Sevgili Selim,
Bazı insanlar sessizce kahraman olur. Kimse fark etmeden elini taşın altına koyar, “ben buradayım” demez ama oradadır, hep.
Sen tam da öyle birisin.
Babamızın hastalığıyla birlikte hayatımızın dengesi bir anda değişti. O anlarda herkes biraz bocaladı ama sen…
Hiç durmadın. Hep ayaktaydın. Hep güçlüydün. Herkesin dağıldığı yerde sen toparladın bizi.
Fark etmemiş gibi yaptık belki bazen…
Ama her şeyin farkındaydık. O sessiz mücadeleyi, içinden taşan sorumluluğu, gözlerinde biriken yorgunluğu gördük. Hissedip susmayı seçtik belki, ama şimdi zamanı:
Sana teşekkür etmenin, seni kucaklamanın, “Seninle gurur duyuyoruz” demenin tam zamanı.
Senin varlığın bu ailede sadece bir rol değil, bir omurga gibi…
Eğilip bükülse de kırılmayan. Bazen babamızın sesi oldun, bazen onun gölgesi. Ama en çok da kendin oldun; iyi ki öyle oldun. Kendini ikinci plana atarak kurduğun o dengeyle hepimizin önünü açtın. Biz daha güçlü olabildiysek, sen olduğun için.
Evet, zaman zaman sustun. İçine attığın şeyler oldu. “Ben iyiyim” cümlesini biraz fazla kullandın. Ama biz o kelimenin altına sığdırdığın her şeyi okuduk. Şimdi sana diyoruz ki: Dinlenmeyi hak ettin. Omuzlarından azıcık yük indir. Bırak bu sefer biz tutalım seni.
Seninle gurur duyuyoruz, Selim. Bazen kardeş, bazen abi, bazen baba… Ama her zaman yuvamızın direği oldun.
Bir de…
O çocukluk gülüşünü hiç kaybetme.
Çünkü sen gülünce, biz biraz daha iyileşiyoruz.
Sen varsın ya, biz hep tamamız.
Seni çok seviyoruz.
Ve hep senin arkandayız, tıpkı senin hep bizim önümüzde durduğun gibi.
İyi ki varsın.
İyi ki bizimlesin.
Sevgilerle ablan.
3-A'dan efsun'a teşekkür ederiz.