Temmuz ayına şunun şurasında ne kaldı ki…
Asgari ücretlinin de memurun da emeklinin de yüreği pır pır atıyor.
En çok da asgari ücretlinin…
Merak edilen şu: Acaba yıl ortasında asgari ücrete zam yapılacak mı, yapılmayacak mı?
Merak etmekte elbette haklılar!
En son açıklanan rakamlara göre Türkiye'de açlık sınırı 23 bin 615 TL, yoksulluk sınırı 76 bin 922 TL.
Asgari ücret ise 22 bin 104 TL.
En düşük emekli maaşı 14 bin 469 TL, ortalama emekli maaşı ise 17 bin TL.
Bu nedenle de asgari ücretliler, hiçbir yaralarına merhem olmayacağını bile bile yüzde 10’luk, 20’lik artışlara bile razı bir şekilde bekliyorlar.
Diğer taraftan esnafın ve işletmelerin durumu da ortada.
Şu ekonomik koşullarda işyerlerini döndürme sıkıntısı yaşayan binlerce küçük işletme olduğu bilinirken, asgari ücret yükünü karşılayabilecekler mi?
Zor dostum zor!
Niye asgari ücretliler zam bekliyor diyorum. Çünkü diğerlerinin zam alıp almayacağı aşağı yukarı belli de ondan.
İşçi emeklileri mesela; altı aylık enflasyon oranı kadar artış alacaklar. İlk dört ayda yüzde 13,36 olan artışın ilk altı ay sonunda yüzde 18 dolayında gerçekleşmesi bekleniyor.
Memur ve memur emeklileri ise ilk altı ay için yüzde 6 zam aldıkları ve ikinci altı ay için yüzde 5 zam alacakları için açıklanan ilk yarı enflasyonunun 1 puan altında artışla yetinmek durumunda.
Yani yüzde 18’lik enflasyon karşısında memur ve memur emeklilerinin maaşı yüzde 17 kadar artacak.
Unutmadan bütün bu hesaplar, artık neredeyse kimsenin inanmadığı TÜİK’in enflasyon ölçümüne dayandırılıyor.
Diğer taraftan Merkez Bankası enflasyon hedefini yüzde 24'e düşürdü ama kimse inanmıyor.
Sonuç olarak çalışan mutsuz, çalıştıran mutsuz, emekli mutsuz...
Peki kim mutlu?
Türkiye'de yüzde 5'lik kesim ve sırtını “sağlam” yerlere dayayıp kamu kaynağını emenler çok mutlu.
Bir de o "sağlam yerler"!
İşte onlar daha da mutlu!