TÜİK ağustos ayı enflasyon rakamlarını dün açıkladı. Her ne kadar doğruluğu tartışılsa da biz yine de uluslararası tanınırlığını dikkate alarak TÜİK'in rakamlarını doğru kabul etmekten başka çaremiz yok.
Buna göre TÜİK diyor ki ağustos ayında enflasyon aylık yüzde 2,47 artış gösterirken, yıllık bazda enflasyon yüzde 61,78’den yüzde 51,97’ye geriledi.
Sivil toplum oluşumu ENAG'ın rakamları ise her zaman olduğu gibi TÜİK'ten yine çok daha farklı. ENAGrup'un rakamlarına göre enflasyon aylık yüzde 3,47, yıllık ise 90,35 olarak gerçekleşti.
Bu noktada benim ilk dikkatimi çeken yıllık enflasyon baz etkisiyle düşüşüne devam ederken, geçen aya göre enflasyondaki artış.
Dikkat ederseniz temmuz ayı enflasyonu yüzde 1.64’tü. Ağustos ayı enflasyonu ise yüzde 2.47. Eeee ne oldu şimdi? Hani, enflasyon düşmeyecek miydi?
Bu enflasyon konusunda en doğru uyarıyı Ekonomist Mahfi Eğilmez yaptı. Sosyal medya hesabında enflasyon düşüşüyle, fiyat düşüşünün birbirine karıştırıldığına dikkati çeken Eğilmez, "Enflasyon düşüyor dendiğinde, fiyatların artış hızı düşüyor. Yani fiyatlar artmaya devam ediyor. Ama eski hızına göre daha yavaş artıyor demektir" uyarısında bulunuyor.
Sadece enflasyon değil diğer rakamlarda da durum ekonomide bir düzelme olmadığını gözler önüne seriyor.
Bakın şöyle:
2002'de dolar 1.45 TL iken 2024 yılında 34 TL, Euro 2002'de 1.5 TL iken 2024'te 37.5 TL'ye yükseldi. Benzinin litresi 1.48 TL iken 2024'te 44 TL. 2002'de çeyrek altın 30 TL, 2024'te 4 bin 583 TL.
Türkiye'nin dış borcu 2002'de 130 milyar dolarken, 2024'te 506 milyar dolar, iç borç 2002'de 200 milyar TL iken bugün 5 trilyon TL.
Türkiye milli gelir olarak 64'üncü sıradan 72'nci sıraya, kişi başına düşen gelirde ise 12'nci sıradan 17'nci sıraya geriledi.
Son bir yıl içinde merkezi bütçe borcu 2.2 trilyon TL arttı. 2024 yılında faize ödenecek rakam ise 1.2 trilyon TL.
Bu enflasyondaki artışın sadece ekonomik değil sosyo psikolojik bir yönü olduğuna da artık iyice ikna oldum. Ekonomi kötüye gittikçe, sanki insanlarda dinmeyen bir öfke oluştu. En ufak anlaşmazlık, sözlü atışma ya da basit bir kavgayla bitmiyor, resmen kan donduran vahşete dönüşüyor.
Ekonomi kötüleştikçe sosyal depresyon, dinmeyen öfke ve değer yargılarında da çürümüşlük artıyor gibi.
Hani diyoruz ya içki tüm kötülüklerin anasıdır diye. İktisatta da tüm kötülüklerin anası enflasyon.
Ekonomik büyümeyi önceleyenlere duyurulur.