hemen unutmak istiyoruz. Tarihin karanlık sayfalarında olacaksın 2020. Covid-19, depremler, orman yangınları, intiharlar, kadın cinayetlerinin ve İslam düşmanlığının bitmediği bir sene. İnsanlar 40 yıl düşünse akıllarına gelir miydi bu buhranlar. Düşünebilirler miydi bu kadar canın yanacağını. Annelerinin, babalarının, akrabalarının hiç hesapta olmayan afetlerin, hastalıkların yüzünden öleceğini bilselerdi istemezler miydi 2020’nin gelmemesini. Ne anneler evlatsız, ne evlatlar ana-babasız kaldı, ne dostluklar dostsuz kaldı, ne öğrenciler öğretmensiz kaldı, ne torunlar dedesiz-nenesiz kaldı. Hepsi yarım kaldı. Gidenler hayatlardı, hayallerdi. İnsanların hayallerini çaldın 2020. Hastalıklardan ve beşeri buhranlar yüzünden kaç kişinin hayatını kaybettiğini araştırdım yazdım.
KORONAVİRÜS: Dünya geneline yayılan COVID-19 salgınının Türkiye'deki ilk tespit edilen COVID-19 vakasının 10 Mart 2020'de olduğu Sağlık Bakanlığı tarafından 10 Mart'ı 11 Mart'a bağlayan gece açıklandı. Ülkedeki virüse bağlı ilk ölüm ise 15 Mart 2020'de gerçekleşti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 1 Nisan 2020'de yaptığı açıklamada koronavirüs vakalarının tüm Türkiye'ye yayıldığını açıkladı.
26 Aralık 2020 itibarıyla Türkiye'de koronavirüs ile enfekte olmuş toplam hasta sayısının 2.133.373 olduğu ve mevcut hastalardan 4.501 kişinin yoğun bakımda tedavi görmekte olduğu; şimdiye kadar iyileşen hasta sayısının 1.994.034 ve ölen hasta sayısının toplam 19.624 kişi olduğu bildirildi. Bu tarihe kadar toplam 23.605.813 test yapıldı.
19 Nisan itibarıyla Türkiye vaka sayısında, salgının ilk başladığı ülke olan Çin'i geride bırakarak Fransa'nın ardından en çok vaka görülen 7. ülke olurken, gerçekleşen ölüm sayılarında ise 185 ülke arasında 13. sıraya yükseldi. Son olarak 10 Nisan'da paylaşılan verilere göre 28 bin vaka ile İstanbul en çok vakanın olduğu şehir olurken onu sırasıyla İzmir, Ankara, Kocaeli ve Konya takip etti.:
DEPREM: 2020’de kaydedilen en büyük deprem yılın ilk ayında meydana geldi. 24 Ocak’ta 6,8 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Merkez üssü Elazığ-Sivrice olan depremde 41 kişi hayatını kaybetti. Deprem, Elazığ’ın yanı sıra Malatya’yı da etkiledi. Türkiye’de ocak ayı boyunca 5 bin 94 deprem kaydedildi.
Şubat ayında ise 5 bin 676 deprem meydana geldi. 18 Şubat’ta Manisa-Kırkağaç’ta meydana gelen 5,2’lik depremde korkulan olmadı. Can ve mal kaybı yaşanmadı. Ancak 23 Şubat’ta İran’ın Hoy kentinde meydana gelen 5,9 büyüklüğündeki deprem Van’ın Başkale ilçesindeki köylerde yıkıma yol açtı. Depremde 10 kişi hayatını kaybetti.
Bahar aylarında daha az deprem meydana geldi
Mart ayı yer kabuğu hareketleri açısından daha sakin geçti. 2 bin 588 deprem meydana geldi. Bu sarsıntıların en önemlisi 19 Mart’ta Elazığ-Sivrice’de meydana gelen 5 büyüklüğündeki depremdi.
Nisan ayında 2 bin 48 deprem meydana geldi. Nisan ayında kaydedilen en önemli deprem Van’ın Tuşba ilçesindeydi. AFAD depremin büyüklüğünü 4,7 olarak açıkladı.
