Cumhuriyet'i, Türkiye Cumhuriyeti'nin 101'inci yılını sadece bir gün kutlamak yetmez.
Hele de bu aziz milletin onca olumsuzluğa rağmen yaşadığı Cumhuriyet coşkusunu görünce…
600 yıl boyunca padişahın kulları olmaktan öteye gidememiş bir ulusun dirilişi ve şahlanışıdır Cumhuriyet.
Dün gördük ki 15 yıllık devrimci Türk iktidarının ve Mustafa Kemal Atatürk yönetiminin ruhu, Türk ulusunda yaşıyor.
Sosyal medyada Cumhuriyet coşkusunu paylaşımlarıyla gösterenlerden tutun da, evlerini, balkonlarını Türk bayraklarıyla donatanlara, Anıtkabir'e, vatanın kurtaracısına koşanlara, marşlarla ellerinde bayrak cadde ve sokaklardaki milyonlarca insana baktığınızda görüyorsunuz ki, Atatürk ve bir avuç arkadaşının önderliğinde başlayan ve daha sonra geniş tabanlı halk devrimine dönüşen bu hareket, Cumhuriyetle taçlandı.
Emperyalizme, işbirlikçisi İstanbul hükümetine ve Padişaha rağmen, millet egemenliğini ve bağımsızlığı temel harcına koyan bu devrim, 101 yıl sonra bir halkın damarlarında akan kan gibi olmuş. İşte dün gördüğünüz o coşku, Türk devriminin açık ve kesin zaferidir.
Cumhuriyet, Türk halkıdır, Türk Ulusudur. Cumhuriyet ve devrim halkta yaşıyor. Emperyalizmin uşağı karşı devrimci azınlık kadrolar, Türk Ulusu tarafından cerahat dolu çıban gibi sıkılıp temizlenecektir.
Cumhuriyet, devrimci Türk Ulusudur, devrimci Türk halkıdır. Devrimci halk savaşıyla kurulan Türk Cumhuriyetini hiç kimse masa başı oyunları ve demagojiler ile Türk halkından çalamayacaktır.
Cumhuriyet, Türk Ulusunun devrimci iktidarı demektir. "Cumhuriyet Bayramı"mız kutlu olsun!
Ne mutlu Türk'üm diyene!
***
NASIL OLACAK BU İŞLER!
Ekonomi yönetimi, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden bu yana enflasyonu düşürmek için ne yapıyor hatırlayalım;
Talep enflasyonunu üretim kısarak azaltmayı, hizmet enflasyonunu ise satın alma gücünü budayarak gerçekleştiriyor. Bunun için uygulama tahtası ise asgari ücretli ve emekliler…
Millet ise parasız. Tüketici kredileriyle para bulmaya çalışıyorlardı, faizler yüzünden ondan da el çekmişlerdi. Ama millet parasızlığa daha fazla dayanamadı, bu yüksek faizlere rağmen tüketici kredileri iki buçuk ayın ardından yeniden yüzde 30 bandının üzerine çıktı.
Kredi kartlarında ise 13 haftalık yıllıklandırılmış büyüme 18 Ekim itibariyle yeniden yüzde 40'ın altında geriledi. Eylülde okulların açılmasının da etkisiyle artan harcamalar nedeniyle kredi kartında büyüme hızı yüzde 47'ye kadar çıkmıştı. Bireysel kredi kartlarında 18 Ekim itibariyle büyüme hızı yüzde 44,3, ticari kredi kartlarında ise yüzde 26,7 seviyesinde oluştu.
Hani ya kamuda tasarruf paketi falan diyorlardı ya. Ne oldu o pakete derseniz, bir şey oldu yok. Paket bir türlü açılmadı, lafta kaldı o tasarruflar. Örneğin yandaş fonlarına ve vakıflara transferlerden geri adım atmak hala yok. Kamuda üç beş maaş alanlar mı? Aynen devam. Makam araçları mı? Tabi ki yenileniyor. Cam binalara verilen kiralar, bütçe dışı fonlar. Aynen devam anlayacağınız...
Bu nasıl tutarsızlık, insan şaşırıp kalıyor. Sahiden çelişerek gelişen bir ülkede yaşıyoruz.
SAHA EXPO’ya bakıyorsun gurur duyuyorsun. Kamu israfına bakıyorsun, kahroluyorsun. Sanayici “imdat” diyor aldırmıyorsun.
Siz söyleyin, nasıl olacak bu işler!