Öncelikle yoğun bakımda bulunan büyük kaptanımız, yönetiminde beraber çalışma şansı bulduğum eski Başkanımız Emin Kar ağabeyime acil şifalar dilemek isterim. Eşi Yıldız ablam ve oğlu Mustafa kardeşime de bu zorlu süreçte sabır diliyorum.
Maçın ilerisi, gerisi, ötesi, berisi ne anlatırsan anlat elle tutulur yanı yok.
Haftalardır defans göbeğinin hatalarından dem vuruyoruz. Hoca da elde bulunan kadroda değişikliklere giderek revizyon yapıyor ve daha 15 dakika içinde oyunda hiç pozisyon üretemeyen Menemen takımından yan toptan (korner) biri gol olan ikincisi de çizgiden çıkarılan iki pozisyonu veriyoruz bile…
Sonrasında topu kullanmaya çalışan, altını çizerek yazıyorum kullanan değil kullanmaya çalışan takım evet bizdik.
Korner pozisyonun da kafayı vurduran Diomande sanki diyetini ödercesine ceza sahası dışından öyle güzel vuruyor ki bir umutlandık ve soyunma odasına gittik.
Daha başlama vuruşunun hemen sonrası penaltı yaptırıp, sonra da arkasına kaçırdığı adamı yakalayamayan Barış’ın defansif hatalarının diyeti de 2 gol ile geldi.
Tomane’nin golcü kimliği bize 2. golü getirse de takım olarak kazanmayı hakketmediğimiz bir maçı beraberliğe razı ilken kaybettik.
Şimdi eleştirel bir bakış açısı ile kaleme değeceksek, takımın kenar oyuncularının ne iş yaptığını anlayan varsa beri gelsin. Kenardan top getiremediklerini pozisyon üretemeyen, ortadan top götürmeye çalışsak da becerikli ayakların olmayışı bizim kazanamayacak takım olduğumuzu açıkça gösterdi.
Hasan Kılıç’ın yürüyerek top oynamasını eleştirirken, koşan oyuncuların bir varlık gösterememesi de çok acıydı.
Defans göbeğimizle sezonu götüremeyeceğimiz açık. Barış da Boli de stoper mevkiinde güven veren isimler değiller.
Daha doğrusu takımda birçok oyuncu bize ligi götüremeyecekler izlenimini çoktan verdi bile. Asıl acı olan da ne biliyor musunuz? Milli maç arasında 2 hafta yoğun tempoda çalışan ya da antrenman yapan bir takım bu şekilde dökülüyorsa, bizim ligin tepesi adına yapmış olduğumuz tüm hayalleri rafa kaldırmak farz.
İster hoca suçlu benim desin, ister başkan suçlu benim desin, Samsunspor takımı bu oyun yapısı ya da mantığı ya da tüm gerekçeleri ile şampiyonluk adayı değil.
Sakat futbolcularımızın fazlalığı oyun yapımızı etkiliyor falan filan…
Geçiniz efendim.
Kadronun mühendisliğinden sorumlu kişi kim ise şapkayı önüne koysun ve arkasını dönsün marş marş.
Mevcut kadro ile mücadeleyi sağlayamayan kim ise o da şapkayı önüne koysun ve Samsunspor takımının geleceğinden çalmasın.
Takımın sahibi ve başkanın bütçesel anlamda yorgunluğunun nedenlerinin sorumluları yukarıda bahsettiklerimdir.
Laf ola beri gele muhabbetleri bırakıp sorumluluk sahibi olup yaptıklarının yapacaklarına teminat olduğunu kabul ederek Samsunspor takımının geleceğine zarar vermeden yanlıştan dönmeyi kabul etmelisiniz.
Bu halimizle ligin en fazla play-off adayları arasında olabiliriz.
Bizden söylemesi…