Mayıs ayında ise 2 bin 76 deprem kayıtlara geçti. 2 Mayıs’ta Akdeniz’de meydana gelen 6,4 büyüklüğündeki deprem korku yarattı. Merkez üssü Girit açıkları olan depreme en yakın yerleşim yeri Datça’ydı. Neyse ki Datça ve civarında deprem nedeniyle herhangi bir hasar oluşmadı.
Pütürge 5,2’yle sarsıldı
Sismik kayıtlara göre haziranda bin 871 deprem meydana geldi. 28 Haziran’da Akdeniz’de, Muğla civarında meydana gelen depremin büyüklüğü 5,2 olarak ölçüldü. Depremde herhangi bir can veya mal kaybı olmadı.
Temmuz ayında kaydedilen sarsıntı sayısı bin 436 oldu. 16 Temmuz’da İzmir Körfezi civarında meydana gelen depremin büyüklüğü 4,5 olarak açıklandı. Can ve mal kaybına sebep olmayan deprem İzmir’in yanı sıra çevre illerde de hissedildi.
17 Ağustos’a gelinceye kadar ağustos ayı içerisinde kaydedilen toplam 760 deprem bulunuyor. Bu dönemde Malatya-Pütürge’de 4 Ağustos’ta meydana gelen 5,2 büyüklüğündeki deprem korkuya neden oldu. Depremde can kaybı olmaması herkesi rahatlattı.
ORMAN YANGINLARI: Resmi istatistiklere göre 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında çıkan orman yangınlarıyla sırasıyla 3 bin 219, 9 bin 156, 11 bin 993, 5 bin 644 ve 11 bin 332 hektar olmak üzere toplam 41 bin 344 hektar (yaklaşık 55 bin 150 futbol sahası) orman alanı tahrip oldu. Muğla Dalaman ve İzmir Karabağlar’da gerçekleşen iki büyük yangın nedeniyle 2019 yılında yanan orman alanı 2018 yılının 2 katından fazla oldu. Orman yangınlarında zarar gören alan miktarı bu yıl 2019'a göre arttı. Geçen yıl meydana gelen 2 bin 668 orman yangınında 11 bin 332 hektarlık alan tahrip olurken, bu yıl ekim ayı itibarıyla 2 bin 957 yangında toplam 16 bin 441 hektarlık alan zarar gördü.
KADIN CİNAYETLERİ: Kadın cinayetleri Türkiye'de, 2000'li yıllarda geçmiş yıllara göre büyük artış göstermiş; 474 kadının öldürüldüğü 2019 yılı, ülkede son 10 yılda en fazla kadının öldürüldüğü yıl olmuştur. 2020 yılı Ocak ve Şubat aylarında toplam 49, Mart ayında 29 kadın öldürülmüştür.
Suçluların işledikleri suçu normalleştirmek adına öne sürdükleri başlıca gerekçeler arasında; kadının ayrılık talebi, namus, aldatma-aldatılma, kıskançlık ön plana çıkmakta.
İNTİHARLAR: İntihar oranları genelde yüz binlik dilim üzerinden ölçülüyor.
2001 ile 2018 arasına bakıldığında Türkiye'deki intihar oranlarının yüz binde 3.61 ile yüz binde 4.37 arasında değiştiği görülüyor.
TÜİK'in verilerine göre 2018'de, 432 ölümle en fazla intihar vakası İstanbul'da yaşandı.
İstanbul'un ardından gelen kentler ve intihardan ölüm sayıları şöyle: Ankara (194), İzmir (186), Bursa (119), Konya (103).
En az intihar yaşanan kentler ise şunlar: Bayburt (1), Artvin (4), Kilis (4), Erzincan (5), Gümüşhane (5).
Yaşamını yitirenler arasında erkek sayısının kadınlardan daha yüksek olduğu görülüyor.
2018'de intihar sonucu ölenlerin 2391'i erkek, 770'i kadındı. Yani erkeklerin oranı yüzde 75.64, kadınlarınki yüzde 24.36 oldu.
Oranları okuyunca içiniz karardı biliyorum. Durum aynen bu şekilde. Eğitimsizliğe mi yorarsınız, bir arpa boyu kadar yol alamayışımıza mı yorarsınız bilemem. Orası size kalmış. 2021’den beklentim bu oranları aşağı çekmek, mümkünse sıfırlamaktır. Bu gidişte zor görünüyor. Sağlıcakla kalın.