Eskiden ilkokul karnelerinin bir bölümü vardı, davranışlarımızı notlandırırdı. Hani şu akademik derslerin değerlendirildiği değil de onun karşısında, diğer sayfada yer alan bölüm. Hepimiz itiraf etmekten çekinmemeliyiz, o zamanlar hiç işe yaramadığını düşünüyorduk. Şu an sorunlarımızın kör düğüm halini aldığı bu günlerde hayatın içinde bize asıl gerekli olan bilgilerin onlar olduğunu anladık. Bugün kırk yaşını devirmiş olanlar hatırlar o zamanki ilkokul karnelerini. Tabi onları minik avuçlarımızın içine almak için duyduğumuz heyecanımızı da. Ailelerimizin akademik başarıdan da önce ilk baktıkları yer işte o davranış kısmı olurdu. Ne hikmetse, o dönemde okul başarısından çok bunlar önemsenirdi. (Bugünleri görünce ne kadar haklı olduklarını anlıyor insan.) Karneler zamanla değişikliğe uğradı. Önceki halini bir gözden geçirelim, şimdiki haline de bakacağız: Temizlik alışkanlığı/ Beslenme alışkanlığı/ Arkadaşlarıyla geçimi ve yardımseverliği/ Büyüklerine karşı saygı/ Bağımsız olarak iş yapabilme gücü/ Planlı ve düzenli çalışma alışkanlığı/ Eşya, araç ve gereçleri dikkatli kullanma, koruma alışkanlığı/ Başkalarıyla birlikte çalışabilme alışkanlığı/ Grup içinde çalışma, sorumluluk alma isteği ve alışkanlığı/ Aldığı görevi yerine getirebilme başarısı/ Boş zamanlarını değerlendirme alışkanlığı… (Çoğumuzun özel dosyalarında saklı durur sararmış bu güzellikler.)
Bu maddeler tüm sorunlarımızı kökten çözer. Buradaki davranışları yetiştirdiğimiz insanlara kazandırdığımızı bir düşünün? Çok iyi bir gelecek tesis edersiniz. Kuvvetle muhtemel o dönem iyi bir vatandaşın nasıl olması gerektiği düşünülmüş ve bu kazanım listesi ortaya çıkarılmış. Basit, anlaşılır, bir o kadar da etkili davranışlar örneklendirilmiş. İlk etapta velilerden çok öğrencilerin anlayabilmesi için. Bir toplumun toplum olabilmesi için en önemli ilkeleri barındıran maddeler. Üstelik de bizim o çok takdir ettiğimiz Finlandiya modeli, Japon eğitimi bunun yanında solda sıfır kalır. Onların henüz keşfettiği şey ülkemizde yıllar önce biliniyormuş. Devamında, yani ortaokulda iş bilgisi ve ev ekonomisi gibi dersler koymuşlardı. Tüm Avrupa ve Asya ülkeleri şimdilerde ballandıra ballandıra “El beyin koordinasyonunu sağlayan aktiviteler” diye allayıp pulluyorlar, hatta dışarıya ihraç ediyorlar eğitim sistemlerini. Bizde kültürel derslerle birlikte yaşam bilgilerini de içeren, bütünsel bir şekilde sürdürülen daha etkili bir eğitim sistemi vardı. Hatırlıyorum ilkokulda alçı döküm tablolar yapardık, ilkokuldan sonra ortaokulda da iş bilgisi ve ev ekonomisi derslerinde neler neler öğrenmedik. Yoğurt mayalama, turşu yapma, örgü ve basit dikiş teknikleri, hatta eskileri yamama bile…Devamında, lise de de yetişkin bir insanın alması gereken sorumlulukları taşımayı öğrendiğimiz kol çalışmalarımız vardı. Mesela ben, hem “Kültür Edebiyat” hem de “Kooperatifçilik” kolundaydım. İki kolda çalışırdık; bir tanesi kültürel alt yapımız, diğeri ise hayatın içinde olan bir alanda beceri kazanmak içindi. Şimdi birçok okulda çocukların adı kulüp çalışmalarında bürokrasi gereği geçiyor. Kol çalışmalarının kulüp diye adlandırılması da başka bir trajedi tabii.
Gelelim şu anki ilkokul karnelerinin son durumuna. Buyurun bakalım akademik derslerin tam karşısında yer alan sayfaya neler konulmuş: Okul kültürüne uyum/özbakım/kendini tanıma/iletişim ve sosyal etkileşim/ortak değerlere uyma/çözüm odaklı olma/takım çalışması ve sorumluluk/verimli çalışma/çevreye duyarlılık…Sanırsın üniversite eğitimi almış mavi yakalılara ceo olabilmeleri için verilen kurslar listesi…İlkokul öğrencisi bunu eline alınca ne anlıyor acaba? Askıda, soyut ve sanki havalı olsun diye yerleştirilmiş ifadeler. En acınası yanı da davranışların örneklendirilmemiş olması. Velilerimiz bile çocuklarının ne kazanıp ne kazanmadığını anlayamaz bunlara bakarken. Sadece akademik bölüme bakıp geçecekler mecburen. Onlar da haklı; ne bilsinler okul kültürünü, ne bilsinler çözüm odaklı olmayı. Psikoloji eğitimi aldıkları mı farz ediliyor insanların? İstendik davranışların basit ve anlaşılır şekilde örneklendirilmesi gerekmiyor mu? Ben iddia ediyorum, psikoloji okuyan üniversite son sınıf öğrencilerinin önüne bu listeyi koyun, kaynak karıştırmadan karşılarına örnek davranışları yazamazlar.
Miniklerimize iyi bir vatandaş olmaları için kazanmaları gereken davranışları açıkça göstermek ve onların bu konuda eksiklikleri varsa dillendirmek zorundayız. Bizi ve tüm dünyayı çok zor bir süreç bekliyor; çünkü dünya teknolojiyle birlikte yeniden şekilleniyor. Her şeyden önce onların tertemiz dimağlarına güzel bir vatandaşlık bilinci ve insanlık değerleri yerleştirmek zorundayız. Bu bilinci taşıyan örnekleri zikretmek ve onlara ne kadarını kazandıklarını göstermek mecburiyetindeyiz. Bunun için de daha anlaşılır bir dille ilkokuldan itibaren bu özellikleri örneklendiren ifadelerle karşılaştırmalıyız çocuklarımızı. Anlamalı ve kendilerini ona göre ayarlamalılar. Yoksa iplik iplik çözülmeye doğru gideriz.
Sevgiler, saygılar…