Merkez Bankası faiz indirimlerine devam etmesinin de etkisiyle aralık ayında yıllık enflasyon yüzde 36,08 ile son 19 yılın en yüksek düzeyine çıkmıştı.
Bu sürece nasıl gelmiştik hatırlatalım, ‘faiz sebep, enflasyon sonuç’ anlayışının sonucunda Merkez Bankası, eylül ayında faiz indirimi sürecine başlamış ve 4 PPK toplantısında arka arkaya alınan kararlarla politika faizi, yüzde 19'dan yüzde 14'e indirilmişti.
Ve ocak ayı itibariyle Para Politikası Kurulu yılın faiz kararını da dün açıkladı. Buna göre politika faizi, yüzde 14'te sabit tutuldu.
Kurul bu kararı açıklamasının ardından yapılan açıklamada ise "Enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörülmektedir" denildi.
Yine aynı açıklamaya göre, kurulun enflasyon hedefi yüzde 5.
Bu hedef nasıl sağlanacak; fiyatlarda istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı ile.
Şimdiye kadar 4 kez faiz indirimine gidilmesine rağmen, ocak ayında faizin sabit tutulması ne anlam ifade ediyor?
Ekonomistlere göre bu kararın pek bir anlamı olmayacak. Ben de öyle düşünüyorum.
Daha aralık ayında yaşadığımız kur ataklarının etkilerinin yanı sıra, enerji fiyatlarındaki rekor zamların ve akaryakıtta bitmek bilmeyen fiyat artışlarının etkilerini ocak ayı enflasyonunda fazlasıyla göreceğimiz aşikar.
Dolayısıyla reel politika faizi, üst üste yapılan faizdeki düşüşler nedeniyle halen ekside.
Bu yüzden faizin sabit tutulmasının, enflasyonun düşmesi konusunda pek bir anlamı olmayacak.
Önümüzdeki ocak, şubat ve mart aylarında enflasyonun yüzde 50'nin üzerine çıkacağı çok açık.
Hazır olun; enflasyonda asıl zor süreç şimdi başlıyor!