Diaspora Kürtleri Konfederasyonu diye bir sivil toplum oluşumu varmış.
'Varmış' diyorum çünkü benim de yeni haberim oldu.
Açık kaynaklarda anlatılanlara göre, bu adamlar, 8 Temmuz 2023’te de son konferanslarını Diyarbakır’da düzenlediler.
4 Mayıs 2023’te yaptığı açıklamalarında ise ilginç bir detay vardı: Söylediklerine göre Lozan’ı, yargıya taşımışlardı.
İlk olarak Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı hükümetine başvurduklarını açıklamışlardı. Olumlu cevap gelmezse uluslararası hukuka başvuracaklarını da eklemişlerdi.
İşte bu açıklamanın ardından Diyarbakır Barosu'ndan iki avukat, Diaspora Kürtleri Konfederasyonu adına Danıştay’a dava açtı.
Ankara 6. Bölge İdari Mahkemesi, davayı reddetti. Bunun üzerine dava 10. Bölge İdari Mahkemesi’ne taşındı. Burada da 'red' cevabı üzerine dava Danıştay’a açıldı.
Anayasa Mahkemesi'ne davayı taşıdılar mı bir bilgim yok ama olayı takip eden kimi açık kaynaklar, Diaspora Kürtleri Konfederasyonu'nın, davayı BM İnsan Hakları Komitesi’ne taşıdığını belirtiyorlar.
AİHM'e yaptıkları başvuruda ise, "Lozan Antlaşması, Kürt halkının kendi kaderini tayin hakkını engelliyor" iddiasında bulunarak, Türkiye Cumhuriyeti’nin bu hakkı tanımayarak uluslararası hukuku ihlal ettiğini öne sürmüşler.
İddialarına göre Türkiye mahkemeleri Kürtlerin haklarını -bakın burası çok önemli- "anayasanın ilk dört maddesi ve üniter devlet yapısı" gerekçesiyle reddediyormuş.
Şimdi de bugüne gelelim.
Terör örgütü PKK'nın elebaşları kameraların karşısına geçtiler ve sözde silah bıraktıklarını açıkladılar.
Onların da dilinde Lozan antlaşması vardı. Problemin kaynağını onlar da 'Lozan' olarak gösterdiler.
Niye 'Lozan'ı istemediklerini', "Sevr'in peşinde koştuklarını, rahmetli Osman Kara ağabeyimin anlattıklarını da hatırlatarak, 'Anadolu Geçilmez. Türkiye geçilmez' yazımda sizlere anlatmıştım. İsteyen açıp okuyabilir.
Şimdi gelelim, "Lozan iptal edilsin" diye dava açanlara…
Çok açık ve net denilebilir ki, 'Lozan iptal edilsin" demek, Türkiye Cumhuriyeti iptal edilsin demektir.
Amerika-İsrail'in, BOP projesinin ürünü olanların tek hedefleri bu projeyi gerçekleştirmek olduğu için de Lozan düşmanlığı yapıyorlar.
İktidarından tutan da muhalefetine kadar herkes bu konuda ortak bir tutum içine girmeli, ayrıca Türkiye'nin bekaası için, bu konuda çok sert tedbirler alınmalıdır.
Hatta diyebilirim ki Lozan karşıtları ülkeden ve Türk vatandaşlığından çıkarılmalıdır. Lozan düşmanı her türlü siyasi oluşum kapatılmalıdır.
Çünkü Lozan düşmanlığı Türk ve Türkiye düşmanlığıdır. Sevr savunusu yapan her siyasi oluşum ya da kişi Kuvayi Milliye'nin düşmanı ya da işbirlikçi haindir.
Anadolu bizim babamızın malıdır. 14 bin yıldır Anadolu Türk yurdudur. Anadolu bize atalarımızdan kalmıştır.
Bu toprakların her karışında Türk kanıyla birlikte Türk uygarlığı vardır.
Bugün 19 Mayıs Atatürk'ü Anma ve Gençlik Bayramı.
BOP belasını, Türkiye taviz vererek atlatamaz.
Lozan düşmanlarına taviz verirsek, yarın "Atatürk 19 Mayıs’ta Samsun’a çıktı ve Pontus Rumlarına soykırım uyguladı" diyenlerin de önünü alamazsınız!