31 Mart'ta belediye başkanı seçildiğinde, Türkiye'nin en borçlu 5 belediyesinden birinin başına geçmişti İbrahim Sandıkçı.
100 bin nüfuslu Canik ilçesinin belediye başkanı seçildiğinde, tam tamına 200 milyon TL'yi bulan bir borç yükünü de üstlenmişti.
Aradan yaklaşık 2,5 yıl geçti.
Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, dün yeni yönetim kuruluna 'hayırlı olsun' ziyaretinde bulunmak üzere Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti'nin konuğuydu.
Her ne kadar nezaket ziyareti de olsa, gazeteciler soru sormadan durur mu?
Başkan Sandıkçı'yı da soru yağmuruna tuttular. Personelinin maaşını ödeyemeyecek hatta makam koltuğu bile haczedilmiş bir belediye başkanına sorulan soruların başında da elbette bu borçlar geliyordu?
Sandıkçı'nın 2.5 yıldır verdiği mücadeleyi biz gazeteciler ilgiyle dinledik. Türkiye'nin en borçlu belediyesini devraldığı halde, şimdiye kadar 62 milyon TL'yi bulan bir borcu ödemeyi başaran, diğer borçları ise vadelere bölerek zamanında ödeyebilecek bir sistemi oturtmayı başaran İbrahim Sandıkçı, artık çok daha rahattı.
Bütün yaşanan sıkıntılara rağmen hiçbir zaman 'borç edebiyatı' yapmadığını vurgulayan Sandıkçı, aradan geçen süreçte personelinin maaşını bile ödeyemeyen bir belediyeyi işçisine yüzde 37'ye varan bir zam yapabilmiş, hiçbir belediyenin kolay kolay cesaret edemediği imar uygulamalarının tamamını tek seferde gerçekleştirebilmiş, şehir hastanesinden, millet bahçesine, kaynaklarını verimli kullanarak birçok yatırımı da ilçeye çekebilmiş bir belediye başkanı olmanın mutluluğunu yaşadığını belirtiyordu.
Gerçekten İbrahim Sandıkçı'nın başarısı, aldığı 'enkaz' düşünüldüğünde takdire şayan.
Tekrar aday olup olmama konusuna yanıtı ise son derece net: Yarına çıkacağımızın garantisi var mı? diyor ve ekliyor:
"Tek hedefim; bu 5 yılın sonunda, bu iş işte böyle yapılır diye göstermek.
Kaynakları verimli kullandığınızda, 15 yılda yapılanların aslında 5 yılda yapılabileceğini herkese göstermek istiyorum."
Bir tarafta milletten toplanan vergilerle inanılmaz harcamalar yaparak, Türkiye'nin en borçlu 5 belediyesi arasına sokan bir belediyecilik, diğer tarafta üstelik aynı belediyede kaynakları verimli kullanarak, 'devletin millet için çalıştığı'nı unutmayarak çalışan, üstüne üstlük yatırımlarını da ertelemeyen başka bir belediyecilik.
Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla...