ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times, Türkiye ekonomisindeki dalgalanmaları ve yurttaşların karşı karşıya kaldığı sıkıntıları, görüştüğü bir ailenin yaşamından kesitlerle aktarmış.
Üç çocuklu Bilal ve Sevinç çiftinin maddi sıkıntılarına odaklanan haberde, "Fabrika işçisi Bilal'in ve ailesinin vazgeçmek zorunda kaldığı ihtiyaçların listesi her geçen gün uzuyor. Bir yıl önce et almayı bıraktılar ve son zamanlarda ısınma, yemeklik yağ ve çocukların atıştırmalıklarını da azaltmak zorunda kaldılar" ifadeleri yer alıyor.
Elin Amerikalısı gelmiş Türkiye'nin ekonomisine mercek tutmuş yani.
İnsanın önce 'Sen önce kendi yoksuluna bak' diyeceği geliyor ya kendimi tutuyorum.
Daha geçenlerde bir gazetede okudum; Amerika Nüfus Dairesi’nin açıkladığı son rakamlar, Amerika’da yoksulluk sınırında yaşayanların sayısının 49 milyonu geçtiğini gösteriyor. Bu rakam, 2010’dakinin üstünde bir oran.
Yoksulluk sınırında yaşayan yaklaşık 50 milyon Amerikalı.
Yani nüfusun yüzde 16’sı fakir.
Aslında demek istediğim; yere batasıca bu yoksulluğun Türkiyeli'si, Amerikalı'sı yok.
Mülksüzlerin ahlaki ufkunun çok gerisinde zalim bir dünya çünkü.
Kapitalizm; gölgesini satamadığı ağacı kesti, satın alamadığı ya da satamadığı adamı ise öldürdü.
Amerika'da da böyle, Çin'de de, Afrika'da da, Türkiye'de de.
Modern bireyin direnişi sürüyor uçurumun kıyısında.
Biraz daha var insanın zamanına. İnşallah bu yüzyıl bitmeden.
Gülmeyin, ciddiyim!
***
Herkeste bir sessizlik.
Son günlerde yaşanan sahte içki ölümlerinden bahsediyorum.
Daha geçen gün 4 çocuk annesi bir kadın, sahte alkol nedeniyle hayatını kaybetti.
Sosyal medyada '4 çocuklu kadının içiyle ne işi varmış', ‘Niye içki içiyorlar, içmesinler' diyen mi ararsın. Yorumla, hakaretler gırıla.
Gözünün çapağına bakmadan herkes ahlak bekçisi memlekette.
Kimsenin meselenin özüyle ilgilendiği yok.
Sahte içkiden ölenler 66'yı geçti ama herkes seyrediyor.
Medya da polisiye haber yapıp geçiştiriyor.
Oysa bu ölümlerin asıl nedeni yüzde 70 oranındaki yüksek vergiler nedeniyle sahte içkilere olan yönelim değil mi?
Üstelik sorun bununla da bitmiyor?
Peki, bulunan binlerce litrelik sahte içki, etil ve metil alkol ne yapılıyor bilen var mı?
Toprağa mı dökülüyor?
Al sana bir çevre felaketi daha.
İşte tam da bu nedenle bu ölümler de salt polisiye değil; siyasal ve sosyal bir sorundur.
Bilmem anlatabildim mi?