Dünyanın sorunları biriktikçe birikiyor, bir yanda insanlar konuştukça konuşuyor. Hiç durları vurları yok. Biri de bunların önüne çıkıp “Kardeşim konuşup duracağına bir soruna parmak bas.” veya “Bize bir çözüm yolu göster.” demiyor. Her metre kareye neredeyse bir konuşan düşmeye başladı. Bunlar yetmezmiş gibi bir de ikiye bölünen güruhtan canımız yandı vesselam.
Özellikle de bilim insanları. Ve özellikle de sağlık alanında çalışan bilim insanları. “Yumurta kolesterolü yükseltir.” fikri atıldığında karşısına “Yumurta kolesterolü dengeler. ”i savunan bir bilim insanı çıkıyor hemen. “Tuz kalp damar hastalıklarına neden olur.” diye beyan edilince bir bakıyorsunuz bilimsel payesi ondan aşağı kalmayan bir bilim insanımız “Tuz insan sağlığı için olmazsa olmazdır.” Hangisini doğru kabul edelim? “İnsan beslenmesinde yağ sınırlandırılmalıdır.” Yok efendim “Yağ insan bedeninin en önemli yakıtıdır, özellikle bolca zeytin yağı tüketilmelidir.” “Kahvenin her türlüsünden kaçınmak gerekir.”, “Türk kahvesi mutlaka içilmelidir.”
Son olarak iş içtiğimiz suya gelince ben artık pes ettim doğrusu. “İnsan günde ağırlığına oranla mutlaka su tüketmelidir.” in karşısında müjdeler olsun “Bir litreden fazla su içerseniz ölürüz.” ü koymuş durumdalar. Say say bitmiyor insan sağlığıyla ilgili bu kadar birbirine karşıt teoriyi. Biri de çıkıp demiyor ki “Yahu kardeşim, bir araya gelip aranızda bir fikir birliğine varsanız da biz de ne yapacağımızı bilsek.” Doğrusu sağlıkçılarımızın bu kadar birbirinden farklı beyanlarda bulunmasını anlayamıyorum. Bir anlayamadığım nokta da konuşmadan önce herkes birbirini dinlese, haklı oldukları noktalar var mı bir baksalar? Toplum olarak her konuda ayrışmaya gittiğimiz son günlerde bunun bedelini halk ödüyor. Bu nasıl bir yaklaşım?
Bir araya gelip ortak müştereklerde birleşmenizin bir yolu yok mu? Bakıyorum sağlık konusunda birbirine çıkışan bu grupların hepsinin de eğitimi tam. Maşallah diploma üstüne diploma almışlar, ciddi kurumlarda dirsek çürütmüşler. Canım kardeşim, biz o kadar tıp eğitimi almadık maalesef, lütfen aranızda bir ortak müşterek bulun da halkı aydınlatın. Ya da o malum kanallara çıkıp her biriniz birbirinin tam tersi bunca şey sıralamadan önce bir düşünün. Endişelerimizi artırıp bizi çıkmaza sürüklüyorsunuz. Tabi ki bizim size akıl öğretecek yanımız yok; ama yazık değil mi bu güzel insanlara? Herkes can taşıyor, herkesin sorumlu olduğu insanlar var. Evladı, annesi babası veya gözetmek zorunda olduğu bir yakını. İster istemez korkuyor insanlar “Deney tahtasına mı döndük?” diye.
Lütfen, mevzu bahis olan insan hayatı. Tabi ki herkesin bir fikri, bir görüş farkı olmalı. Ama insan sağlığı konusunda bu kadar büyük farklar varsa bir şeyi yapmıyoruz demektir: Bir araya gelip istişare edip birbirimizi dinlemiyoruz. Ama neden? Çalıştaylar mutlaka oluyordur, bu çalıştaylara farklı görüşten olanlar alınmıyor mu acaba? Belki de şeffaflık adına yapılıyordur tüm bunlar; ama o zaman da insanlar kim haklı kim haksız diye düşünmeye başlıyorlar. En kötüsü de bu konuda tereddütte olan bizler de bölünmeye başladık. Bazılarımız bazılarımıza parmak sallayıp “Hıh. O komplo teoricisinin sözüne inanma, o şarlatan.” demeye başladı.
Bakıyorum insanlar “Çeken bilir.” mantığıyla kendi kullandıkları ilaçları veya tedavi yöntemlerini (hiçbir sağlık eğitimi almadıkları halde) çevresindeki insanlara öneriyorlar. Bence en önemli sağlık sorunlarımızdan biri de bu. Araştırma geliştirme faaliyetleri yapılıyor; ama herkes kendi köşesinde. Bir ortak mutabakat sağlanıyor olsaydı bu kadar insan bu kadar zıt kutuplarda olabilir miydi bilemiyorum. Bildiğim en önemli şey biz halk olarak bu kararsızlığın ortasında iki arada gidip gelmekteyiz. “tıp” ve “alternatif tıp” ayrımının ortasında insanlarımızı sıkıştırmanın ne alemi var?
Bunun kötü sonuçlarını yaşamaya başladık. Tezgâh altı takviyeler ve tedavi yöntemlerine insanlar bilimsel olanlara göre daha fazla itibar etmeye başladılar. Bu durum da kendilerine kazanç kapısı arayanların işine yarıyor sadece. Diğer yandan da birbirine bu kadar zıt şeyler söylenmesi de bilime olan inancı zedeler gibi geliyor. Bunca yıl emek vermiş ve Anadolu topraklarını bir şifahane haline getirmiş bilim insanlarımıza yazık değil mi? İvedilikle bir araya gelinmeli ve ortak bir dil oluşturulmalı.
Sevgiler, saygılar…