Geçen hafta Keçiörengücü ile 1-1 berabere kaldığımızda şahsen ben bu sahada bir puan iyi demiştim.
Çünkü Keçiörengücü ile oynadığımız stadyumun zemini suni çimdi.
Bizim futbolcuların alışık olmadığı ve bu tür zeminlere pek alışık olmayan ama mutlaka kazanmak zorunda olan bir takım için dezavantajlı bir zemindi.
Bu nedenle Ankara'da aldığımız bir puan pek üzmemişti bizi.
Nasıl olsa Adana Demirspor'u kendi sahamızda yeneriz. İstanbulspor da bir puan aldı.
Giresun yine bu hafta da takıldı, zirveyi ele geçireceğiz derken kafamda yaptığım tüm planlar bu maçın sonucuyla, sonucundan çok da oynadığımız oyunla alt üst oldu.
Adana Demirspor'la ikinci maçına çıkan Samet Aybaba'nın maç öncesi dediği gibi Adana Demirspor'da ilk iki hesaplarına hem oynadığı oyunla hem de aldığı üç puanla dahil oldu ve yine Samet Hocanın dediği gibi 1. Lig yeniden başladı.
Hangi mazerete sığınılır bilmiyorum. Sadece Yasin'in yokluğu bu sonucun mazereti yapılır mı bilmiyorum ama bana göre de benim gibi Samsunspor taraftarlarına göre de bu maçın mazereti yok.
Kötü demiyorum, çok kötü bir futbol. Doğru dürüst ne oyun var, ne şut, ne hareket, ne istek.
Az biraz 32 yaşındaki Burak Çalık, biraz Djedje...
Hele ikinci yarı umudumuz İlyas tam fiyasko.
Kalecimiz yine sınıfta kaldı.
Yazdıklarımdan sakın bir umutsuzluk algılanmasın.
Bu takım bu kadroyla toparlanacak yine de iddiasını sürdürecektir.
Ama kendine gelmesi, toparlanması gerekir.
Ağır bir tokat yedik bugün ama bu bizi sarsmamalı aksine daha da motive etmeli.
Düştüğümüz yerden kalkacak ve şampiyon olacak kadar güçlü bir takımız yeter ki şımarmayalım.
İşte bugün o şımarıklığın sillesini yedik.
Yüzümüzü yıkayıp daha diri bir şekilde yolumuza devam edeceğiz.
Etmeliyiz.