Lakin hop oturup hop kalkmak da adet oldu bizde…
Uzun süreden sonra takımım çıplak gözle izleme fırsatı buldum. Takımın maç öncesi atmosferini ve maç anını, maç sonrası atmosferini de yaşama şansını çok uzun süre sonra yeniden yaşadım.
Maç öncesinde kulüp müdürümüz, kurucu yöneticilerimizden bir büyüğümüz ve Samsunspor sevdalısı büyüklerimizle sohbet etme şansını da yakaladım.
Öncelikle misafirperver yaklaşımları ve bizi evimizde gibi hissettiren North Point Otel ailesine ve Süleyman & Fethi Eldemir ağabeylerime de teşekkür etmek isterim.
Maç için birkaç kelam etmek gerekirse;
Maça iyi başlamadık desem yeridir. İlk 15 dakikanın içinde kalemizde gördüğümüz gol bizi şoke etti. Rakip takımın ve seyircisinin oyuna olan algısı bizi biraz hafife almak yönünde olunca, oyunun ilerleyen dakikalarında futbolun hatalar oyunu olduğunu yeniden hatırlatan enstantaneleri beraberce yaşadık ve gördük.
Adeta bu seneki sürpriz transferimiz hüviyetine bürünen Tomane’nin akıl dolu hareketle kazandırmış olduğu penaltı, Hasan’ın inatçı takibini değerlendiren Yasin’in golünün sonrası galibiyet sevinci yaşayacakken Burak’ın hatasını affetmeyen Ömer Şişmanoğlu’nun cevabı ile biz birkaç dakika afalladık.
Maçın ikinci yarısı bambaşka bir kimliğe bürünen Yasin’in istekli tavrı, topa olan hakimiyeti ve söke söke götürdüğü topu ikinci yarı oyuna giren ve iştahı ile göz dolduran Melih’in önüne muz biçiminde göndermesi sonucu biz skor boarda galibiyet gölümüzü kazıdık.
Takımımız altın değerinde bir 3 puanı haneye yazarak deplasmandan eve dönüş yoluna geçerken, takımın ilk yediği gol ve ikinci yediği goldeki defans göbeği hataları gözden kaçacak gibi değil açıkçası.
Topu ayağımızda tutma süresinin kısalığı, üst üste yapmış olduğumuz pas sayısının azlığı bizi dinamik bir takıma karşı ciddi sıkıntılara sokuyor açıkçası.
Hasan Kılıç’ın futbol zekasına hiçbir şey demeye hakkım yok. Lakin oyunun kontrolü ve takıma defansif katkıda sağlayacağı katkıları ve hatta ofansif katkıları birkaç haftadır görememekteyiz.
Maçın son 20 dakikasında bir canlanma vardı evet ama o da rakibin tamamen oyundan düşmesinden sonra ortaya çıktı. Defans bloğumuzdan çıkan her topun 10 -20 saniye için de tekrarlanan şekilde defansımıza bumerang gibi geri gelmesi bizi oldukça zor durumlara da sokuyor açıkçası.
Osman’a ayrıca bir maşallah demek de fayda var. Sahanın basmadık yerini bırakmaması, rakip takıma toplu ya da topsuz presi o kadar yıldırmış olmalı ki Gökhan Süzen tünel çıkışında kendisini yumruklamak için bekleyecek kadar etkili olmuş.
Güvenlik güçlerinin müdahalesi ile elbette ki böyle bir şey olmadı ama futbolun saha da oynandıktan sonra sahada kalması gerçeğini de hatırlatmakta fayda var.
Maç sonrasında iki takım futbolcularının dışarıdaki centilmenlikleri de Gökhan’ın ayıp hanesine yazar...
Evet, kazandık lakin takımda bir takım eksikliklerin olduğu da açık. Mehmet Altıparmak hocanın maç içi hamleleri diğer maça hazırlanışındaki değişiklikler maç analizlerini ciddi ciddi yaptığının göstergesi.
Fakat Denizli maçında birçok eksik oyuncusu olmasının dezavantajını avantaja çevirmesi hanesine artı yazdı.
Her ne olursa olsun kazanmak güzeldi.
Lütfen kazanmaya devam edelim.