Dolar kuru her geçen gün düşüyor ama çarşı pazarda değişen bir şey yok.
Daha 3 gün önce TESK Başkanı Bendevi Palandöken zincir marketleri hedef aldı ve dedi ki: "İndirim değil zam yaptılar."
Ne yapıyorlardı bu uyanıklar? Kur yukarı çıkarken; günde en az 4 kere etiket değiştiriyorlardı.
Ya şimdi;
Bazıları denetim ve ceza korkusuyla 'göstermelik' indirimler açıklıyorlar.
Ama dedim ya göstermelik…
Kurun atak yaptığı o dönemlerde fiyatları en az 4 katına çıkarmış olanlar, şimdi sözde indirim yaptık diye göz boyuyorlar.
Soruyorsun neden böyle; "Doların 25, 30 lira olacağını düşünerek yüklüce mal stokladık. Düşük fiyata satarsak zararımız büyük olur. Hele elimizdeki stok erisin, bakarız” havasındalar.
Müteahhit niye indirim yapmıyor?
“İnşaat malzemesi üretici ve ihracatçıları indirim yapmadı ki biz nasıl yapalım?” diyor.
Fırıncı Samsun'da ekmeği 30 gram azalttı ama yeniden büyütmeye niyeti yok; “Unun çuvalı 180 liradan 300 lira oldu. Un fiyatları geri çekilse bile, enerji zamları maliyetlerimizi artırdı. Ayrıca asgari ücrete gelen zamla birlikte işçilik maliyetimiz de yüzde 50 arttı" diye kendisini savunuyor.
Oto galerici indirimi aklının ucundan bile geçirmiyor, “Yüksek kur günlerinde 300 bin liraya aldığımız aracı zararına satacak değiliz ya" diyor.
Herkeste biraz daha 'bekleyip, görelim' havası var.
Olan vatandaşa oluyor, mutfaktaki yangın sönmüyor.
Zaten enflasyon 'indirim yapmazsanız, ceza yazarım ha!' diye düşürülemez ki.
Sıkı bir para politikası gerek, tasarruf gerek, disiplin gerek.
Kamu kendini disipline etmeden, israf olarak artık tüm halk tarafından kabul edilen harcamalara son verilmeden enflasyon düşer mi?
Yukarıda saydıklarımı bırakın daha siz yeni yıla vergi, ceza ve harçlara yüzde 36 zamla başlıyorsunuz.
Diğerleri 'indirim' yapar mı?
İndirim mi varmış. Hani nerede?