ABD Başkanı Donald Trump, Çin mallarına yüzde 34 ek gümrük vergisi getirdi. Çin misillemeyle ABD mallarına yüzde 34 gümrük vergisi koydu. Bu kez Trump, Çin'e yüzde 50 daha ek vergi getireceğini açıkladı.
Küresel piyasalardaki risk alma iştahını ölçmeye yarayan önemli bir gösterge var: VIX endeksi deniliyor.
Bu göstergeye ‘Korku endeksi’ de denilir.
Korku endeksi, 7 Nisan'da 53,6 değerine sıçramış, dün 13.40 itibariyle baktığımda ise 42.96'ya gerilemişti.
Bu rakam ne kadar yüksek o kadar kötü. En büyük değeri ise 100.
Küresel krizin başladığı 2008 yılının 20 Kasım günü zirve değerine ulaşmıştı. 80,9’du. Pandemide ise 82,7’ye kadar yükseldi.
Bu yılın başında ise 17,9'du.
Yani önceki gün gördüğümüz 53,6 değeri de dünkü 42.96 da ‘ürkütücü’ düzeyler olarak kabul ediliyor.
Çünkü 40'ın üstü, 'çok yüksek dalgalanma' ve 'çok yüksek korku' anlamına geliyor.
Daha yükselir mi?
Çin yukarıda söylediğim gibi hemen cevap verdi ABD’ye…
Peki, Avrupa Birliği ne yapacak? Daha belli değil.
ABD’li üreticiler yükselen ithal girdi maliyetlerini fiyatlarına ne ölçüde yansıtacaklar? O da belli değil.
ABD’ye ithal edilen ürünlerin benzerlerini üreten ABD’li imalatçılar, azalan rekabet nedeniyle kâr marjlarını yükseltecekler mi? Belli değil.
Yükselen enflasyon nedeniyle Fed faiz artıracak mı? Bunu da bilmiyoruz.
Hiç kimse bilmediği için de bütün dünya korkudan tir tir titriyor.
Biz ne durumdayız?
Yani Türkiye…
Türkiye'ye konulan vergi en düşük düzey olarak yüzde 10'da tutuldu ama iş sadece bununla kalmıyor ki…
Küresel krizin başladığı temmuz 2008’in ilk günlerinde Brent varil fiyatı 144 dolardı. Aralık 2008’in sonuna gelindiğinde ise 34 dolara kadar düşmüştü.
Bu gelişme, Türkiye ekonomisini adeta vurdu. 2008’in ikinci yarısında ve 2009’da ekonomi küçüldü.
Teknik de olsa biraz bilgi vereyim; 2008 yılının üçüncü çeyreğinde mesela, yüzde 10,94’lük enflasyon eşliğinde yüzde 0,9 oranındaki büyümeye düşünce ekonomi stagflasyona girdi. Stagflasyon; bir ekonomide yavaş büyüme, yüksek işsizlik ve artan fiyatların aynı anda ortaya çıkmasıdır.
2009 yılının son çeyreğinde büyümeye geri dönen ekonomi, 2016 yılının üçüncü çeyreğine kadar kesintisiz yüksek enflasyonlu büyüme patikasında kaldı.
2018 yılının üçüncü çeyreğine kadar yüksek enflasyonlu büyümeye geri dönen Türkiye, 2018 yılının son çeyreğinden başlayarak yüksek enflasyon içinde küçülme yaşamaya başladı. Ve bu olgu 2019 yılının üçüncü çeyreğine kadar sürdü.
2019 yılının son iki çeyreği ve 2020 yılının ilk çeyreğinde yüksek enflasyonlu büyümeye geri gelen ekonomi bu kez de 2020 yılının ikinci çeyreğinde slumpflasyona girdi.
Yani bu korku endeksi, dünyayı titretiyor ama bizim gibi ekonomileri de yıllarca süren dengesiz bir ekonominin girdabına sokuveriyor.
Üstelik durumumuz şimdi daha da kritik. Millet yoksulluğun pençesinde. Döviz kuru zincirlerini koparacak diye diken üstündeyiz. Ve dünya bir bilinmezliğe doğru hızla ilerliyor.
Böyle bir ortamda insan ister istemez, atalarımızın o veciz sözünü hatırlıyor:
Bir deli kuyuya taş atmış, kırk akıllı çıkaramamış!