ÇAYKUR...
2017 yılında Varlık Fonu'na devredildi.
O zamandan beri sürekli zarar ediyor.
2018 yılında 657 milyon, 2019 yılında 635 milyon, 2020 yılında 547 milyon lira zarar açıkladı.
2021 yılı zararı ise, 2017 yılına oranla yüzde 88 büyüyerek 503 milyon 840 bin TL.
4 yılda toplam zarar, 2 milyar 106 milyon lira.
Bu nasıl olabilir?
Türkiye’de günde yaklaşık 300 milyon bardak çay içiliyor. Sadece 3 fabrikası bulunan yabancı bir çay firması, kar üstüne kar elde ediyor ama bizim ÇAYKUR zarar ediyor.
Daha dün Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) çaya ortalama yüzde 43,71 zam yaptı.
Üretici ise perişan.
Daha bir kaç gün önce 2022 ürünü yaş çay alım fiyatı, yüzde 76 artışla kiloda 6,70 lira olarak açıklanmış ve kilogramda 30 kuruş destek primi ödeneceği söylenmişti ama…
Çay üreticileri bir dokun bin ah işit.
Çünkü üreticilerin emeği ve alın teri ile bu günlere taşınan ÇAYKUR'a, Varlık Fonu'na devredildikten sonra bir haller oldu.
Üreticinin talepleri görmezden gelindi, ihtiyaçlarını karşılayacak kapasite artırımı ve yeni yatırım talepleri sürekli geri çevrildi.
Kota ve kontenjan uygulamaları ile çay üreticileri uluslararası tekellerin ve piyasa şirketlerinin insafsızlığına terk edildi.
Bu da yetmezmiş gibi özel sektör, üreticilerin çaresizliğini fırsata çevirerek, taban fiyatın çok altında uzun vadeli yaş çay alımı yaparak üreticileri mağdur ediyor.
Gübre fiyatlarının yüzde 300'ün üzerinde artış gösterdiği, buna rağmen hiçbir gübre desteği alamayan üretici ne yapsın?
7 yıldan beri artırılmayan ve 13 kuruş olan destekleme fiyatları ile nasıl üretim yapabilsin?
Halbuki dünyanın en kaliteli çayını üretiyoruz. Rize Ticaret Borsası'na göre Türk çayı, iyi bir tanıtımla dünya pazarında en pahalı satılan, en kaliteli çay bile olabilir.
Buna rağmen Türkiye çayda, net ithalatçı konumunda.
Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre; 2019'da 19 bin ton çay ithal edilirken 4 bin ton çay ihraç edildi.
Bu da Türkiye'yi çay ithalatında dünyada 25'inci sıraya, çay ihracatında ise 31'inci sıraya konumlandırıyor.
En son olarak Cumhurbaşkanlığı kararıyla Türkiye'den çok daha az çay üreten Azerbaycan'dan 300 ton çay alımının önü açılmıştı.
Tekrar başa dönelim; ÇAYKUR neden zarar ediyor?
Çünkü ÇAYKUR'un bankalardan kredi alarak ödeme yapıyor. Bu da kurumun zararını her geçen yıl arttırıyor.
Bu işi bilenler, zararın önüne geçmek için 12 aya yayılan kademeli ödeme sisteminin getirilmesi ve çay yasasının çıkarılması gerektiğini belirtiyorlar.
Sonuç olarak, ÇAYKUR her yıl zarar ettiriliyor ve bu zarar 'kamu zararı' olarak işleniyor.
'Kamu' zararı da kimin cebinden çıkıyor dersiniz. Senin. benim, hepimizin...
Bu gidişle şeker fabrikaları gibi, ÇAYKUR'u da satarlar.
Zarar ettir, sat...
Ne güzel iş değil mi?
Ne diyordu Çaycı Hüseyin:
'Çaylaaarrr!!!'