Şimdi ekonomiye ilişkin bazı tespitler yapalım:
Doları yukarı yönlü serbest bırakırsanız;
Enflasyon artar.
Maaş ödemeleri artar ki bu da bütçe açığının artması anlamına gelir.
Vatandaş geçim sıkıntısı çeker.
Döviz açık pozisyonu olan şirketler batar.
Enflasyon artar, faiz artar, zombi şirketler birer birer batar.
Bu kez tam tersini düşünelim. Doları baskılarsanız ne olur?
Turizm ve ihracat biter.
Cari açık artar.
Yerli üretici satış yapamaz.
İthalat ucuzlar ve ithalat artar.
Faizi arttırırsanız neler olur?
Kredi kullanan firmalar, birer birer dökülür.
Bütün bu sıkılaşma tedbirleri, tüm önlemlere rağmen ne yaparsanız yapın, bir kesim mutlaka çok etkilenir.
Bu işler zor işler. Asıl mesele işleri bu noktaya getirmemekti. Ama getirildi…
Öncelikle kamuda mali disiplini sağlamadan ekonomide düzelme çok zor.
Bakın şirketlerin bilançolarına çok kötü durumda. Türkiye'nin en büyük holdingleri bile zarar açıklıyor.
Böyle giderse, Bakan Mehmet Şimşek, yani Maliye, vergileri de toplayamaz hale gelir.
Ekonomi yönetimi ne yapsa bir türlü toparlayamıyor ama muhalefet de ekonomide ne yapacağını artık açıklamak zorunda. Özellikle de CHP. Ekonomiyi düze çıkaracak gerçekçi çözümler bulmalı.
Bakın bu ülkede işsizliğin çok yüksek olmadığı masallarını dinliyoruz yıllardır. Hepsini geçiniz!
Verilere bakın. Kaynak da TÜİK. Resmi veriler yani.
Buna göre bu yılın ilk çeyreği itibarıyla yaşları 15-34 arasında bulunan tam 6,7 milyon genç ne eğitimde ne istihdamda, yani boşta geziyor.
Bu 6,7 milyon genç öyle büyük büyük idealler peşinde de koşmuyor; yalnızca iş arıyor, iş!
Bizim Milli Eğitim Bakanı ise sözde aileler kızlarını okula göndermiyorlarmış da ‘kızlara ayrı okul açalım’ kafasında.
Of ki ne offf!
Bu ülkede artık mızrak çuvala sığmıyor!
GÜNÜN SÖZÜ:
“Gençliği yetiştiriniz. Onlara bilim ve kültürün olumlu fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız. Özgür fikirler uygulamaya geçtiği zaman, Türk milleti yükselecektir.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk