Bir noktadan sonra yazının başlığındaki hiçbir şey fayda etmiyor. Tıpkı bu günlerde yaşadığımız gibi.
İki haftadır kalemizde gol sayısı ve bıraktığımız puan sayısı bazı mesajları açık açık veriyor. Tabii ki mesaj almaya açıksan…
Şimdi yine başkan (pardon sahip) çıkacak asacak, kesecek, hakem diyecek, federasyon diyecek ya da taraftar diyecek, İsmail diyecek, Ertuğrul diyecek, diyecek de diyecek…
Dünyanın şuyuyum buranın buyuyum. Şu kadar harcadım bu kadar verdim…
Gelinen noktada beni yalnız bıraktınız da diyecek...
Kim kimi yalnız bıraktı bakalım, her nokta da narşizmin her türlü örneğini sergileyerek, çevrendeki tüm kişi ve kişileri iten, suçlayan, aşağılayan, taraftarın önüne atan kimse, yalnızlığı da seçen o dur.
Maça dair hiçbir şey söylemek gelmiyor içimden.
Sadece sahadaki 7 numaralı arkadaşı kim beğendi ya da kim aldıysa ya da kim ne ye dair onu sahaya sürüp beklenti içine girdiyse onu Allah bildiği gibi yapsın.
Sonra çıkıp beni kandırıyorlar falan demeyeceksin.
Ben artık Fuat Çapa’nın da bu işi kıvırabileceğini düşünmüyorum. Devre arasından itibaren takıma ne oynattığını, oyun kurgusunu felsefesini çözemedim.
Oyun adına yapmaya çalışılan hiçbir şey ortada olmadığı gibi, oyuncu güruhunun da olaya bakış açısı net.
Fofana’ya kimse kötü futbolcu diyemez ama ayrı bir top verelim o çizgide takılsın. Yasin’in geçmişi ve futbolculuğu ortada ama ona da ayrı bir top verelim.
Bir Osman’ı ayrı tutacağım, o da olmasa sanki 4 değil de 6 yer otururduk gibi…
Hiç uzatmaya gerek yok. Kim ne kadar harcamışsa boşa harcamış. Şimdi daha da harcayacak ve olayı kurtarmak için kendini ortaya atacak.
Ha ne mi yapacak, futbolun sihirbazlarımı dersin ya da duayenleri mi dersin…
Mustafa Denizli mi olur, Okan Buruk mu Sergen Yalçın mı olur, İlhan Palut mu, Hüseyin Kalpar mı olur, yoksa Yücel İldiz mi bilmem (isimler tamamen örnektir) ama Fuat Çapa ile olmayacağı net ortadayken göz yummayacak ve masaya yumruğunu şimdi vuracaksın.
Sonra, önce kendinle sonra tüm camia ile barışacaksın başkan.
Tren kaçıyor...