Tarih 13 Nisan 2009.
Yer; Samsun'da akademisyenlerin ikamet ettiği Ondokuz Mayıs Üniversitesi lojmanları.
Sabah saat 05.00 sıraları.
Kapının zili sürekli çalıyor.
Öylesine kalabalıklar ki bütün lojman adeta ayağa kalkmış durumda.
Kapıyı açan kişi Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nin eski Rektörü Prof. Dr. Ferit Bernay.
'Günaydın' hakkınızda 'gözaltı kararı var' deyip eve doluşuyorlar.
Evde aranmadık yer kalmıyor. Bernay'ın bilgisayarı, diskleri, bütün dokümanları ve CD'leri tek tek torbalara konuluyor.
Ergenekon operasyonlarının bilmem kaçıncı dalgası.
Bernay, farklı illerde yapılan aynı dalga operasyonların hedefi olan 4 diğer rektör gibi gözaltına alınarak emniyete götürülüyor.
Bütün Türkiye bir türlü ardı arkası kesilmeyen cumhuriyetçi, Atatürkçü, laik Türkiye'den yana bilim insanlarına yapılan bu operasyonları canlı olarak izliyor televizyonlardan.
İnsan, uyanmak istediği ama bir türlü uyanamadığı bir kabusun içinde sanki.
Samsun Emniyeti'ndeki sorgusu tamamlanan Bernay, İstanbul'a götürülecek. Arka kapıdan çıkarılan eski rektörün aracının önü bir anda kesiliyor.
Otomobil bir o tarafa bir bu tarafa savruluyor.
Neredeyse devrilecek.
Bernay'ın öğrencileri, akademisyen dostları, yol arkadaşlarının önünü kestiği araç, kalabalığı zor bir hal yardıktan sonra, hızla uzaklaşabiliyor.
İstikamet, Çarşamba Havaalanı.
Bernay ve beraberindeki iki polis, uçaktaki yerlerine oturuyorlar.
Bir 10 dakika sonra uçağın diğer yolcuları da gelmeye başlıyor.
Prof. Dr. Ferit Bernay büyük bir şaşkınlık içerisinde.
Çünkü etrafındaki koltuklara oturanların hepsi, akademisyen arkadaşları, dostları…
Hepsi yanındalar.
Bir süre sonra uçağın kaptan pilotunun sesi duyuluyor: "İyi günler Lady is Centilmen; bugün çok özel bir yolcumuz var. Atatürkçü aydın bir rektörümüz, bizimle birlikte. Yaşadıklarından, onun bu şekilde uçağımızda seyahat ediyor olmasından büyük bir üzüntü duyuyoruz. Ama şunu bilsin ki; bugünler kesinlikle geçecek. Her zaman onun yanındayız."
Uçakta bir alkış tufanı kopuyor!
İşte tüyleri diken diken eden bu anıyı, yıllar sonra gözleri dolu dolu, tam da karşımda otururken anlatan kişi, FETÖ'nün Ergenekon terör örgütünün üyesi olmakla suçladığı, cezaevine yolladığı, iki kez ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıl hapis cezası istediği Prof. Dr. Ferit Bernay.
Çağday Yaşamı Destekleme Derneği, 2007'den bu yana her yıl, laiklik ilkesinin benimsendiği 10 Nisan tarihinde aydın insanlara verdiği, 'Çağdaş Yaşam Cumhuriyet Ödülü'ne bu yıl; Ferit Bernay ile birlikte yine Ergenekon davalarında ağır bedeller ödeyen Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın, Başkent Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, Uludağ Üniversitesi Eski Rektörü Prof. Dr. Mustafa Yurtkuran'ı layık gördü.
İşte bu sohbeti de ÇYDD'nin Samsun Şubesi'nde pandemi sınırlaması nedeniyle çok az insanın katılabildiği ödül töreninin hemen ardından yapıyoruz Ferit Bernay ile.
Bernay, ödüle layık görülmekten dolayı gururlu. Nasıl olmasın ki…
Ergenekon, Balyoz gibi adlar verilen ordu mensuplarına, bilim insanlarına ve çeşitli gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklamalarda onlarca insan ağır bedeller ödedi.
Hükümetin bir şekilde olan biteni anlamasıyla bu davalardan hukuki hiçbir sonuç çıkmadı. Çıkmayacaktı da zaten.
Çünkü nasıl ki 28 Şubat postmodern askeri darbesi hukuki değil, siyasi ise Ergenekon ve Balyoz gibi operasyonlar da hukuki değil siyasiydi.
ABD'nin, yeni dostlar olarak seçtiği FETÖ'cülerle birlikte yeni konsepti çerçevesinde yaptığı operasyonlardı bunlar.
Öyle ki 15 Temmuz'a kadar Türkiye, hiç kimsenin unutamadığı ağır ve acı travmalar yaşadı.
CIA-FETÖ, 15 Temmuz darbe kalkışmasıyla da devleti ele geçirmek, ülkeyi işgal edip BOP planlarını gerçekleştirmek, anayasayı askıya alıp, meclisi kapatıp, tek kişi diktatörlüğünde şeriat ve hilafet devleti kurmak istemişti.
Neyse ki AK Parti, CHP, MHP, HDP'den tüm yurttaşların direnişiyle OBAMA'lı emperyalist darbe kalkışması yenilgiye uğratıldı.
Şimdi yine emperyalist saldırının hedefindeyiz.
Her ne kadar bu sefer ayrışmış ve kafalar karışmış olsa da Türk milleti bu saldırıyı da yenilgiye uğratacak ve sonsuza kadar tam bağımsız yaşamaya devam edecektir.
Cumhuriyetimizin 97'nci kuruluş yıldönümü kutlu olsun!