Gündem öylesine yoğun ki dikkatlerden kaçtığını düşünüyorum.
Malum; bu ülkenin 50 yılını çalan, çocukları babasız, anaları evlatsız bırakan terör örgütü PKK'nın silah bırakma kararını ve kamuoyuna açıklanan bildirisini tartışıyor.
Benim bu konuda düşüncem gayet net. Zira Uğur Mumcu'nun yıllar önce söyledikleri yoluma ışık tutuyor. Ne demişti Uğur Mumcu, 31 Temmuz 1992 yılında Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan köşe yazısında: "Kimse kimseyi aldatmasın. Batı desteği ve koruması altındaki Kürt devleti, açıkça bir Sevr modelidir."
Şimdi iyice bakın o bildiriye. Lozan'ı reddediyor mu!
Cumhuriyeti reddediyor mu!
Yoksa Sevr'in geçerli olduğunu mu savunuyor.
Diyeceklerim bu kadar!
Şimdi gelelim bizim konumuza. Resmi Gazete'de önceki gün yayımlanan yönetmelik değişikliğine…
Diyor ki o değişiklikte; Hazine’ye vadesi geçmiş borcu, vadesi geçmiş vergi borcu ve süresinde ödenmemiş SGK’ya prim borcu olan ilgili yönetmelik kapsamındaki kamu kurum ve kuruluşları dış kaynak alamayacak.
Hibe hariç dış imkan ifadesi kullanılan yönetmelikle, belediyelerin dış borç ya da kalkınma bankaları vb. uluslararası kuruluşlardan sağladığı kredi ve vb. kaynakları kullanmaları zorlaştı.
Gerçi belediyeler daha önce de Hazine’den izin almak koşuluyla borç alabiliyordu. Ama bu yeni şartla Hazine’nin “hayır” deme şansı arttı.
Şimdi siz söyleyin, bu yönetmelik değişikliği durup dururken neden yapıldı?
31 Mart seçimlerinde CHP'ye geçen belediyelerin yıllardır biriken SGK borçları, birden akıllara gelince yaşanan tartışmaları biliyorsunuz.
Bunun yanında birçok CHP'li belediye İller Bankası'ndan da doğru dürüst kredi alamıyorlar.
Şimdi de yurtdışından alabilecekleri dış borçlanma kaynakları kesilmiş oldu.
İktidar, CHP'li belediyelerin çalışamaması, vatandaşa hizmet edememesi için bütün düğmelere basıyor.
İnanılır gibi değil!
***
Bu ülkede yüzlerce hatta binlerce kişi, şimdi hayatta olmayan kişilere verdikleri sözlerle ayakta duruyorlar ve yaşamlarını sürdürüyorlar.
Şehit çocuklarından tutun da Marmara, İzmir, Van, Kahramanmaraş ile birlikte 11 ilimizi vuran depremlerde yakınlarını kaybedenlere, Pamukova faciasından Ermenek'e, İliç felaketine, Kartalkaya Oteli yangınına ve Soma'da maden ocağında babalarını yitiren madencilerin çocuklarına kadar.
İşte bu insanların çocukları, babalarına okuyacaklarına, büyük adam olacaklarına dair söz veriyorlar örneğin.
Küçük kardeşler, ağabeylerine, ablalarına anılarını yaşatacaklarının sözünü veriyorlar.
Ağabeyler ve ablalar, kardeşlerine söz veriyorlar mesela, hesaplarını soracaklarına dair anneler ve babalar, hiç unutmayacaklarını söylüyorlar evlatlarına.
Bir bakın etrafınıza, ne kadar çok olduklarını göreceksiniz, ne kadar çoklar ve verilen ne çok sözler var.
Dün Soma maden faciasının yıldönümüydü. İhmaller zinciri sebebiyle hayatını kaybeden 301 madencimizi ben de saygıyla ve rahmetle anıyorum.
“Çizmelerimi çıkarayım mı, sedye kirlenmesin" diyen o madenciyi de atılan o tekmeyi unutamadım!
SİGORTA PARASINI VERMEYE HİÇ BİR BELEDİYEYE PARA VERMEMELİ BORCU OLAN SNAF KREDİ ALAMIYOR