Samsun Emniyet Müdürü Dr. Ömer Urhal, eylül 2019'dan bu yana Samsun Emniyet Müdürlüğü görevini sürdürüyor.
Polis kimliğinin yanında; Kamu Yönetimi Anabilim Dalında Yüksek Lisansını, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Bilim Dalında da doktora eğitimini tamamlamış bir akademisyen aynı zamanda Ömer Urhal…
“Devlet-Güvenlik-İstihbarat-Terörizm”, “Küreselleşen Dünyada Güvenlik (Milli Güvenlik, Kamu Güvenliği, Örgütlü Suçlar ve Suç İstihbaratı)” adıyla eserleri de bulunan değerli bir Emniyet Müdürü…
Benim de yönetim kurulu üyesi olduğum Samsun 19 Mayıs Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Yusuf Ziya Çakır ve beraberindeki arkadaşlarımız önceki gün kendisini ziyaret ettiler.
Emniyet Müdürü Urhal o ziyarette öyle bir söz söyledi ki Samsun'un yıllardır siyasetten, ekonomiye, sosyal yaşantıdan, kalkınmaya kadar hak ettiği yere gelememesinin teşhisini de koymuş oldu.
Şöyle ki; Yıllardır Samsun'a gelen, yönetiminde söz sahibi olan bütün valiler, milletvekilleri, bürokratlar sanki ezberlemişler gibi aynı cümleyi söyleyip dururlar. Derler ki, "Samsun potansiyeli yüksek ama hak ettiği yere gelememiş bir kent."
İşte Emniyet Müdürü Urhal, söylediği o sözle, bu kentin potansiyelini neden değerlendiremediğini de tokat gibi yüzümüze vurmuş.
Diyor ki Sayın Urhal; "Eğer bir kent huzurluysa, o kadar daha çok kalkınır."
Evet, mesele tam da bu.
Samsun neden kalkınamıyor, neden potansiyellerini değerlendiremiyor, neden onca imkana, altyapıya rağmen beklenen atılımı yapamıyor?
Nedeni çok açık;
Çünkü herkes huzursuz!
Elbette Sayın Urhal bu sözü 'asayiş' açısından değerlendiriyor ama gerçekte de durum hakikaten böyle.
Bu kentte milletvekilinden, bürokratına, işadamından, esnafına, memurundan emeklisine kadar hiç kimsenin doğru dürüst bir iç huzuru yok ki.
İktidarından muhalefetine bütün partilerde ve partinin bütün organlarında, yeniden seçilme telaşındaki, siyasetçi huzursuz,
'Aman hata yapmayım, kimseyi kızdırmayım, görevde kalayım, koltuğumdan olmayım' düşüncesindeki bürokrat huzursuz,
'Aman iktidarla ters düşmeyim, kredi almakta sıkıntı yaşamayım' endişesi yaşayan işadamı, esnaf huzursuz,
Geçim derdindeki memur huzursuz,
Asgari ücrete talim ücretli huzursuz,
Üniversiteden mezun ama aylardır işsiz yaşayan genç huzursuz,
Hakkını isteyen ama 'giderseniz gidin' diye kapı dışarı edilen doktor huzursuz,
Gelecek kaygısı içerisindeki lise öğrencisi huzursuz,
Bu hayat pahalılığında mutfağında tenceresini nasıl kaynatacağını düşünen ev hanımı huzursuz,
Ayçiçek yağlarını getiren gemiler ne zaman ulaşacak endişesindeki emekli huzursuz.
Velhasıl herkes huzursuz.
Ve bunca huzursuz arasında kriminal onca vaka, bunlarla mücadele etmeye çalışan Emniyet Müdürlüğü ve Samsun polisi.
Ne diyebilirim işiniz zor, Allah kolaylık versin!
Hepinize 'huzurlu' günler dilerim!