Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Atatürk'ün bir çoğumuzun bildiği ünlü bir sözü var:
"Söz konusu vatansa gerisi teferruattır."
Doğrudur.
Vatanımıza, topraklarımıza göz dikenlere karşı bir ve beraber olmayı, bütün ayrılıkları elimizin tersiyle iterek, kurtuluş mücadelesi vermeyi Türk milletinden daha iyi bilen başka bir millet yoktur.
Son dönemlerde özellikle de ekonomik olarak çok zor günlerden geçtiğimiz bugünlerde, bu sözü içerideki gelişmeler karşısında artık şu şekilde kullananlar olduğunu da fark ettim:
"Adalet yoksa gerisi teferruattır."
Adaletin önemini anlatan güzel bir vurgulama olmuş.
Şimdi gelelim adalet ve ekonomi ilişkisine…
OECD’ye göre; Türkiye’de ekonominin yaklaşık yüzde 30’unu kayıt dışı sektör oluşturuyor. Bu oran ile Türkiye OECD ülkeleri arasında vergi kaçağında zirvede yer alıyor.
Yine vergi üzerinden gidelim; Dünyada vergi affı yapan ülke yok deniliyor. Biz de nasıl? Tam tersi af çıkar diye kimse vergi ödemeye yanaşmıyor, ödeyen ödediği ile kalıyor. Şimdi gelin "adalet"ten bahsedin bakalım.
İşin bir de siyasi tarafı var. Akademisyenlere, gazetecilere, belediye başkanlarına, patronlar kulübüne hatta siyasi partilerin genel başkanlarına kadar uzanan soruşturmalar, görevden almalar, kayyumlar ve tutuklamalara bakın. Her sabah yeni bir operasyon haberiyle uyanıyoruz artık. Böyle olunca "adalet" de daha çok dillendirilir oldu bu ülkede…
Gelelim vatandaşın durumuna. İhtiyaç kredilerinde büyüme hız kesmiyor. Aylık büyüme limitlerinin üzerinde yükselen ihtiyaç kredileri şubat sonunda tarihinde ilk kez 1,5 trilyon lirayı aştı.
Halbuki ihtiyaç kredi faizleri oldukça yüksek. Buna rağmen ihtiyaç kredileri TL ticari kredilerin iki katından hızlı büyüdü.
Uygulanan ekonomi programının oldukça eksik olduğunun hep altını çiziyorum. Sadece para politikasına dayanıyor.
Maliye politikası ise bütçe açığını kontrol altına almaya çabalıyor. Ama programın sahiplenilmesini bir nebze olsun kolaylaştıracak işler yapılmıyor; yük adil dağıtılmıyor. Yapısal kısımda ise bir şey yok ortada.
Bakın bir adaletsizlik örneği daha vereyim; Merkez Bankası faizi yüzde 42,50'ye indirdi değil mi? Devlet vadesi geçmiş alacağına ne kadar faiz alıyor biliyor musunuz? Ben söyleyeyim. Yüzde 54.
Peki, alacaklı olan vatandaş olduğunda devlet ne kadar gecikme faizi ödüyor dersiniz; Yüzde 24.
Son örneğimizi ise güncel olarak açıklamanın emeklinin bayram ikramiyesinden seçtim. Emeklilerin bayram ikramiyesi 4.000 bin TL oldu biliyorsunuz.
Bu ikramiye 2018’de asgari ücretin yüzde 62.5’ine denk geliyordu. Şimdi durum ne? Asgari ücretin yüzde 18’ine ancak denk geliyor.
5 senede emeklilerin bayram ikramiyeleriyle alabildikleri altın miktarlarına bakalım bir de…
2020'de 1000 TL olan bayram ikramiyesiyle 2.45 gram, 2021'de 1100 TL olan bayram ikramiyesiyle 1.58 gram altın, 2022'de 1100 TL olan bayram ikramiyesiyle 1 gram altın, 2023'te 2 bin TL olan bayram ikramiyesiyle 1.1 gram altın, 2024'te 3 bin TL olan bayram ikramiyesiyle 1.1 gram altın ve 2025'te 4 bin TL olarak ilan edilen bayram ikramiyesiyle de 1.17 gram altın alınabiliyor.
Ne diyordu Aristo; “Adalet, devletin amacıdır. Devlet ancak adaletle yaşar.”
Sonuç olarak; hukuk gitti mi ekonomi de durmaz!