Samsun'un benim bildiğim 10 yıldır, ihracatını yani dışsatımını 1 milyar doların üzerine çıkarma hedefi var.
Ne yapıp ettiysek bir türlü başaramadık.
Lojistik Bölge mi kurmadık, Gıda OSB mi açmadık, kalibrasyon laboratuvarları mı açmadık, master planlar mı hazırlamadık, organize sanayi bölgelerinin sayısını mı artırmadık, Rusya ile ihracatı artırmak içen tren feri hattı mı kurmadık. Aklına ne geliyorsa her türlü altyapı yatırımını bu kente kazandırdık. Serbest bölgemiz zaten var.
Fakaaat; bir türlü başaramadık.
Bir türlü 1 milyon dolar ihracat hedefini yakalayamadık.
İlk kez bu yıl bu hedefi tutturacağa benziyoruz, ha gayret az kaldı!
Dün STSO Başkanı Salih Zeki Murzioğlu da açıklamış; TÜİK verilerine göre Samsun’da, 2021 Ocak-Ağustos döneminde ihracat, bir önceki yıla göre yüzde 84.9 oranında artarak 824.2 milyon dolara çıktı.
İhracatın artmasındaki en önemli neden ne, ben söyleyeyim; pandemi nedeniyle Çinli üreticilere olan talebin düşmesi.
Bu durum Türkiye için büyük bir fırsat yarattı.
Pandemi sürecinde gelişmiş ülkelerin neredeyse tamamının genişlemeci politikalar uygulaması ve parasal teşvik desteklerde bulunması dünyanın talep hacmini artırdı.
Bu talep artışına paralel olarak da bütün ülkelerde mal talebi artmaya başladı.
Çin’in ve Uzak Doğu’nun pandemi sürecinde güvenli tedarik sağlayamaması Türkiye gibi ülkelerin yeni lojistik üsler olma anlamında konumunu artırdı.
Bu bağlamda Türkiye hızlı bir şekilde son 1 yıllık dönemde ihracatını artırmaya devam etti.
İhracatımızı 1 milyar dolar yaklaşmamıza rağmen, ithalat ise bir türlü düşmüyor.
Samsun, 2021 Ocak-Ağustos döneminde 652.3 milyon dolar ithalat gerçekleştirdi.
İthalat; dışarıdan almak zorunda kaldığımız hammaddeye ödediğimiz para demek.
Şimdi bakalım; 2021
Ocak-Ağustos döneminde Samsun ihracatı 824.2 milyon dolar, ithalat ise 652.3 milyon dolar.
Bize kalan yani dış ticaret fazlamız ise buna göre 171.9 milyon dolar.
Bu sadece Samsun için değil Türkiye dış ticaretinin tamamı için en büyük handikap.
İhracattaki artışa rağmen ithalat gerilemiyor.
Bunun anlamı şu; hala ithalatımız çok yüksek, hala hammaddeyi dışarıdan almak zorunda kalıyoruz, hala milyonlarca dolar dövizi yurt dışına gönderiyoruz, en önemlisi de üretebilmek için ne yazık ki hala hem de göbeğimizden DIŞA BAĞIMLIYIZ.
İşte en önemli mesele de bu. Bizim yapmamız gereken üretmek ama kendi hammaddemizle, kendi kaynaklarımızla.
Aksi taktirde bu kısır döngü ekonomiye kalıcı bir fayda sağlamaz.
Evet, ekonominiz büyür ama ithalat baskısı, dış ticaret açığınız üzerinde 'Demoklesin kılıcı' gibi sallanmaya devam eder.
Bu arada unutmadan, Samsun ihracatçısı bu pandemi koşullarının yarattığı fırsatlara rağmen halen 1 milyar dolar hedefini tutturabilmek için adeta göbeği çatlıyorsa, bizim de oturup enine boyuna düşünmememiz gerek.
İhracatta 1 milyar dolar sınırını aşmayı nasıl sürekli hale getirebiliriz diye.
Bunun tek çaresi var o da sır değil; üretim, üretim üretim.
Bir de bu üretimi yapacak cesur yatırımcıların kuracağı, fabrika, fabrika, fabrika...