Disiplin deyince herkesin aklına gelen ilk şey “Yat, kalk, sürün…” oluyor şimdilerde. Hele gençler lafını etmeye kalktığımızda bize Nazi’ymişiz gibi bakıyorlar.
Bu sözcüğün zamanla nasıl böyle olumsuz bir çağırışım yaptığına şaşıyorum. “Disiplinli ol.” dediğimizde çocuklarımız sanki yüzlerine bir tokat nakşetmişiz gibi tuhaf tuhaf bakıyorlar bize, hatta kızıyorlar. Odalarına giriyorsun; yer gökte, gök de yerde zaten. İster havalı şekilde söyleyin ister bütün psikolojik süzgeçlerden geçirerek olumlu ifadelerle süslemeye çalışın. Nafile…Çok itici geliyor, özgürlüklerinin kısıtlanmasıyla ilişkilendiriyorlar hemen.
Bir de bu çocuklara gaz veren anne ve babalarımız var ne yazık ki. Çocuğun hayatı darmadağın olduğundan iki yakasını bir araya getiremiyor. Okuyorsa okul başarısı düşüyor, çalışıyorsa çalışma hayatında dikiş tutturamıyor. Tökezlemeye başlıyor. “Eyvah, şimdi ne olacak?” diye fikir beyan etmenizi isteyen saygıdeğer ebeveynler mikrofonu size uzatıyorlar, öğüt veriyorsunuz mecburen. “Disipline olursa, başarılı olur.” Fikrinizi soranlar savunmaya geçiyorlar, bayağı yaygın olduğundan sizler de duymuşsunuzdur bunlardan birini: “Biz onu kendi kararlarını alabilecek şekilde yetiştiriyoruz.” “Biz çocuğumuzun özgürlüklerini kısıtlamıyoruz.” “Biz onun kişiliğini engelleyecek türden baskılar yapmıyoruz.” Bunlar sadece birkaçı.
Güzel kardeşim, çocuklarınız elbette karar alabilme yetisine sahip olsun, özgürlüklerini kısıtlamayın, baskı da yapmayın; ama bir zahmet odasının ortasındaki yığını dolaplarına yerleştiriversin. Yahut evde siz yokken karnını doyurabilsin. En azından o kanepenin üzerinde duran kirli çoraplarını kirli sepetine yerleştirsin bir zahmet. Böyle bir çocuğun zihnini nasıl düzene sokacaksınız acaba? Bedensel olarak elleri kolları kalkmıyor zavallıların. Zombi gibi ortalarda dolaşıyorlar. Her şeyi kolayca avuçlarının içine koyarak sadece kanatlarını kesiyorsunuz. Beş yıldızlı bir otelde yaşasalar evdeki kadar rahat olamazlar. Evi çekip çevirmeyi bırakın kendi alanlarına bile hâkim olamayan bu çocuklar sorumluluk alıp hangi problemlerini çözebilecekler? Çok çabuk yoruluyor, çok çabuk sıkılıyorlar. Analitik düşünceye sahip değiller, sorgulamıyorlar. Hatta önce yapıp edip sonra düşünüyorlar. Tabi ki yaşamın içinde, zaman zaman hata yaparak, yaşayarak öğrensinler. Ama her seferinde hata yapıp başa dönmeleri yapabileceklerine olan inançlarını zayıflatmaz mı?
Disiplin, zihinde ve bedende ayrılmaz bir bütündür. Hangi alanda eğitim alırlarsa alsınlar şu anki en büyük eğitim sorunumuz gençlerin öz disiplinden yoksun olmaları maalesef. Öyle gevşediler ki dikkat süreleri de bir hayli kısaldı çocuklarımızın. Tamam onlara anlattıklarımızı canlı ve görünür hale getirelim. Ama ciddi bir şeyleri de her zaman hoplaya zıplaya mı anlatacağız? Hep resimlendirelim, yok efendim kulağına da hitap etsin. Yani tüm duyuları katalım onlara bir şeyler öğreteceğiz diye. Sıkılmasınlar, yorulmasınlar. Dümdüz, renksiz bir metni okurken zihinlerini devreye sokup hayal güçlerini canlandırmasınlar mı? Beyinleri mi eskir? Edebiyatla veya sanatla ilgili derin bir konuşmayı anlamaya çalışmak için dikkatlerini zorlayarak dimağlarını yormasınlar mı?
Yormazlar efendim, yoramazlar. Çünkü disiplinli olmayı lügatlerinden çıkartmış bu çocuklar. İpin ucunu iyice kaçırmış durumdalar. Geceleri sosyal medyada kayboluyor; gündüz de okulda sıraların üzerine yatıyorlar, uyukluyorlar. Çalışanları hiç sormayın, gözlerini açamıyorlar ki işlerini yapsınlar. Zamanlarını kullanma, planlama konusunda da çok kötüler. Ve kesinlikle organize olamıyorlar. İçlerinde azınlıkta da olsa öz disiplinini sağlayabilmiş olanlar da var; ama yeterli değil. Dünya gittikçe daha zor bir yer haline geliyor ve her şey hızla değişiyor. Bu baş döndürücü çağda geride kalmamanın baş koşulu iyi bir disiplinden geçiyor.
İnsan bilgi açığını bir şekilde kapatabilir; ama hayata tutunabilmek için gerekli özellikleri belli bir yaşta kazanamadıysa bunun bedelini hayatının ileri evrelerinde çok ağır öder. Disiplin, en önemli yaşamsal güçtür. Hayatın onları parçalara ayırmasını istemiyorsak yavrularımız yuvadan ayrılmadan önce onlara uçmayı öğretmek zorundayız.
Saygılar, sevgiler…
Harika bir yazı kaleme almışsınız başarılarınizin devamını diliyorum ????