Hayatın ilk beş yılı, özellikle de ilk iki yaş, “bir koyup milyonlar kazandıran bir yatırım” dönemidir. Bu dönemden sonra da çocuğa verilen her emek ve çabanın mutlaka bir karşılığı olur, ancak verim hiçbir zaman ilk aylar veya yıllardaki gibi bol ve bereketli olmaz.
Maalesef birçok ebeveyn bu dönemin öneminden habersiz ya da yeterince farkında değil.
İlk yıllarda düzenli gelişimsel takip ve profesyonel bir destekle belki de hiç ortaya çıkmayacak sorunlar için ilerleyen yıllarda inanılmaz emek, zaman ve paralar harcanıyor. Bu süreçte sadece ebeveynlerin emek, para ve zamanları değil bebek veya çocuğun geleceğini değiştirecek altın fırsat olan günleri, ayları ve yılları da kayboluyor.
Gelişimi standartlara uygun seyreden çocukların aileleri, çoğunlukla “sorun yoksa destek gerekmez” yanılgısına düşüyor. Oysa her çocuk amaçlı, hedefli ve bilinçli olarak desteklendiği her alanda sınırsız gelişim potansiyeline sahiptir.
Dil gelişimi yaş düzeyine göre normal olan çocuk da dil ve konuşma becerileri yönünden desteklenebilir ve desteklenmelidir.
Motor beceriler yönünden yaşıtlarının ortalamasının üzerinde olan bir çocuk da ince ve kaba motor beceriler, denge, koordinasyon ve vücut farkındalığı yönünden desteklenebilir ve desteklenmelidir.
İletişim ve sosyal beceriler alanında başarılı görünen bir çocuk da sözlü ve sözsüz iletişim, sosyal beceriler, duygusal farkındalık ve empati gibi alanlarda desteklenebilir ve desteklenmelidir.
Zihinsel becerileri yaşıtlarından daha iyi olan bir çocuk da dikkat, odaklanma, zamanlama, öğrenme, hafıza, mantık ve muhakeme becerileri yönünden desteklenebilir ve desteklenmelidir.
Önemli yanılgılardan birisi de çocuğun bu çok yönlü gelişimi için büyük emek, para, imkân ve bilgi gerektiği düşüncesidir.
Yukarıda sayılanların büyük bir kısmının eğitimden, imkândan ve paradan daha çok ilgi ile, stratejik akılla, ebeveynler arasında uyumla, planla, kararlılık, tutarlılık ve sabırla ilgili olduğunu hatırlatmalıyım.