Türkiye tarihinin son 50 yılı incelendiğinde, ekonomimizi en çok meşgul eden sorun; enflasyondur.
İlk olarak 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile kendisini gösteren enflasyon, 1980'li yıllarda 'ithal ikameci' planlı ekonomi anlayışından, dışa açık liberal bir ekonomi anlayışına geçilmesi ile birlikte toplumun en önemli meselesi haline geldi.
1990'lı yılların politik belirsizlikleri, 1999 Marmara Depremi’nin yarattığı kaos, 2001 krizi ile sonuçlandı.
2001 krizinin ardından kısa sürede gerçekleştirilen yapısal reformlar ve Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde yaşanan olumlu gelişmeler ile enflasyon ile mücadelede geçici bir zafer kazanıldı.
Ancak jeopolitik konumu, köklü uluslararası finansal ve ticari ilişkileri ve o yıllarda benimsenen "cari açık ile büyüme" politikasından dolayı Türkiye, dış şoklara oldukça açık hale geldi.
Bu nedenle de Türkiye’nin enflasyon ile olan mücadelesi, 2008 Küresel Mali Kriz ve 2011 Avrupa Borç Krizi’nden etkilendi.
2013 Taksim Gezi Parkı Olayları ve 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi’nin oluşturduğu siyasi sosyal çalkantılar ile 2019 yılının sonlarında ortaya çıkan Korona virüs salgının bozduğu küresel iktisadi düzen yüzünden de enflasyon düzeyimiz yeniden 2000’li yılların başındaki seviyeye geldi. Yani enflasyonda yeniden başa geri döndük.
Tüm yaşananların üstüne 2022 kışında başlayan Rusya’nın Ukrayna’yı işgal harekatının da Türk lirasının değeri ve Türkiye’deki enflasyon üzerinde olumsuz etkileri ardı ardına yaşandı.
Üstüne üstlük 2021 eylül ayında zaten yükselme eğiliminde olduğu bilinmekteyken, "faiz sebep enflasyon sonuç' denilerek, faiz indirimlerinin yüzde 8'e kadar düşürülmesi, enflasyonun da inanılmaz bir şekilde patlamasına neden oldu ve bugünkü seviyelere kadar getirdi. Şu anda halen üzerimize 'yapışmış' bir enflasyondan kurtulmaya çalışıyoruz.
Ama ne yapsak olmuyor.
Bakın dün yeni Orta Vadeli Program açıklandı.
2024 enflasyon hedefi yüzde 41,5'e, 2025 enflasyon hedefi ise yüzde 17,5'e yükseltildi.
Önceki OVP’de bu oran 2024 için yüzde 33, 2025 içinse yüzde 15,2'ydi. Önceki OVP'de 2026 için ise yüzde 8,5 olan hedef de yüzde 9,7’ye çıkarıldı.
Şimdi merak edilen Merkez Bankası'nın yılsonu enflasyon tahminlerini nasıl güncelleyeceğinde. TCMB Başkanı Fatih Karahan mayıs ayında, 2024 yıl sonu enflasyon tahminini 2 puan yukarı güncelleyerek yüzde 38'e çektiklerini ve 2025 ve 2026 tahminlerini sırasıyla yüzde 14 ve yüzde 9 seviyesinde koruduklarını açıklamıştı.
Öte yandan yeni OVP'de 2024 büyüme oranı hedefi ise, yüzde 4'ten 3,5’e çekildi. 2025 büyüme oranı hedefi de önceki plana göre 0,5 puan aşağı çekilerek yüzde 4 oldu. Büyüme oranı hedefi 2026 için yüzde 4,5; 2027 için ise yüzde 5 olarak hedeflendi.
Büyümede bu sene yüzde 3,5 ama seneye yüzde 4 hedefi ile OVP’de "büyümeden taviz yok" mesajının verildiğini söyleyebiliriz.
Üstelik bu büyüme oranını yine OVP tahminleri ile bu yılı yüzde 41,5 enflasyon ile kapatıp 2025’te %17,5'e indirerek yapacakmışız.
Seneye hem yüzde 4 büyüyüp hem enflasyonu yüzde 17,5’e indirebilir miyiz. Bana hiç de "gerçekçi" gelmedi.
Türkiye ekonomisi için öncelikli konu hep büyümeydi. Yeni OVP'de de hükümetin, bundan taviz vermek istenmediğini görüyoruz. Bu nedenle de enflasyonla gerçek anlamda hiçbir zaman mücadele edilmedi.
Bu iktidarın da görüldüğü gibi birinci önceliği "büyüme"dir. Yine anlaşılan o ki yapısal reformlar yapılmadan para politikalarıyla enflasyonun inebileceği dip nokta yüzde 35. Bundan sonrası ciddi anlamda ekonomik küçülme ve işsizliğe sebep olacak.
Oysa ki 2023 seçimlerinden sonra Şimşek’in göreve getirilmesiyle enflasyonun şu şekilde düşmesi planlanıyordu:
"Merkez Bankası faiz artışlarıyla talebi kısacak, Şimşek yabancı yatırımcı sayesinde sıcak paranın gelmesini sağlayacaktı. Böylece enflasyon ile mücadele gerçekleşecekti."
Ama yapılamadı. Enflasyon düşmediği ve hukuksal anlamda sıkıntılar giderilemediği ve yapısal reformlar yapılamadığı için yabancı yatırımcı gelmedi. Enflasyonla mücadelenin mali ayağı "vergi paketi, vergi istisnaları, kamuda tasarruf" eksik kaldı.
Gelinen noktada açıklanan yeni OVP ile de enflasyon konusunda umutvar olamadım.
Maalesef bu yapışkan enflasyon uzun süre daha gündemimizden çıkmayacak!