Ekonomide öylesine zor günlerden geçiyoruz ki, aldığımız ücretler yüksek enflasyon yüzünden aydan aya eriyor, alım gücümüz ise sürekli azalıyor.
Bütün bunlara, yanlış ekonomi politikalarının neden olduğunu biliyoruz. Hele de ‘faiz sebep enflasyon sonuç’ diyerek yüzde 8'lere kadar indirilen ve bütün dünyanın bizimle alay etmesine neden olan ekonomi politikamız yüzünden bu hallere düştüğümüzü bilmeyen yok.
2023 seçimlerinden sonra göreve gelen Mehmet Şimşek ve ekibi 'rasyonel' politikalara dönerek, sıkı para politikasına geçerek ve faizleri yükselterek enkazdaki ekonomiyi toparlamaya çalışsa da ortaya konulan dezenflasyon uygulamaları yine zengini değil ücretli kesimi, fakiri fukarayı, çalışanları eziyor.
Ekonomik durumumuz böyleyken, Türkiye'nin yetiştirdiği Türk ekonomist Daron Acemoğlu'nun Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanmasıyla gururlandık. Vatandaşları yoksulluk ve açlık sınırlarında gezinen bir ülkenin yetiştirdiği bir insan Nobel ödülünü almışsa, bu oldukça ironik bir durum olur.
Nobel ödüllü ekonomistimiz Daron Acemoğlu acaba Türkiye ekonomisi için neler düşünüyor?
Kendisiyle en son 2023 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra, yerel seçimlerden önce bir röportaj yapılmış. Sıkı para politikasına geçilen, faizin yükseltildiği günlerde Acemoğlu, Türkiye'nin problemlerinin 'yapısal' olduğunu yani bir tek enflasyonu azaltarak çözülecek durumda olmadığını vurgulamış.
Acemoğlu'nun yapısal reformlar dışında Türkiye ekonomisi için üzerinde durduğu en önemli konu ise teknolojide ve eğitimde çok önemli adımlar atması gerektiği.
Bunlar için de siyasi istikrarın altını çizen Acemoğlu, ‘şu an iyi durumda olmadığı’nı söylediği demokrasinin mutlaka güçlendirilmesi gerektiğini ifade ediyor.
Yargı bağımsızlığına da dikkati çeken Daron Acemoğlu, "Cumhurbaşkanlığı sistemi başka çok az ülkede olduğu kadar bir merkezleşme getirdi ve yolsuzluk probleminden de zaten bahsettik. Bir de üstüne medyanın bağımsızlığını kaybetmiş olmasını getirirseniz, bunların hepsi demokrasinin zayıflığını gösteriyor. Bu demokrasinin zayıflığı ekonominin toparlanmasını da zorlaştırır, yapısal problemleri de zorlaşıyor" görüşünü dile getiriyor.
Şimdiye kadar sıklıkla dile getirdiğimiz başta yapısal reformlar, yargı bağımsızlığı ve demokrasinin güçlendirilmesi konusundaki görüşlerimizin Nobel ödüllü bir ekonomist tarafından dile getirilmiş olması, ne kadar doğru yolda olduğumuzu da gösteriyor.
Daron Acemoğlu'nun da söylediği gibi; "Hukukun üstünlüğünün zayıf olduğu ve halkı sömüren kurumlara sahip toplumlarda, büyüme ya da daha iyiye doğru değişim gerçekleşmez."
AK PARTİ GERİ ADIM MI ATIYOR
Kredi kartı limitini 100 bin lira ve üzerinde olanlardan Savunma Sanayi Fonu'na kesilmesi gündeme gelen yıllık 750 TL katkı bedeli, kamuoyunda tepkiye neden olunca, limitlerini düşürmek isteyen vatandaşlar büyük bir talep oluşturdu.
Hükümetin bu konudaki tepkileri dikkate alarak düzenlemeyi yeniden gözden geçireceği bilgisine ulaşıldı. Düzenlemeden tamamen vazgeçmek yerine, limitin artırılabileceği seçeneğinin gündeme gelebileceği belirtiliyor.