Yazının başlığında geçen 3 kelime ne kadar sığlaştı değil mi son günlerde…
Siyasetin gücünün baskın olduğu bir sistem; 3 kelimeyi yandaşsan lehe, değilsen aleyhe çevirebiliyor günümüzde…
TFF diye bir kurum var, duyan bilen vardır aranızda, bir federasyondur kendileri ve özerk olmakla mükelleftirler. Yukarıdaki 3 kelimeyi de esas alarak çalışmalılar kendilerince…
Gelinen noktada özerk olmadıkları açıkça ortada, tarafsız olamadıkları da alenen ortaya çıktı…
Fakat Türkiye’de İstanbul takımlarının yönetildiği bir federasyon, İstanbul takımlarının yazılıp çizildiği, izlenilip işletildiği basın yayın organları, İstanbul takımlarının koruyup kollandığı MHK‘nın olduğunu yıllardır biliyor ve bunu sindirmeye çalışıyorduk.
Neden mi böyle düşünüyorum; TFF’nin son başkanlarını bir hatırlayalım isterseniz…
Büyükler diye tabir edilen takımların üst düzey yöneticileri değil mi onlar?
Bu kişiler taraf olamadan nasıl özerk olabilecekler diye düşünmez mi insan?
Ayrıca bu kişilerin siyasi ilişkileri ve iş ilişkilerini şöyle bir inceleseniz anlayacaksınız ne demek istediğimi…
Şimdi gelinen noktada İstanbul takımlarına alışmışken, bir de siyasiler tarafından kollanan takımlar peydah oldu sahnelere. Yıllarca aynı söylemlere haiz olan bir camianın temsilcisi ve aynı zamanda o dönemlerde yöneticilik yapmış olan bir kişi olarak yazıyorum bu yazıyı.
2 spor bakanımız vardı bizim şehir olarak. 6222 sayılı kanunun maddeleri en sert şekilde bizim stadımızda uygulandı. Şehrinizin cadde ve sokaklarına yansıdı bu kural ve hiç esnetilmedi. Çünkü biz örnek olmalıydık Türkiye’ye…
Spor bakanımızın olduğu yıl biz küme düştük. Rakiplerin hatır gönül işlerini öyle uzaktan izleyerek…
Bakanımız maçımıza bile gelmedi taraf olduğumuz düşünülmesin, adalet şaşmasın diye…
Bir Mersin finali oynadık biz TFF’nin tüm rezilliğinin gözler önüne serildiği…
Yine ezilen biz olduk! Tarihe geçti seyircisiz final. Kadın ve çocuklarımıza ağza alınmayacak küfürler edildi gözlerimizin önünde…
Hatta sahaya giren Mersin taraftarları üzerlerine yürüyüp tehdit etti kadın ve çocuklarımızı…
Kolluk kuvvetleri neredesin diyebildik sadece…
Tüm siyasilerimizle yan yana izledik o gün tüm adaletsizliği ama bakanımız Samsun’unu kolladı dedirtmedik kimseye…
Yine bir yarı final maçı Osmanlıspor maçı Ankara’dayız, kimler kimler var protokol tribününde…
Şöyle diyelim Samsun’un tüm siyasi erkanı ile beraberiz, Melih Gökçek beyefendi Ankara Büyükşehir güreş takımını getirmiş protokole, neden mi? Yaşanılası bir arbede de bizi bertaraf etmek için.
Bakanımızla beraberdik yine o gün ve vekillerimizle tektik, birdik ve bizi kimse kollamadı.
Biz birbirimizi kolladık tüm siyasilerimizle.
Yine bir Osmanlı maçında polis tarafından yöneticimiz Av. Erdem Eynel’e sahada akredite olmasına rağmen (altını önemle çiziyorum sahada görevli kişi olmasına rağmen) polis tarafından darp edilip yakın mesafeden ölüm riski taşıyacak kadar biber gazı sıkılarak hastanelik edildi ama biz yine kollanmadık hiçbir platformda.
Bugün mü?
Adana’nın mavi takımı Demirspor geçen sene çıkamadığı Süper Lig’e çıkmak için ant içmiş her şeyin üzerine, ispatlaması zor ama imkansız olmayan her yol ile neredeyse…
İç saha dış saha fark etmeden tribünlerine bu kadar pandemi ve kapanma şartlarında seyirci alarak, oynadığı rakip takımın oyuncuları neden bilinmez o hafta kadro dışı kalarak ya da hocası kovularak…
Futbol tarihine geçecek ofsayt kararlarına gol iptallerine gidilerek…
Tüm siyasi erkanı; valisi, kaymakamı, bakanı, vekili…
Hep beraber lebalep bunları beraberce izlemek sureti ile süper lige doğru son bir adım atarak bizimle tüm Türkiye’nin gözümüze soka soka başardı lige çıkmayı…
Tebrik edeceğim ama içimden gelmiyor.
Ve o kadar körelmiş ki gözleri Adana’nın turuncusunu da bir alt lige yollayarak…
Giresun takımına diyecek çok şey kalmadı esasında ama onlarda derslerini iyi çalışmış ve Adana takımından neyi nasıl yapmayı güzelce öğrenmişler açıkçası.
Bize gelince tek adam yönetiminin tüm yarar ve zararlarını güzelce gördük bu sene. Evet 10 puanlık avantajdan kaybettik.
Ben ben ben söylemlerinden ibaret yaşamımızla yalnız kurt edaları ile dosttan çok düşman edindik.
Hala kaybetmiş değiliz. Play-off’da en güçlü ekip biziz.
Lakin tek rakibimiz var onu d buradan yazsam, diyeceği cümle şu olacak…
Ver paramı al sen yönet o zaman.
Lakin bizim için son nefese kadar tek yumruk olma zamanı.
Şart her ne olursa olsun…