Doğduğumuzda hiçbir şeyi seçemediğimiz gibi hangi mahallede, hangi şehirde yaşayacağımızı da seçemiyoruz.
Yaşayacağımız yerin iyi veya kötü olması tamamen kaderimize bağlı.
Çocukluğumuzda büyüdüğümüz mahalledeki hal ve hareketler, davranışlar, ailelerin birbiriyle olan ilişkileri, gelecekteki kişiliğimizin adeta birer tuğlası niteliğinde.
Çocukluğumuzda ne görürsek çocuğumuza onu verir ve yansıtırız.
Lokasyon çok önemli bir detaydır.
Mesela adı kötü olaylarla anılmış, hırsızlığın, gaspın, esrar ve eroinin kol gezdiği yerlerde alıp başını gittiği ve önlenemez olan bir mahallede yetişen bir çocukla, gayet mütevazi site ve site ayarındaki yerlerde yetişen çocuğun hareketleri ve psikolojisi elbette bir olmayacaktır.
Çocuklukla sosyal yapının ne alakası var derseniz?
Evet var!
Sosyal yapıyı geçmişin çocukları ve şimdinin yetişkinleri oluşturmakta.
Yıl olmuş 2021 sokak aralarındaki berduşluğun bırakılması lazım gelir.
Artık günümüz çocukların serserilikle, asmakla, kesmekle yetiştirilmemesi gerekir.
Geleceğin bürokratları, hakimleri-savcıları layık oldukları yerlerde yetiştirilmesi gerekir.
Sosyal düzeni sağlayacaklar her dönemin çocuklarıdır.
İyi bir düzenin iyi bir toplumun yegane temsilcileri çocuklarımızdır.
Her şey çocuklukta başlar ve devam eder.
Mesela ben bir şehirden bir şehire göç edersem kriterlerim arasında gideceğim yerin suç oranlarına bakarım.
Cinayette kaçıncı sırada, tecavüz vakaları ne durumda, kadına karşı şiddette toplumsal birliktelik var mı?
Şehrin psikolojisi ne durumda bunlara bakarım.
En huzurlu şehir Sinop olduğu söylenir.
Evet doğru.
Trafik lambası yok diyebiliriz.
Gayet medeniler.
5-6 sen evvel Sinop’ta karşıdan karşıya geçerken kaymakam beyin makam arabası bize yol vermişti.
Bakın unutmamışım.
İyilikler unutulmaz.
Bir şehrin sosyolojik yapısı iyilikten geçer.
İyilik yaparak geleceğimizi koruyalım.
İyilik yaparak sosyal yapımızı sağlamlaştıralım.
Bir dahaki yazımda görüşmek dileğimle kalın sağlıcakla.