İnsan bir şehre neden âşık olur? Onu sadece görmekle yetinemez, hep yanında olsun ister. Kokusunu unutmamak için derin derin içine çeker, her ayrıntısını hafızasına kazır. Ben bir şehre böyle âşık oldum. Adı: Samsun.
Canım Samsun’um...
Bu şehirle aramdaki bağ sadece doğduğum yer olmasıyla açıklanamaz. Samsun, benim için çocukluğumun neşesi, gençliğimin heyecanı, kalbimin sığınağıdır. Ne zaman uzaklara gitsem, içimde bir boşluk belirir. O boşluk neyle dolmaz bilirim, çünkü sadece Samsun’la tamamlanır.
Atakum sahilinde yürümüş olanlar bilir, orada deniz sadece mavi bir örtü değil, insanın içini yıkayan bir huzurdur. Ayakların serin kumsalda yürürken, martıların sesiyle harmanlanan dalga uğultusu, insanı gündelik telaşların çok ötesine taşır. Güneşin Karadeniz’e ağır ağır batışı, gökyüzüne kırmızının en güzel tonunu bırakır ve o an dersin ki: "İşte burada nefes alıyorum ben."
Samsun’da her mevsim güzel, ama bir gün var ki kalbimizde çok daha başka bir yeri var: 19 Mayıs.
O sabah Samsun farklı uyanır. Gökyüzü bir başka aydınlık olur, deniz bir başka coşkulu… Her sene, Bandırma Vapuru’nun önünde bir araya gelen insanların gözlerinde o tarihi ilk adımın izlerini görürüm. Bir milletin kaderini değiştiren o büyük cesaret, işte tam burada, bu topraklarda filizlendi.
Ben her 19 Mayıs’ta içimde tarifsiz bir gururla dolaşırım bu şehirde. Genciyle yaşlısıyla herkesin kalbinde aynı heyecan, aynı minnet vardır. Düşünsenize, bir milletin umudu, tam da bu şehrin kıyısından doğdu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı o an, sadece bir başlangıç değil, aynı zamanda bir dirilişin adıdır. O yüzden Samsun’a âşık olmak, aynı zamanda bağımsızlığa, umuda, mücadeleye âşık olmaktır.
Bandırma Vapuru’nun önünde her durduğumda içimi bir titreme alır. Dalgalar kıyıya vururken, sanki o tarihi günü fısıldar kulağıma. O anlarda sadece bir Samsunlu değil, bu ülkenin kalbinde atan bir parça olurum. Gözlerim dolar bazen, çünkü ben bu toprağın ne anlamlar taşıdığını bilerek yaşarım burada. İşte bu yüzden Samsun, sadece güzel bir şehir değil; anlamı olan bir sevdadır.
Bir şehirde sevdiklerin, anıların ve hayallerin varsa orası artık senin yuvandır. Benim yuvam, sığınağım, ne zaman düşsem beni ayağa kaldıran yoldaşımdır Samsun. Her ayrılığın sonunda beni kucaklayan, her dönüşte kalbimi yeniden çarptıran…
Bir şehre âşık olmak, o şehri her haliyle sevmektir. Gündüzüyle gecesiyle, yağmuruyla güneşiyle…
Ben Samsun’u her haliyle seviyorum. Çünkü Samsun, geçmişin izini taşıyan, geleceğe umutla bakan bir şehir.
Canım Samsun’um…
Sen iyi ki varsın. İyi ki o ilk adım burada atılmış, iyi ki bu topraklar umut olmuş.
Sen sadece bir şehir değil, bir milletin kalbindeki en özel yer, en güzel duygusun.