2024 yılı ‘Emekliler’ yılıydı.
Bu ‘kutlu’ yılda neler gelmedi ki emeklilerin başına...
“Emekli buluşmaları ile sosyal etkileşim sağlanacak” dediler;
Halk ekmek kuyruklarında buluştular.
Sabah erken saatlerde Et ve Süt Kurumu önünde girdikleri kuyrukları, sabahın ilk saatlerinde değil artık gece yarısından itibaren başlattılar. Böylece etkileşimlerini daha da arttırdılar.
“Emeklilere sunulacak sosyal aktivite imkanları ile emeklilik dönemlerini daha aktif, sağlıklı ve sosyal bir şekilde sürdürecekler” dediler;
70’inden sonra tekrar inşaat şantiyelerine döndüler. Şeker, tansiyon derken, sağlıklı yaşamayı bırakın inşaattan düşüp canlarından olanlar oldu.
Bu da yetmedi sabahın erken saatlerinde sırtına ayakkabı boyası sandığını vurup, şehrin işlek caddelerini kendilerine mekan edindiler. Böylece ‘aktif’ ve ‘sosyal’ bir hayata geçtiler.
“Sosyal bir ağ oluşturulması sağlanacak” dediler;
Çay fiyatları yüzünden kahvelere bile gidemez, belediye banklarında aç biilaç günü geçirmeye mahkum oldular.
Bu da yetmedi akşam saatlerinde pazarlarda toplanmaya başlayanlar, pazar artıklarını toplayarak evlerine taşıdılar.
Açlık ve yoksulluk sınırının altında kalan maaşlarla, torunlarına harçlık bile veremez hale getirdiler. Yetmedi, çocuklarının eline bakar hale geldiler.
Unutmadan, bir de bedava ‘şezlong’ hediye ettiler.
Emekliler Yılı'ndan sonra şimdi de 2025'in Aile Yılı ilan edildiği açıklandı. Bu kapsamda atılacak adımlar 13 Ocak'ta kamuoyuna duyurulacakmış.
Ailelere çocuk yardımı, faizsiz kredi, evlilikle ilgili bazı desteklerden bahsediliyor.
Bu destekler içinde inşallah 'gazi' maaşı da vardır.
Neden mi?
2024'te emeklilerin başına gelenlere bakılırsa, 2026’ya sağ salim ulaşan ailelere 'gazi' unvanı verilerek maaş bağlanacak hale gelmelerinden endişeliyim de ondan!
Bu madalyonun ön tarafı bir de arka yüzü var. Ne var madalyonun o tarafında?
TÜİK verilerine göre; yoksulluk içinde yaşayan 7 milyon,
Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre, okuldan uzaklaşan 3 milyon,
İSİG'in verilerine göre, sanayide ve inşaatlarda çalışırken çocuk yaşta hayatını kaybeden sadece geçen yıl 68 çocuk işçi var.
2025 yılı Aile Yılı ilan edilmiş.
Keşke bu yılı 2024 yılında yüzde 74'ü aileleri tarafından öldürülen kadınlarımız da görebilseydi!
Madalyonun arka yüzünde açlık ve yoksulluk sınırındaki maaşlarıyla geçinmeye çalışan, üniversite mezunları oldukları halde tezgahtar olarak ya da üç harfli market zincirlerinde çalışmak zorunda bırakılan gençler var.
İşte bu gençler 2025'te evlenmeye ve en az 'üç çocuk' yapmaya teşvik edilecekmiş.
Güler misin ağlar mısın…
Aile Yılı'nız kutlu olsun!