Türkiye İstatistik Kurumu, tüketici fiyat endeksinin (TÜFE) Temmuz ayı rakamlarını dün itibariyle açıkladı.
Buna göre enflasyon bir önceki aya göre yüzde 2,37 artmış durumda.
Yıllık enflasyon ise yüzde 79,60.
Bu rakam son 24 yılın zirvesi. Ağustos 1998'den sonraki en yüksek yıllık tüketici enflasyonunu temmuz ayında görmüş olduk.
Üstelik yaz mevsimine, üstelik çarşı pazardaki ürün bolluğuna rağmen.
Unutmadan; bildiğiniz gibi bu enflasyon rakamı TÜİK'e ait. Sivil bir oluşum olan Enflasyon Araştırma Grubu’nun (ENAG) rakamı ise çok daha yıkıcı bir enflasyonla karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Çünkü ENAG yıllık enflasyonu yüzde 176 olarak hesapladı.
Sahi kim sorumlu, tüm toplumun üzerinden silindir gibi geçen, yoksulu daha yoksul, orta sınıfı da yoksullar kervanına katan enflasyon yangınına yol veren politikalardan.
Faizi yüzde 14’e indirirseniz kurun sonra da enflasyonu patlatacağını öngörmemek mümkün mü?
Ben biliyorum da asıl siz neye inanıyorsunuz. Asıl mesele bu.
***
KPSS 2022 ile ilgili sınav sorularının en az 20'sinin bir yayınevinin daha önce yayınladığı deneme sınavı ile şıklarına kadar aynı olduğunun ortaya çıkması Türkiye'de adeta bir infiale neden oldu.
Malum FETÖ'nün bir numaralı sabıkasıydı bu sınav sorularının çalınması meselesi.
İddialar üzerine Devlet Denetleme Kurumu devreye sokuldu. ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Halis Aygün de resmi gazetede yayınlanan kararnameyle görevden alındı.
Aygün'ün görevden alınması öyle görünüyor ki, iddiaların ciddi ve gerçek delillere dayandığına işaret ediyor.
Bu konuyla ilgili dünkü yazım üzerine gazeteci dostum Müşerref Seçkin önemli bir hatırlatmada bulunmuş, diyor ki;
"Geçmişte, sınav sorularını hazırlayanların ve basım personelinin, kurumda nerdeyse hapis kaldığı olurdu. Evlerine gidermezlerdi. Şimdi üç beş liyakatsiz zat soru hazırlıyor, makamından çıkıp nerelere gidiyor bilmiyorsun sorgulamıyorsun. Babaannemin bir lafı vardı. Tas yitik. Yani hamamda sular boşuna akıyor ama ortada suyu dökünecek tas yok."
Bundan daha güzel bir benzetme olur mu?
"Hamamda sular boşuna akıyor ama ortada suyu dökünecek tas yok."
***
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Mustafa Necmi İlhan, Türkiye’de günlük Covid-19 vaka sayısının 50 bin civarında olduğunu söyledi ve ekledi;
“Bu rakamlar azımsanacak rakamlar değil. Bu yüzden mutlaka maskemizi kalabalık olan yerlerde takmalıyız.”
Vaka sayılarındaki artışı gördükçe önümüzde sonbahar ve kış olduğunu hatırlayıp daha da endişeleniyorum.
Güz dönemi geldiğinde, okullar açıldığında, insanlar işlerine gittiğinde, cam, pencere daha fazla kapanmaya başladığında ne olacak?
Bu kabus bitecek gibi görünmüyor. Maske, mesafe ve hijyene dikkat edin derim!