Türkiye’de 38 milyon kişi bireysel kredi kartı kullanıcısı.
Ve bu kişilerin yüzde 49,2’sinin kredi kartı limiti 100 bin TL üzerinde.
Bunu gören iktidar ne yaptı; "İsrail'in gözü vatan topraklarımızda. Savunma sanayimizi güçlendirmeliyiz" diyerek, adına vergi diyemese de zorunlu olarak alınacak bir dizi katkı payını gündemimize sokuverdi.
Bu düzenlemeyle ilgili yasa teklifi geçen cuma TBMM'ye sunuldu. Bu hafta içinde de TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşüldükten sonra Genel Kurul'a getirilip, yasalaşacak. 1 Ocak 2025'ten itibaren de uygulamaya konulacak.
Ama daha teklif daha yasalaşmadan vatandaşlar, bu katkı payını ödememek için kredi kartı limitlerini düşürmek üzere bankalara koştular. Bunun üzerine kimi bankalar müşterilerine SMS yoluyla gönderdikleri mesajlarda, henüz bu düzenlemenin olmadığını, o yüzden limitlerin düşürülmesine gerek olmadığına dair bilgilendirme yapmak zorunda kaldılar.
Madem teklifle ilgili bilinmeyenler var. Ayrıntıları bir de ben hatırlatayım istedim:
-Teklif Meclis'te yasalaşırsa, limiti 100 bin TL ve üzerinde olan kredi kartlarının hamillerinden her bir kart başına yıllık 750 TL alınacak,
-Kartın yıl içinde herhangi bir sebeple yenilenmesi halinde ilgili yıl için pay ödenmiş ise ayrıca pay alınmayacak, kartın herhangi bir sebeple iptal edilmesi halinde alınan pay iade edilmeyecek, fiziki bir kartın limitleri dahilinde oluşturulan ek kartlar ve fiziki olmayan kartlar için ayrıca pay alınmayacak.
-Limiti 100 bin Türk lirası ve üzerinde olan kredi kartlarının hamillerinden alınacak katılma payı, 5464 sayılı Kanun kapsamında kredi kartı çıkaran kuruluşlar tarafından her yılın ocak ayının 5. günü itibarıyla kart hamilinin hesabına yansıtılacak, ilgili dönem hesap ekstresinde gösterilerek kart hamilinden tahsil edilecek.
-Tahsil edilen tutar, tahsilatı izleyen ayda verilmesi gereken banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannamesi ile beyan edilerek bu verginin ödeme süresi içerisinde ödenecek.
-Yıl içinde alınan veya limiti 100 bin Türk lirası ve üzerinde olan kartlara ait katılma payı, kartın kullanıma açıldığı veya limit artışının yapıldığı ayın hesabına yansıtılacak ve tahsil edilen tutar tahsilatı izleyen ayda verilmesi gereken banka ve sigorta muameleleri vergisi beyannamesi ile beyan edilerek bu verginin ödeme süresi içerisinde ödenecek.
-Bu arada alınacak katkı bedeli kart bazlı olarak tahsil edilecek. Yani 100 bin TL limiti olan ne kadar kartınız varsa hepsinden ayrı ayrı 750 TL tahsil edilecek.
İşte teklifin ayrıntıları böyle. Adı üzerinde kredi kartı. Yani kredi, yani harcanmamış para, yani borç ama yine katkı payı vermemizi istiyorlar. Zaten bankalar aidat alıyor. Şimdi bankanın bana verdiği borç kredilen katkı payı adıyla vergi topluyorlar.
Dikkat edin son dönemdeki bazı vergi/harç/katkı payı düzenlemeleri (mesela yurt dışı çıkış harcının 500 TL’ye çıkarılması, kredi kartı limitine göre 750 TL katkı alınması vs.) hep alt gelir grubuna yönelik fakat en üst gelir grubuna da pek dokunmayan uygulamalar. Olan orta sınıfa oluyor.
Son 22 yılda ortalama dolar kuru ile 2 trilyon 755 milyar dolar vergi ödedik, yetmedi. Verginin vergisinin vergisini öde dedik ama yine de yetiremedik!
Bu gidişle de daha başka başka vergilerle karşımıza çıkmayacaklarının da hiçbir garantisi yok!
***
Nobel Ekonomi Ödülü'nün bu yılki sahipleri belli oldu. İsveç Kraliyet Bilimler Akademisi'nin belirlediği bu yılkı Nobel Ekonomi Ödülü, "kurumların nasıl oluştuğu ve refahı nasıl etkilediği" üzerine çalışmaları nedeniyle Nobel Ekonomi Ödülü'nü Daron Acemoğlu, Simon Johnson ve James A. Robinson'a verdi.
Daron Acemoğlu, İstanbul’da 1967’de doğdu ve Galatasaray Lisesi’ni bitirdikten sonra İngiltere’de York Üniversitesi ve London School of Economics’de iktisat eğitimi alan Daron Acemoğlu, dünyanın en önemli iktisatçılarından biri olarak kabul ediliyor.
Dünyada kendisinden en çok alıntı yapılan 10 iktisatçıdan biri olan Daron Acemoğlu, halen Massachusetts Teknoloji Enstitüsü’nde ekonomi profesörlüğü görevini devam ettiriyor. Daron Acemoğlu 2023 yılında verdiği bir röportajda, “Bu kadar insanın göçü çöküşe yol açar, Türkiye bunun eşiğinde” uyarısında bulunmuştu.
Daron Acemoğlu'nu ben de kutluyorum. Ülkemiz adına gurur verici bir başarı. Acemoğlu'nun sürdürülebilir, adil bir ekonomi ve teknolojik gelişmelerle ilgili tespit ve çalışmaları tabi ki çok kıymetli.
Bir taraftan da şunu düşünüyorum:
Nobel ödüllü ekonomist çıkaran bir ülkenin ekonomisinin böylesine kötü durumda olması, insanlarının ise yoksulluğun ve açlığın sınırlarında gezinmesi gerçekten çok çok ironik!