Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan birkaç gün önce uyarmıştı; enflasyonu düşürmek için atılacak adımların başında gelen fahiş fiyatların önüne geçilmesi kapsamında, denetlemelerin başlayacağını…
Bu kapsamda Ticaret Bakanlığı da vakit geçirmeden ilk adımı attı ve aralarında Samsun'un da bulunduğu 10 büyükşehirde bulunan toptancı hallerinde eş zamanlı olarak denetimlerine başladı.
Elbette denetimler sadece bu tarih ile sınırlı değil. Kamu yararı gözetilerek titizlikle ve sürekli olarak devam edecek.
Ancak bu denetlemeler yetmez, asıl fırsatçıların denetlenmesi gerekiyor.
Fırsatçılar, sadece hallerde değil ki. A’dan Z’ye gıdadan, tekstilden, dayanıklı tüketim mamullerinden inşaat malzemelerine kadar her şeye zam üstüne zam yapılıyor.
Daha önce 'Dolar yükseldi, ham maddelerimizin çoğu ithal geliyor ve fiyatları yükseltme zorunda kaldık’ diyorlardı.
Şimdi de pandemiyi bahane etmeye başladılar. Geçenlerde evimin laminant tadilatı için bir fiyat araştırması yapayım dedim. O da ne. Geçen yıla göre yüzde 100'ün üzerinde artış var.
Neden bu kadar astronomik zam yapıyorsunuz diye sordum, "İhracat fazla olduğu için iç piyasaya mal sürülmüyormuş, o yüzden fiyatlar çok pahalanmış."
Her seferinde fahiş fiyatlar için bahane bulabiliyorlar.
Bunun adına da 'pandemi fırsatçılığı' denmez de ne denir.
Bu şekilde enflasyon tabii ki yükselir. Hele de gıda enflasyonu.
En büyük görev ise biz tüketicilere düşüyor.
Birçok ürünü almasak ne olur?
3 gün fiyatı yüksek olan o ürünü almayın, arz talepten dolayı o ürün gerçek fiyatına düşecektir.
O yüzden lütfen çok yüksek fahiş fiyatta gördüğünüz ürünü almayın.
Bu tür fırsatçılara fırsat vermemek için ister salça olsun ister yağ olsun farklı farklı ürünleri de almayalım. Almak zorundaysak ihtiyacımız kadar alalım.
Eğer bu şekilde yaparsak o ürünün kapasitesi düşer, kapasitesinin düşmesinden dolayı da o ürün tekrar gerçek fiyatına düşer.
En büyük görev ise belediyelere düşüyor.
Her belediye bu süreçte mutlaka bünyelerinde 'tüketici masası' kurmalılar.
Vatandaşa da bunun duyurusunu yaparak, fahiş fiyatta ürün satan fırsatçıların şikayet edilmesi için bir 'ihbar hattı' da oluşturmalılar.
Çarşıda, pazarda, AVM’de nerde, kim fırsatçılık yapıyorsa, bunları şikayet etmek vatandaşın görevi olmalı.
Öte yandan esnafı denetleyerek de bir yere varılacağını düşünmüyorum. Asıl denetlenmesi gerekenler distribütörler ve bayiler. Bunların denetlenmesi lazım ki fiyatlar ortaya çıksın.
Bayi esnafa getirip 3-5 koli ürün indiriyor, esnaf ise o ürünün üzerine yüzde 10-15 bir fiyat koyarak satışı yapıyor. Distribütör ve bayi bu ürünü kaça almış, kaça satmış bunun kontrol edilmesi gerekiyor.
Çünkü bir bayide 100-150 ve 500 çeşit ürün var. Bu kapsamda denetlemelere hallerden başlanması çok yerinde bir karar. Çünkü seyyar satıcı bu ürünü halden alıp satıyor. Aldığı ürünün miktarı ve sattığı fiyatı bellidir. Fırsatçılar tekellerdir.
Ayrıca bu deterjan firmalarına, yağ firmalarına, tekellere ve hale el atmadığı müddetçe enflasyondaki yükselişi durduramazsınız.
Esnaf hiçbir zaman fırsatçı olmamıştır. Fırsatçılar tepedekilerdir.
Eğer biz tepedekilerle uğraşamazsak onları görmezsek biz gideriz bir ürünün üzerine yüzde 10-15 kâr koymuş, Bağ-Kur ücretini dahi zor ödeyen esnafın pençesine yapışırsak bu işin bir çözümünü bulamayız.
Onun için diyorum ki önce tepedekilerle ve tekellerle uğraşmak lazım.
***
Kış yaklaştıkça korona virüs vakaları da giderek artıyor. Tek çaremiz, 'aşı' olmak. Şu anda hastanelerde yoğun bakımlarda korona tedavisi gören hastaların büyük bir çoğunluğunun aşı olmayan vatandaşlar olduğunu doktorlarımız, bilim insanları uyarıyor. Lütfen aşı olunması konusunda çevremizi, yakınlarımızı, akrabalarımızı uyaralım.