Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) eylül ayı enflasyon verilerini açıkladı.
Buna göre, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) eylül ayında aylık yüzde 2,97, yıllık yüzde 49,38 arttı.
Açıklanan enflasyon piyasa beklentilerinin üzerinde geldi. Beklentiler, eylülde TÜFE'nin yüzde 2,09 artacağı, yıllık enflasyonun ise yüzde 48,11 olacağı yönündeydi.
Eylül ayında enflasyonla ilgili en dikkat çekici gelişme ise, yıllık enflasyon yüzde 50 olan politika faizinin altına inmesi oldu.
Buna göre 3 yıl aradan sonra reel faiz pozitif bölgeye geçti. ÜFE ise, aylık yüzde 1,37 artarken; yıllık yüzde 33,09 yükseldi.
Ayrıca ekim ayında kira artış oranı da yüzde 63,47 oldu. Bunun anlamı şu: 23 bin TL olan bir kira bedeli yüzde 63,47 oranında artış ile 37 bin 598 TL olabilecek. Yüzde 25 sınırı kalkmasaydı kira bedeli en fazla 28.750 TL olacaktı.
Bu arada iktidarın OVP'de hedeflediği yılsonu enflasyonun yüzde 43 olması için bundan sonraki 3 ayda aylık enflasyonun yüzde 1,72 olması gerekiyor.
Olur mu? Ben böyle bir gerileme olacağını hiç sanmıyorum. Çünkü dünyada hammadde fiyatları ve dolar endeksinin düştüğü, içerde talebin zayıfladığı, üstüne kurun ve ücretlerin baskılandığı bir dönemde enflasyon hala yüksekse ki TÜİK verilerine göre bile hala yüksek, bunun tek açıklaması beklentilerin henüz düzelmemiş olmasından kaynaklanıyor.
Dünkü yazımda bu beklentiler konusunu ayrıntılı olarak yazmıştım. Merkez Bankası'nın her ay düzenlediği anketlerde eylül ayında piyasa katılımcıları gelecek yıl eylül ayında enflasyonun yüzde 27,49 seviyesinde olmasını, reel sektör temsilcileri yüzde 51,10, hane halkı temsilcileri ise yüzde 71,56 olması beklentisinde oldukları açıklanmıştı.
Güncellenen Orta Vadeli Program'da ise hükümetin 2025 yılı enflasyon beklentisi yüzde 17,50'ydi.
Gördüğünüz gibi ne reel sektör ne de hane halkı temsilcileri, enflasyonun bu seviyede yani yüzde 17,50 olacağına inanmıyor.
Ekonomistler enflasyondaki düşüşte istenen hızın yakalanmamasını temel nedeninin salt para politikasıyla bu sorunun çözülmek istenmesine yönelik ısrarın neden olduğunu belirtiyorlar.
Sonuç olarak her ne kadar geçen yıla göre bir enflasyonda bir miktar yavaşlama olsa da hala çok yüksek.
Bu durumun mağdurları ise politikacılar ya da zenginler değil.
En düşük gelir grubunun gıda enflasyonunu iki kata yakın daha fazla hissediyor.