Türkiye'de 1995'lerde ilk adımları atılan Sağlıkta Dönüşüm Programı, birinci basamak sağlık hizmetlerinde ‘reform’ olarak tanıtılmıştı.
Hatta mevcut iktidar uygulamanın ilk yıllarında ‘sağlıkta devrim yaptık’ diyordu.
Bu program kapsamında ülkemizde sağlık sisteminin en önemli sac ayaklarından sağlık ocakları kapatıldı, yerine geçirilen aile hekimliği sistemi hayata geçirildi.
2005’te pilot uygulama olarak başlayan sistemle aile sağlığı merkezleri de 2010’a gelindiğinde ülke geneline yayılmış durumdaydı.
Yeni sistem nasıl işliyor önce onu hatırlatalım: Sağlık Bakanlığı'nca aile hekimlerine Aile Sağlığı Merkezi’nin sınıfına göre cari ödenek veriliyor, ASM’nin kirasından tıbbi malzemesine kadar tüm masraflarını hekimler bu ödenekle karşılıyor. Ancak memur zammı oranında artırılan bu ödenek ihtiyaçları karşılamıyor.
Giderleri karşılamakta zorlanan aile hekimleri gerekli malzemeleri hastalardan istemek veya kendi ceplerinden karşılamak zorunda kalıyor. Bu yüzden emekli olanlar bile var. Bunun sonucunda 'koruyucu' sağlık hizmeti sunması gereken ASM’ler azalıp, var olanlar da işlevsizleşirken, toplum salgın hastalıklara açık hale geliyor.
Şimdiye kadar bu dayatmalara direnen Aile Sağlığı Hekimleri, şimdi de 1 Kasım 2024’te yürürlüğe giren Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği ile daha da zor durumda kaldılar.
Sağlık sendikaları tarafından ‘eziyet yönetmeliği’ olarak nitelendirilen bu düzenlemeye tepki gösteren Sağlık Ocakları’ndaki hekimler 5 günlük greve pazartesi itibariyle başladılar.
Bu eylem uzun yıllardan sonra doktorların yaptığı en uzun iş bırakma eylemi.
Grevden habersiz Sağlık Ocağı’na giden vatandaşlar, şu notla karşılaşıyorlar:
“2-3-4-5-6 Aralık’ta grevdeyiz. Neden mi?
- Antibiyotik, mide koruyucu, ağrı kesicileri aile hekimi yazdıkça ceza verilecek.
- 6 ayda 1 aile hekimine gitmezseniz, aile hekimine ceza verilecek.
- Ne kadar çok hastaneye giderseniz, aile hekimine o kadar ceza verilecek.
- İl dışından gelen hasta muayene edilirse, aile hekimine ceza verilecek.”
Aile Sağlığı Merkezleri'ne karşı cimri olan bakanlık, şehir hastanesi patronlarına ise oldukça cömert.
Şehir Hastaneleri deyim yerindeyse adeta bütçeyi boşaltmaya devam ediyorlar; Bakın sadece Ekim ayında 17 şehir hastanesine 15 milyar 491 milyon 379 bin 844 lira ödeme yapıldı. İlk 10 ayda yapılan toplam ödeme 83 milyar 581 milyon 12 bin 148 lira.
2023 bütçesinde ise şehir hastanelerine kira ve hizmet bedeli olarak 46 milyar 662 milyon TL ödendi. Halbuki şehir hastanelerine ödenen bütçe ile 2023'te 59 bin 809 adet 3 hekimli ASM kurulabilirdi.
Sonuç olarak sağlıkta özelleştirme yüzünden Aile hekimliği sistemi de iflas etti!
Halkın sağlığı adım adım özel sektöre devredilir durumda.
Ve bunun sorumlusu da bu halkın sağlığını korumak zorunda olan Sağlık Bakanlığı!
GÜNÜN SÖZÜ:
“Başkalarının hayatından ders alın. İnsan, bütün hataları kendi yapacak kadar uzun yaşamıyor.”
Tolstoy