31 Mart yerel seçimlerinden bu yana, CHP'nin devraldığı Atakum Belediyesi'nin başkanı Cemil Deveci'nin başı, bir türlü 'icralardan' kurtulamadı.
Geçen 2,5 yıl boyunca belediyenin;
arsaları,
parke tesisi,
düğün salonlarının bulunduğu ek hizmet binası,
hatta Başkan Deveci'nin makam odası bile haczedildi.
Cemi Deveci 'Gerekirse çadır kurar belediyeyi yönetirim' diyecek duruma kadar getirildi.
Bu sonuncu haciz ise, öyle yenilir yutulur gibi değil.
Atakum Belediyesi'nde personel maaşlarının da ödendiği 6 banka hesabı, bir internet şirketi ile 31 Mart seçimlerine sayılı günler kala, eski belediye yönetimi tarafından imzalanan sözleşme şartları yerine getirilmediği için haczedildi.
CHP Atakum İlçe Başkanı Turgay Özçelik, hacze konu olan borç miktarının yaklaşık 171 bin TL olduğunu belirtiyor.
İcra kararı ise İzmir 16. İcra Dairesi tarafından alınmış.
Karara itiraz edildiği ve bu itiraz kabul edildiği halde, nöbetçi mahkemece hala banka hesapları üzerindeki bloke kaldırılmış değil.
Yarın birg ün kaldırılır. Ama asıl mesele Türkiye tarihinde şimdiye kadar personel maaşlarının ödendiği banka hesaplarına, icranın konulmuş olması.
Zaten yasal da değil.
Ama ne hikmetse Atakum Belediyesi söz konusu olunca, böyle bir uygulamaya yapılabiliyor.
Bin 300'e yakın belediye personeli, bu bloke kaldırılmazsa maaşlarını alamama riskiyle karşı karşıyalar.
Bunun anlamı; birçoğu asgari ücretle geçinen belediye personelini açlığa mahkum etmek,
belediye yönetimini de 'çalışamaz' hale getirmektir.
CHP Samsun İl Başkanı Fatih Türkel, olayın ortaya çıkmasıyla birlikte dün belediyenin önünde düzenlenen ve Millet İttifakı'nın diğer ortağı İYİ Parti il ve ilçe başkanlarının da katıldığı toplantıda, "Yaşananlar tam bir zulümdür.' dedi.
Türkel'in İller Bankası Genel Müdürü'nün, Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci'ye 2,5 yıldır randevu vermediğine yönelik sözleri de oldukça dikkat çekiciydi.
İller Bankası; yerelde, bütün belediyelerin altyapı ve diğer yatırımlarında kredi yoluyla kaynak sağlayan çok önemli bir kuruluş.
Misal bu ya; Genel Müdür'ün çok yoğun bir ziyaretçi trafiği olduğunu kabul edelim. Yine de 2,5 yıldır bir bürokrat, Karadeniz'en en fazla büyüyen ve 220 binin üzerinde nüfusu bulunan bir ilçenin belediye başkanına nasıl randevu vermez, veremez.
Doğrusu akıl alır gibi bir durum değil.
Üstelik bu kadar hızlı büyümesine rağmen, Atakum Belediyesi'nin birçoğu altyapıyla ilgili olan yatırımlarla ilgili kredi talepleri, birer birer neden reddedilir, o da ayrı bir tartışma konusu.
Samsun'un en borçlu belediyesi bile İller Bankası'ndan kredi alabilirken, Atakum Belediyesi'ne bu 'kırmızı kart' neden gösterilir, şaşılacak bir şey.
Bütün belediyelere eşit mesafede olması gereken İller Bankası'nın 'çok yoğun genel müdürü' Atakum Belediyesi'ne ise 'az sen uzakta mı dur' diyor yoksa.
Hangi hakla?
Belediyeler birinci derecede halka hizmet eden kuruluşlardır.
Yerelde belediyelerin partilisi, partisizi olmaz, olamaz!
Aksi taktirde vatandaş, bunun cezasını sandıkta keser.
İller Bankası da bu belediye CHP'ye geçti diye bu tavır içerisindeyse sadece bu partiye ya da da Millet İttifakı'na oy verenleri değil, vermeyenleri de cezalandırmış olur.
Tabi bir bürokrat, kendi kafasına göre böyle hareket edebilir mi?
Türkiye gibi bir ülkede tabi ki hayır.
İstanbul'da 31 Mart'ta ve sonrasında yaşananları hatırlatarak, uyarmam gerek;
Milletle inatlaşırsanız, kaybeden siz olursunuz!
Söylemeden geçemeyeceğim; Büyükşehir Belediye başkanlığı hayalleri de yalan olur bak.
Benden söylemesi!